Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her seferinde hatırlatmak gerekiyor. Birinizin oralı, diğerinizin buralı olmasının bir tesadüften ibaret olduğunu, başkasının acısına sevinmemek gerektiğini, en nihayetinde ikinizin de insan olduğunu ve doğa karşısında aciz, savunmasız, zayıf kaldığını tekrar etmek gerekiyor. Çok acayip.
Bakıyor o fotoğraflara, Atina’daki o insanın gözü yaşarmadan bakmakta zorlandığı alev ve duman içindeki çaresiz çocuklara, insanlara, hayvanlara, ağaçlara ve diyor ki “Oh olsun, gebersinler Yunan p.leri”. Bu geliyor içinden. Bazısı şahane mizah yeteneğini kullanıp “Denize döküldüler” diye espri yapabiliyor taş kesilmiş yüreğiyle.
Bir insana felaket karşısında üzülmek gerektiği nasıl öğretilir ki büyürken öğrenmemişse?
Aklını başına ve de vicdanını bulunması gereken yere getirmek için komşu olduğunuzu hatırlatıyorsun. “99 depreminde ilk Yunanlılar koşmuştu yardımımıza” diyorsun, belki oradan bir şükran duyar, “Dayan komşu” diye manşet atmıştı Elefteropitiya gazetesi Türkçe. İlle bir karşılığının olması gerekiyor ölüm uykusuna yatmış insani duygularının uyanması için çünkü.
Olmuyor.
“Bak” diyorsun bu sefer, “Gülme komşuna, gelir başına”. Etme bulma dünyası diye düşünürse bir ihtimal korkar nefret cümlelerinin dönüp kendisini vurmasından.
Oralı değil.
Kendi memleketinin doğusu için üzülmemiş, bir de suyun öte yanını mı düşünecek?
Bize de sürekli bu nefret dolu kimseler adına utanmak ve onlarla aynı topraklarda nefes aldığımız için korkmak düşüyor.
Berna Laçin’e twitter’daki Medine paylaşımından ötürü dava açılmış. “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla. Ben de bu insanlık düşmanı tweet’leri atanlarla ilgili suç duyurusunda bulunmak istiyorum o zaman. İnsana dair inandığım, benimsediğim hangi değer varsa hepsini alenen aşağılıyor, yerin dibine batırıyorlar.

Haberin Devamı

Sen varken tufan

Maalesef dünyaya dair sadece dünün değil uzun bir dönemin en dolambaçsız tarifi Ömer Madra’nın bianet’ten Pınar Tarcan’a verdiği röportajda ettiği cümleydi: “İnferno’nun (Latince cehennem) ta kendisinden bahsediyoruz”. Madra bunu uzun zamandır söylüyor, kimsenin duymaya gönlü olmasa da. Bir tarafta durdurulamayan yangınlar, diğer tarafta önüne geçilemeyen seller. İstanbul gene göklerin öfkesiyle sarsılıp duruyor. Önceki gece biz çektiğimiz gök gürültüsü videolarını paylaşadururken Marmara çevresinde 43 bin 388 yıldırım ve şimşek tespit edilmiş.
Ömer Madra insan kaynaklı iklim değişikliği bütün dünyayı sarsarken medyanın bunu dile getirmekten kaçındığını dile getiriyor ve diyor ki: “Şu anki tüketimle insanların dünyanın 1.7 katı büyüklüğünde bir gezegene ihtiyacı var. Tabii bu ortalama. ABD’nin 2.5 katı büyüklükte bir gezegene ihtiyacı var mesela. En basitinden plastik kirlenmesinden bile vazgeçilemiyor, oysa tamamen cepten yiyoruz ve gelecekten borç alıyoruz.”
Ve acilen bu konuda sözünü ettiği “devrimci dönüşüm” için harekete geçmezsek borç alacak bir gelecek de kalmayacak. “Benden sonra tufan” devrinde değiliz, bizzat sen varken tufan.