"Bir şey, her şey değildir” sözünden yola çıkarak yaptığımız genellemelere bir göz atalım. İstemediğimiz olumsuz bir durum başımıza geldiğinde bazen onu genelleme hatası yaşarız.
Bu tarz hatalı çıkarımlar yapmaya bilişsel çarpıtma denir. İnsan, sürekli olarak düşünen bir varlıktır. Aklından geçen her düşüncenin farkında değildir. Dolayısıyla bazı davranışları otomatikleşmiştir. Yani, kimi davranışlarımızı düşünmeden, otomatik olarak yaparız.
İşte bu otomatik davranışlarımızın altında, yaptığımız bazı hatalı çıkarımlarımız olur. Bu düşüncelerimiz de tam olarak gerçeği yansıtmaz. Daha çok içinde bizim yorumlarımız, hatalı algılarımız ve gerçeği çarpıtan sonuçlarımız vardır.
Bir örnekle anlatmak gerekirse, sevdiği kadın tarafından terk edilen bir erkeğin tüm kadınları güvenilmez olarak görmesi ve yakın ilişkilerden uzak durmasından bahsedebiliriz.
Bir derste öğretmeniyle sorun yaşayan bir gencin tüm okul hayatından soğuması ve bunu bütün öğretmenlere genellemesi de bir örnektir.
Bir kişi herhangi bir spor dalını denemiştir, örneğimiz tenis olsun, başaramadığını düşünmüş ve bırakmıştır. Ancak, “Ben spora yatkın biri değilim, sporda başarılı değilim” inancına kapılmıştır. Ve bir daha da spor yapmayı denememiştir.
Yani kişi tek bir durumla veya kişiyle olan olumsuz deneyimini tüm durumlara veya kişilere geneller. Ve buna öylesine inanır ki, bu algısını kırmak güçtür.
Zamanla bu düşünceler yerleşik bir hal alır. Kişi bu inancının başlangıç noktasını bile unutur, ama algısını değiştirmez. Mesela, kadınlarla ilişki kurmayan bir adam, ilk kızdığı kadını ve yaşadıklarını belki hatırlamaz, ama hâlâ bu genellemesini sürdürür. Artık bu inancına körü körüne inandığından, bunun bir düşünce hatası olduğunu fark edene kadar da istediği şeye inanmaya devam eder.
Bu tarz kişiler, genelleme kelimelerini çok sık kullanır. Özellikle ‘herkes, hep, her şey, kimse’ ile başlayan cümleleri çoktur.
Bütün aksilikler onları bulur, herkes bencildir, kimseye güvenilmez, her şey olumsuzdur gibi kendi koydukları genel geçer kuralları vardır.
Bu kişilerin kendi doğrularını sorgulamasını sağlamak, aşırı genelleme yaptığını fark ettirmek, işe yarayan bir yöntemdir.
Kendinizi de değerlendirin!
Kendinizle ilgili bazı konuları da bu çerçeveden bakarak tekrar düşünebilirsiniz. Neleri aşırı genelliyor olabilirsiniz? Yaptığınız genellemelerin altında yatan başlangıç olayı ne olabilir? Bu genelleme gerçekçi mi, yoksa içinde sizin düşünce hatanızdan kaynaklanan bir yorum olabilir mi?
Genelde bu sorulara cevap ararken bir direnç göstermeniz normaldir. İnsanın inandığı şeyde haklı olduğunu düşünen bir tarafı vardır. Yaşadığınız olayda da canınız mutlaka yanmıştır. Ama bunu diğer olaylara/kişilere genellemek ne kadar doğru?
Bu arada az da olsa, iyi şeyleri de genelleme hatası yapabiliriz, unutmamak lazım! Örneğin, bir gruptan bir kişiyle iyi anlaşır ve dost olursunuz. Sonra bunu bütün gruba yayarsınız. Herkesi aynı sanma alışkanlığı olumlu yönde de olsa sorundur. Herkesi iyi sandığınızda da zarar görebilirsiniz.
Parça ve bütün ilişkisinde dikkatli düşünmek lazım! Bir parça yanlış olduğunda, bir bütün de yanlış olmak zorunda değil! Veya doğru bir parça, bir bütünün doğru olacağının garantisi değil. Sorunları genellemeden, her olayı kendine özel değerlendirerek ilerlemek, düşünce hatası yapmamızı engeller!