Astrolog Seçkin İlbuğa

20 Nisan’da gerçekleşecek olan Güneş tutulmasının çağrısını, sadece aydınlık bir ruha, kalbe, akla sahip olanlar duyabilecek. Rekabetin ve mücadelenin de, ahlakı olduğunu bilenleri, bu çağrı ışığa taşıyacak.

Tutulmanın mesajı nedir?

Tutulmada kabuğunu kırabilir, geçmiş kusurlarından kurtulabilir, yeniden doğmayı başarabilirsin. Bunun için kurbanlar adaman yetmez, egonu kurban etmelisin. Hayatta kalmak, başarmak, yenmek istediğini biliyorum. Hayat amacın birinci olmak, en iyi olmak, en zengin olmak, en güzel olmak, en mutlu olmak vb. olmamalı… 

Hayatta kalmak için başkalarının önüne geçmeye çalışman, geçebilmek içinde elini kirletmen hayatın sana kurduğu bir tuzaktır, lütfen farket! Bu tuzağa düşme! Kendini gerçekleştirebilirsen, gerçek bir başarı ve barış öyküsü yazacaksın. 

Karşındakini tehdit olarak algılamaktan vaz geçtiğin gün birinci olacaksın. İnsan mücadele yetisini, insanlık için değil, insana karşı kullanmaya başladıktan sonra savaşlar, kayıplar ve acılar yaşandı. Bu anıların hafızalardan

Dünyadaki en önemli sorun ne kıtlık, ne yokluk, ne doğal afet nede ekonomik krizdir. Dünyanın en büyük sorunu etik ahlaktır. Bundan böyle tüm sınavların ana konusu etik-ahlak olacaktır. Astrolojik göstergeler bunu doğrulamaktadır. Dış dünyada olanlara takılıp kalmak yerine arkasındaki büyük planı anlamaya çalış.

Tanrının Terazisinde tartılmaya hazır ol! Adil ol!

Dünya, yenidünya yasalarını anlamaya, hazmetmeye, uygulamaya çalıştığı sancılı bir dönemden geçiyor. Yenidünyanın yasası, İlahi’nin emrine uymakla alakalıdır. İlahi yasa hak, adalet, denge gözetir. Adalete inancı kalmayanın, Yüceye de inancı sarsılır. Güvende hissetmeyen insan savrulur, dağılır ve dağıtır. Hayatını toparlamak istiyorsan adil ve dengeli ol. Denge; evrensel bir yasa ve yaptırımdır. Üstüne düşeni yap kontrollü, ölçülü ve adil ol. Sen dengeleri değiştirmek, iyileştirmek için sorumluluk almazsan dolunay sarsar. Kutsal Terazi devreye girer ve sana yapman gerekeni yaptırır.

Bahanen Tanrı emrinin önüne geçmesin

İstediklerini almak

Yeniay! Yeniden doğmamıza, yeninin en güzel yerinden başlamamıza, yaşama sevinci ile dolup taşmamıza izin ver... Uzun süredir yaşadığımızı hissetmeye ihtiyacımız var. Yeniden mutlu olmayı, hayattan zevk almayı hatırlamak istiyoruz. Koç yeniayı yüzümüzü güldürebilir.

21 Mart'tan sonra nisan ayında da Koç burcunda bir yeniayı yaşayacağız. Aslında Mart ayında ekilen tohumların yeşerip yeşermeyeceğini Nisan ayında anlayacağız. Biraz aklıselim olmakta yarar olduğunu hatırlatmalıyım. Heyecana yenik düşmeden geçmişin yaralarından ustalıkla uzaklaşmalıyız. Yani Mart yeniayında bir alan temizliği yapacağız. Temiz, aydınlık duygu ve düşüncelere yer açacağız. Nisan ayında ise düşüncelerimizi hayata geçirmenin tadına varacağız, yeniayın kendisi olacağız…

Koç burcunda yaşayacağımız yeniayın ana konusu gerçekten yeniden doğmaktır. Yeniye doğmak istiyorsak başka bir yerde ölmemiz gerekir. Yeniden doğmaya can atsak bile eskiye ölmeye direniriz. Biliriz ki bu yolun geri dönüşü olmayacaktır. Hayatımızın bundan önceki kısmına gerçekten veda

Tüm doğa ve insan, daha adil, paylaşımcı, huzurlu, sağlıklı, mutlu, akla ve bilime dayalı bolluk-bereket içinde bir düzenin hayalini kurmaktadır. Tanrı'nın kurmadığı bir hayali kuruyor olamayacağımıza göre muradımız Tanrı'nın da muradıdır. Başak dolunayı tam ve bütün olmanın hayalini kurdurmaktadır. Kurulan hayali hayata geçirmek için dolunayın ruhunu anlamamız gerekir.

Dolunayların tamamlanma enerjisi taşıdığını bilmeyeniniz yoktur. Tekamül yolundaki insan için bir kurtarma sözlüsü başlıyor diyebiliriz. İşlevsel olmayandan kurtul, eksik olanı tamamla, yeniye yer aç Şüphesiz yerinde saymaktansa değişime cesaret etmek, risk almak daha iyidir.

Patlamaya hazır bir volkan gibi ortalıkta dolaşacağımıza enerjimizi kontrol altına alarak değişimde rol alalım. İçerde ve dışarda kabına sığamadığını hissedenler olacaktır. Evinizde, işinizde, ailenizde, ilişkinizde, mahallenizde, ülkenizde ileriye taşıyabileceğiniz pek çok şey olmalı. Bunlara yönelerek enerjimizi dönüştürmeye çalışalım.

Başak dolunayı, insanın en yüceye layık olma kompleksini tetikler

Yani

Balık yeniayı gerçek kahramanların kendini keşfine tanık olacaktır. Birlik bilincinin oluşması için ortak bir inanca, ideale, hayale, niyete doğru yola çıkmalıyız. İyileşmek ve iyileştirmek için önce kendi kendimizin şifacısı olmalıyız. Gelinen noktada bireysel bir yükselişin, başarının, mutluluğun, sağlığın bir anlamı kalmamıştır. Her ne yapıyorsak her ne istiyorsak bütünün hayrına katkı sunmalıdır. Benim, işim, benim başarım, benim ilişkim başkasını yormamalıdır. Yolumuzu bulacağız, mutlak yolun ışık olduğunu unutmayacağız. Aydınlıkta, sırlar yok olur, olmalıdır. Kendimize, başkasına, Yaradana veremeyeceğimiz hesapları kapatalım.

Çok zor bir sürecin yorgun savaşçılarıyız. Yaşadığımız travma hayatta kalma içgüdümüzü tetikledi. Bir hayli tedirgin, gergin ve karmaşığız. Ya kaçıp saklanacağız ya da korkuyu ehlileştirmeyi başaracağız. Korkuyla, acıyla başa çıkmak için siz hangi limana sığınacaksınız? Bu süreçte korkuyla mücadele etme biçiminiz, iradeniz sizi bile şaşırtabilir.

Yıllardır vermediğiniz tepkileri vermeye başlayabilirsiniz. Uzun

5 Şubat Aslan dolunayı biraz acayip ‘’belki zamansız’’ bir hasat mevsimine işaret ediyor. Hepimiz kendimizi toplayacağız hayattan.

Farklı alanlarındaki, ortamlardaki benliklerimizi hasat etmeye hazır mıyız?

Bu dünyanın derdini çeken de sensin sefasını sürende. Her mevsimin tadını çıkarmayı da zorluklarıyla başa çıkmayı da öğrendin. Mucizenin ışıkları çok yakın, sen seçeceksin ne yaşayacağını. İster yok hükmünde yaşamaya devam et, ister bende varım bu oyunda diyerek mucizeyi hayatına davet et.

Sahne senin!

Hayattaki yerimizi, değerimizi sorgulayacak ve kimsenin bize değersiz hissettirmesine izin vermeyeceğiz.

Benim bedenim, benim ruhum, benim kalbim, benim aklım, ‘’Benim Hayatım’’ diyebilecek misiniz? Ben ne zaman mutlu, başarılı, zengin, sağlıklı, aşık, evli, çocuklu, işli-güçlü vb. olacağım? diye soranlarınız vardı. Şimdi! İşte şimdi sıra sizde.

Sahne benim, tüm isteklerimi, hayallerimi söküp alacağım hayattan diyenleri duyar gibiyim. Kulağa fazla benmerkezci geldiğini biliyorum ama buna takılmayın zira konu bu değil. Konu; şimdiye kadar

Kova yeniayında, geçmişi gelecekle uzlaştırmayı, hizalamayı öğreneceğiz. Bireylik ve özgürlük hepimizin ana konusu olacak. Sosyal haklarımızı ve hayatımızı, özgürlüklerimizi, otorite ile ilişkimizi, bilim ve teknolojiyle ilgili önyargılarımızı, doğru bildiğimiz yanlışları konuşacağız. Kendimizde yada dış dünyada güç ve üstünlük diye nitelediğimiz ne varsa onunla sınanacağız. Gözümüzde büyüttüğümüz yada değerini bilemediğimiz insanlarla ilgili bir tür uyanış yaşayacağız. Nasılsa beni seviyor, bana ihtiyacı var, beni kırmaz diye sevgimizi, nezaketimizi esirgediğimiz kişilerde bir uyanış yaşayacak ve bzii sınayacaktır. Sahip olduğumuz, ait olduğunuz ama hakkını veremediğiniz ne varsa kim varsa hepsiyle yüzleşmek zorunda kalabiliriz. İnsanlar üzerinde baskı kurmaya çalıştığımız ölçüde baskıya maruz kalacağımızı bilerek dikkatli davranalım. Rafine, sade, dolaysız, saf, gerçek, samimi, adil olanların kazanacağı bir dönemdeyiz.   

Yakıp-yıkan değil, geçmişi temizleyip, geleceğe alan açan şahane bir

Koşulsuz sevebilen var mı aranızda? Yaradan dışında birinin koşulsuz sevmesi mümkün mü? Tüm kadim öğretiler, inanç sistemleri ‘’sevgili kul’’ tanımını belli kurallara bağlar.

“Allah bunu sever, şunu yaparsan destekler, bunu yaparsan affetmez” vb. söylemler bazı kural ve kaidelerin altını  çiziyor olsa da,  O’nun sevgisinin koşula bağlı olduğunu düşünmek yanlıştır.

Hepimiz defalarca hata yaptık, yine yapacağız. Esas mesele elini kirletmemek değil, elin kirlenmesin diye göze aldıkların, katlandıklarındır. Esas mesele elin kirlendikten sonra bile umudunu yitirmeden elini yıkamaya çalışmandır. En önemlisi ise elinizin gerçekten kirlenip kirlenmediğidir. Bazen kendimize de diğer insanlara da haksız yere yükleniyor olabiliriz.

Kim olursak olalım, iyi-kötü ne yaşamış olursak olalım, muhteşem varlıklarız. Üstümüzdeki tozun, kirin bunu bize unutturmasına izin vermeyeceğiz. Eksiklerimizi, hatalarımızı dış dünyaya ilan etmek zorunda değiliz ama kendimize dürüst olmak zorundayız. İyileşmek, sadeleşmek, saflaşmak, kendimizi