“Hiçbir zaman” ile başlayan cümleler çok iddialıdır, büyük sözler içerir, önümüze büyük engeller koyar.
Hiçbir zaman kalıbının arkasına ne getirirseniz getirin, keskin bir anlam taşır.
Alır sizi, ortadan ikiye böler ve “ya hep ya hiç” şeklinde düşünmeye başlarsınız.
Düşünceye yapışırsınız. Hiç dediğiniz için olumsuzluğa bulaşırsınız.
- Onu hiçbir zaman affetmeyeceğim.
- Seninle hiçbir zaman konuşmayacağım.
- Olanları hiçbir zaman anlamayacağım.
- Ben hiçbir zaman yalan söylemem.
***
Hiçbir zaman ile söylediğimiz sözlerle bütün kapıları kaparız.
Aslında bu sözü günlük dilimizden çıkarmamız gerekir.
Kendimize söylediklerimiz daha inandırıcı olsun, değişime açık olsun.
Çoğunlukla “hiçbir zaman...” kalıbını kullanırken o an gerçekten öyle hissederiz.
Bu kalıp genelde duyguların çok yoğun olduğu zamanlarda daha sık kullanılır.
Öfke, üzüntü, hayal kırıklığı, yaşadığınız duygu her ne ise sönmeye başladığında, mantık devreye girdiğinde artık o kadar kesin hissetmiyor olabilirsiniz.
Çocuklar bunu çok sık kullanır, “Seninle hiçbir zaman konuşmayacağım” der, küser gider ve beş dakika sonra kaldığı yerden devam eder.
Yetişkin olup hala bu davranış alışkanlığını sürdürenler var.
Onlar “hiçbir zaman” dediğinde, yakınları bunun gerçekçi olmadığını bilir.
***
Kimi ise bu düşünceye çok yapışır, içinden kendini doldurur, biraz da gaza getiren bir yanı vardır “hiçbir zaman”la başlayan cümlelerin.
Atıp, tutmaya, karşındakinin gözünü korkutmaya, olayları, duyguları kendi gözünde büyütmeye yarar.
Ağızdan çıktı mı sorumluluğu büyüktür tabii rastgele bu kalıbı kullanma alışkanlığınız yoksa!
İçinizden huzursuz eder, “şimdi hiçbir zaman dedim, sözümden dönmek olmaz” baskısı yaratır.
Hem kendinize hem de bunu söylediğinize şahit kişilere karşı geri dönüşü olmayan bir sorumluluk hissedersiniz.
***
Hiçbir zaman diye atıp tutuklarınızdan kısa sürede dönüyorsanız, deyimle söylemek gerekirse “tükürdüğünü yalamak” derler ve bunu yüzünüze vuruverirler.
“N’oldu hiçbir zaman diyordun ama bakıyorum unutmuşsun” diye bir hatırlatan çıktı mı, içinizden demez olaydım diye geçirirsiniz.
Başkalarının ne dediği değil belki ama kendi içinizin demesi sizi rahatsız eder.
İnsanlar hep aynı fikirde olmaz veya hep yaklaşımları aynı değildir.
Düşünceleri değişebilir zaten sağlıklı bir ruh sağlığı bu değişimi tolere etmeyi gerektirir.
Başlarda “hiç” duygusu hissettiğimiz şeyler de değişebilir.
Bu sebeple “hiçbir zaman” demeyin, keskin olmayın diyorum. Ne kendinizi yorun, ne de değişme ihtimalinize ket vurun!
Hiçbir zaman yapmam dediklerinizi gün gelir yaparsınız, hiçbir zaman unutmam dediklerinizi unutursunuz, hayat hiçlerle değil değişimlerle dolu.
Duyguları reddetmeyin
İnsan olmanın en özel şeylerinden biri de duygularımızdır.
Çok geniş bir duygu yelpazesine sahip olan biz insanoğlu, bu duygularımızı tanımak, anlamak, kabul etmek de bir sınav veririz.
Sevdiğimiz ve hoşlanmadığımız duygular vardır, hepsi bizi ziyaret eder.
Önemli olan bu duyguların farkında olmaktır.
Hiçbir duyguyu reddetmeyin. Mesela “ben hiçbir zaman kıskanmam” demeyin.
Bu yaklaşım bir gün gelip bu duygu sizi ziyaret ederse ki insanız olabilir, insan kendini birini, bir şeyi kıskanırken de buluverir, zora sokar.
Duygularımızı önce kabullenip sonra onlardan hoşlanmıyorsak üstüne çalışmalıyız.
Kabul etmezseniz, duyguyu değiştirme gücünüz olmaz.
Duyguyu yok saymak, “hiçbir zaman .... hissetmem” demek gerçekçi değil, kaçış bildiren bir yaklaşım.
Ve özellikle kaçtığımız duygulara daha çok yakalanıyoruz, yok saydıkça kendini hatırlatıyor.