Yurdumuzun ciğerleri yanıyor. Orman köylerinin acısına kayıtsız kalmak mümkün değil. Ormanlar bu ülkenin nefes noktaları değil, aynı zamanda pek çok lezzetin de kaynağı. Orman nimetleri doğanın bize sunduğu bir zenginlik
Ünlü tarihçi Fernand Braudel, Akdeniz dünyasını “dağlar ile deniz arasındaki gerilim” olarak tanımlar. Dağların ve ormanların denizle karşıtlığı Akdeniz’i tanımlar, bir anlamda var eder. Akdeniz’in tam da denize kadar inen en güzel ormanları bizim kıyılarımızda. Ormanlar sadece soylu güzellikleriyle değil aynı zamanda geçim kaynağı olarak da önem taşır. Ormanların bize sunduğu nimetler saymakla bitmez. Doğada yetişen pek çok ürün orman köylülerinin ciddi bir geçim kaynağını oluşturur. Ayrıca özellikle Toros Dağlarındaki ormanlar, Yörük kültürünün beşiği, konargöçerlerin keçileriyle koyunlarıyla beslendiği diyarlardır. Bal çeşitlerinden mantarlara, keçiboynuzundan salep orkidesine kadar ormanların sunduğu zenginlikler sandığımızdan çok çeşitlidir.
Arı konakları
Yanan Marmaris ormanlarıyla birlikte öncelikle çam balı alanlarının yok olması gündeme geldi. Çam balını üreten arılar şu anda başka diyarlarda bal üretiyor. Bilindiği üzere balcılıkta kovanlar çoğu kez seyyardır. Marmaris bal üreticileri için de durum böyledir. İlkbaharda kovanlar çiçek, kekik gibi bal açısından önemli floranın hâkim olduğu yerlere götürülür, oradaki balın hasadı bitince sonbahara doğru çam ormanlarına dönülür. Çam balı diğer ballar gibi çiçek nektarından değil bazı çam türlerinin, özellikle de yanan bölgelerde hâkim olan kızılçam ağacına gelen bir böceğin salgısından elde edilir. Böcek çamın özsuyunu emer, fazlasını dışkılar, arı da böceğin dönüştürdüğü bu tatlıyı nektar gibi alarak bal yapar. Şimdi acıklı olan dönecekleri memleket kalmadı. Toroslarda ise bambaşka bir bal kültürü var. Burada ormanda ağaç kovanlarında taş yarıklarda hâlâ yabani bal toplanabiliyor. Bir de mimari bir açıdan benzersiz olan Likya mezarları gibi inşa edilmiş ahşap kovanlar var. Halk arasında “arı evi” ya da “arı konağı” olarak anılan arı serenleri dünyada eşi benzeri olmayan bir kültürel devamlılık ögesidir. Likya döneminden günümüze dek uzanan tarihin tadı, bir damla balı üretmek için sürdürülen binlerce yılın deneyimi bu arı serenlerinde yaşıyor.
Mücevher gibi mantar
Ormanlar aynı zamanda mantarlar açısından önemli. Toroslar halk arasında katran ağacı diye anılan sedir ağacının ana yurdu sayılır. Lübnan sediri olarak da bilinen, bugün Lübnan bayrağında olan ve yok olmanın eşiğine gelen bu ağaç, Türkiye’de hâlâ varlığını sürdürüyor. Sedir ağacı tarih boyunca en kıymetli ağaçlardan olmuş, reçinesi gemileri perdahlamakta kullanılan katran üretimi için kullanılmış. Tarih boyunca Akdeniz’deki deniz ticaretinin temelinde gemicilikte büyük önem taşıyan bu ağaç rol oynamıştır demek yanlış olmaz. İşte bir mantar var ki sadece bu ağacın dibinde bitiyor, o yüzden de katran mantarı olarak anılıyor. Japonların “matsutake” dedikleri bu mantar mücevher gibi kıymetli, zaten bizden toplananın çoğu doğru Japonya’ya gidiyor.
Salep tehdit altında
Dağlarda saklı hazineler sadece bunlarla sınırlı değil. Kış aylarında içimizi ısıtın salep orkidesi ülkenin pek çok köşesinde doğada yetişiyor. Ama çok önemli bir kısmı Muğla ilindeki dağlardan ve Burdur’un Bucak ilçesinde Toros eteklerindeki alanlardan toplanıyor. Salep orkidesi zaten korunması gerekli tehdit altındaki doğa varlıklarından biri. Bütün bu yaban lezzetleri ancak ormanların korunmasıyla yaşayabilecek lezzetler. Her yitirdiğimiz orman alanında ekonomik değeri olan ve bizim gastronomi kültürümüz açısından son derece önemi olan böyle lezzet hazinelerini de kaybediyoruz.
Harnup
Torosların en önemli ürünlerinden biri keçi boynuzu ya da yerel adıyla harnup. Harnuptan pekmez, sirke, tatlı sucuk bulamacı yapılıyor. Keçiboynuzu unu kakao yerine alternatif bir ürün. Çekirdeğindeki özü doğal bir kıvam artırıcı olarak reçel, dondurma gibi gıdalara katıldığı gibi zamk gibi yapısıyla fotoğraf kâğıdı, ayakkabı cilası, kozmetikte bile kullanılıyor.
Dağ kekiği
Türkiye dünya kekik ihracatının yüzde 70’ini karşılıyor. İzmir, Denizli gibi iller başı çekse de Antalya ormanlarının yabani kekiği bambaşka bir değer. Kekik yanı sıra çörekotu ve helva yapımında kullanılan ve helvacı kökü olarak da bilenen çöven de Torosların tarih boyunca en önemli ekonomik değerleri arasında olmuş.