İnsan ilişkilerindeki en önemli şeyin sevgi olduğunu biliyoruz. Sevgi her şeyin temel yapı taşı ve olmazsa olmazı!
Sevginin özünde de koşulsuz kabul vardır. Sevginin gerçek olduğu ve içten yaşandığı ilişkilerde kabul becerisi kendiliğinden gelişir. Çok sevdiğiniz birini olduğu haliyle kabul edip, sevebilmeniz beklenir.
Seviyorsanız onu, her haliyle kabul etmişsiniz demektir. Tabii bu kişinin kendisine veya size bir zararı varsa, bu kabul edilemez davranışlar arasına girer ve bahsettiğim kabul bunu içermez.
Ebeveynseniz çocuğunuzu, öğretmenseniz öğrencinizi, eşinizi, yakın arkadaşınızı sizin istediğiniz şekle sokmaya çalışıyor, onu değiştirmek için uğraşıyorsanız o kişiyi olduğu gibi kabul etmiyorsunuzdur.
Kabul etmediğinizin en önemli göstergesi karşınızdaki kişiyi değiştirmeye çalışmaktır.
İlişkiler değişebilir veya ilişkinizin kalitesini değiştirmeye çalışabilirsiniz.
Bu anlaşılır bir şeydir. Ancak kişileri değiştirmeye çalışırsanız çatışma kaçınılmazdır.
***
Bu çatışma özellikle kadın-erkek ilişkilerinde çok yoğun yaşanır.
Eşler birbirini değiştirmeye odaklandıklarında hayal kırıklığına uğrar.
Hatta evlenirken bile eşinde kabul edemediği bir şeyin evlilikle birlikte düzeleceğini umarlar.
Aslında evlilik kişileri değiştirmez. Anneler hayalindeki çocuğu yetiştirmeye çalıştığında kendi çocuğunun kapasitesini anlamaktan yoksun kalır ve çocuğu mutsuz etmek pahasına onu kafasındaki kalıba sokmaya çalışır.
İlişkilerin tıkandığı en temel nokta “Ben seni olduğun gibi kabul etmiyorum” mesajı verdiğiniz noktadır.
Burada sevginin koşulsuzluğu da ortadan kalkmış olur.
Devreye yargı girer ve yargının olduğu yerde gerçek kabul yoktur. Yargı mutsuzluk getirir.
***
Önce yargılayıp, eleştirip, “istediğim kişi olmazsan seni sevmeyeceğim” mesajı verip sonra da “ben seni olduğun gibi kabul ediyorum” demekle kabul etmiş olmuyorsunuz.
Karşınızdaki kişi her kimse onda düzelmesi gerektiğine inandığınız bir şey varsa bunun için uğraşmaya başlamadan önce onu koşulsuz sevdiğinizi göstermelisiniz.
Çocuğunuza kızsanız bile, çocuk bazı şeyleri eksik bile yapıyor olsa sizinle ilgili duygusu “ailem beni her halimle kabul ediyor, başarılı olmasam da seviyor” ise bu çocuk yoluna sağlıklı devam edebilir.
İlişkide olduğunuz kişiyi kabul etmek için şartlarınız varsa o zaman bu tıkanmış ve koşullu bir sevgidir.
Bu ilişkiler de kopmaya mahkumdur.
İnsanlar hiç değişmez mi?
İnsanlar hiç değişmez mi? Değişebilir tabii!
Ama siz istediğiniz için değil ancak kendisi içten değişmek istiyorsa değişir.
Bu sebeple baskı altında kalıp sadece durumu kurtarmak ve ilişkisini devam ettirmek isteyenler “tamam değiştim bak artık istediğin gibiyim” deseler bile kısa zamanda özlerine dönerler.
Kişiler şartlı ilişkilerde, ilişkiyi devam ettirebilmek günü kazanmak için, olumsuz bulunan davranışını artık ortadan kaldıracağını vaat edebilir.
Ancak içinden buna inanmamakta ve davranışında bir yanlışlık görmüyorsa, bunu sırf karşıdaki istedi diye böyle yapıyorsa bu kalıcı bir değişiklik olmaz.
Bu çocuk-ebeveyn, karı-koca, iş arkadaşları ve daha birçok ilişki için geçerlidir.
Karşınızdakine sizin için değişmesini değil bu değişikliğin kendisi ve sizin ilişkiniz için neden değişmesi gerektiğini suçlamadan anlatırsanız, yargı içermeyen bir dil kullanırsanız sizi anlayabilir.
Kişilerin temel özelliklerini değiştirmeye çalışırsanız, başta sizi kaybetmemek adına veya kurallara uymak için buna rıza gösterebilir.
Ancak daha sonra kendi özellikleri yine ortaya çıkacaktır, onları silemezsiniz.
En iyisi ilişkinize zarar veren, olumsuz yönlere odaklanırsanız ilişkilerinizin kalitesini değiştirebilirsiniz.
Çıkış noktanız “sen değiş” değil “bizim ilişkimiz değişsin, daha sağlıklı olsun” olursa sonuç daha kalıcı oluyor.
Tabii bu arada bir ilişkiyi düzeltmek için sırf karşı tarafa odaklanmayın, kendi payınızı da her zaman hesaba katın derim!