Söylemesi çok sevilen, söylenmesinden hiç hoşlanılmayan bir cümle; “Bak gördün mü benim dediğim çıktı!”
“Ben sana söylemiştim, benim dediğim hep çıkar zaten, sen bilmezsin ben bilirim ama sen beni dinlemedin, hislerim de kuvvetli zaten, benim içime doğan çıkar, ne dedim de bugüne kadar yanıldım, bak yine diyorum, uyarıyorum sonra demedi deme” diye başlayan zincirleme giden, biraz da “ohh olsun sana, bak beni dinlemezsen böyle olur” diyebilmek için yatırım!
Açıkçası “benim dediğim çıktı” demeyi hiç sevmem, karşımdakini çok sinir eder, bilirim.
Ama bazı durumlarda gerçekten çok dilimin ucuna gelen ve çoğunlukla yutmaya çalıştığım bir sözdür.
Dayanamadığım durumlar da olur tabii, “ya keşke, beni dinleseydin, o kadar da uyarmaya çalıştım” gibi daha yumuşatılmış ifadelerle fikrimi belirtmeye çalışırım.
Buna kibar kibar laf atmak da diyebiliriz!
Bazen “benim dediğim çıkacak, böyle davranma” demek tehdit etmenin üstü örtülmüş halidir.
Böyle davranırsan, sonunda benim dediğim çıkarsa, sakın ağlayarak bana gelme, şimdiden söylüyorum, ayağını denk al, sonra benden akıl bekleme demenin önden söyleme şeklidir.
Kimileri de kendi dediğinin çıkmış olmasından öylesine mutludur ki karşısındakini ezmekten müthiş keyif alır.
“Bak işte dinlemedin beni ve çuvalladın” diye öyle bir arkasına yaslanır ki karşısındakini daha da delirtir.
Birisi size fikir sorup sorup yine de kendi bildiğini okuyorsa, siz ona enerjinizi harcadığınız halde hiçbir etkiniz olmadığını fark ediyorsanız, hele bu işi tekrarlı ve sık yapıyorsa, ona karşı kızgınlık duyabilirsiniz.
Bu durumda kibarca nasılsa hep bildiğini yaptığını, konuşmalarınızın ona faydası olmadığını, ikiniz için de vakit kaybı olduğunu belirtebilirsiniz.
Size akıl danışılmadan sürekli akıl vermek, ben biliyorum, beni dinle demek ve sonra dediğinizin çıkıp çıkmadığını takip edip, akıl verdiğiniz kişiyi iğnelemek size de ona da yaramıyor.
En iyisi sorulduğunda fikrinizi belirtin ama fikrinizin takipçisi olmayın, bırakın kullanan kullansın, kullanmayan da zararı yaşayarak öğrensin, bir de sizden dinlemesin.
Onun dediği çıktığında ben
Birisi beni uyarmışsa, ben de aslında içimden bir şekilde onun haklı olduğunu hissetmiş ama yine de bildiğimi okumuşsam zaten bile bile başımı derde soktuğum için sinirim bozuk olur.
Bir de bu durumdayken, daha ben kendi yargılamamı kendi içimde tamamlamamışken, bir de başkası çıkıp “ben sana demiştim” dedi mi sinirden ağlamak isterim.
Ya da kuyruğumu kıstırıp gelmişimdir, hatamın farkındayımdır, “keşke seni dinleseydim, haklı çıktın, ben boşuna inat ettim” ezikliğinde sessiz sedasız karşımdakinden gelecek dersi beklerim.
Veya gerçekten denemek istediğim bir şeyi denemiş ve başarısız olmuşsam da hatamın arkasında durmuş ve “hiç bana sana söylemiştim deme çünkü ben bunu isteyerek yaptım” kararlılığında olabilirim.
Başkaları hep “ben demiştim” diyebilir, sorun bu değil, önemli olan sizin ne dediğiniz!
“Sorumlu kim?” dediğimde “evet bendim” diyebiliyorsam, sorun yok.
Yok eğer diyemiyorsam, yaptığım işin sorumluluğunu üstlenmiyorsam “sana demiştim” diyenler canımı acıtır.