DEĞERLİ okuyucularım, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Rifat Hisarcıklıoğlu’nu kendine yeniden başkan seçti. Yerim olsaydı TOBB’un kongresinde yaptığı konuşmanın tam metnini vermek isterdim.
Yanıldığımı sanmıyorum, Türkiye’de ortanın sağında aranan yeni ve alternatif lider Cindoruk değil, Hisarcıklıoğlu olacak!. Ben bu günü değil, daha uzunca soluklu bir perspektifte merkez sağa kimin önderlik edeceğini söylemek istiyorum.
Hisarcıklıoğlu, konuşmasında bu günkü krizden çok, Türkiye’nin sosyal, siyasi, iktisadi, tüm temel konuları ile ilgili uzun perspektifli stratejik bir vizyonu dile getiriyordu.
Örneğin; şöyle diyordu, “Demokrasinin kalitesini artırmanın ilk adımı, Cumhuriyetimizin kurucu ilkelerini korurken, rahmetli Özal’ın miras bıraktığı “üç temel hürriyet”i; fikir, teşebbüs ve inanç hürriyetlerini kuvvetlendirmektir. Bunun yolu da Anayasamızın yenilenmesinden geçiyor. Mevcut Anayasamızdaki sorunlar, devletimizin asli yapısına dair maddeler korunmak suretiyle çözülebilir. Türkiye değişecekse, önce siyasal sistemimizi daha demokratik ve daha katılımcı yapmak zorundayız.”
Türkiye için temel isteklerini, bekli de kendi stratejik hedeflerini, şöyle sıralıyordu:
- “Cumhuriyetin kazanımlarının korunduğu, değerlerimize saygılı ve dünya standartlarında bir yaşam tarzı istiyoruz.
- Özgürlükler alanının genişlediği bir ülke istiyoruz.
- Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir Türkiye istiyoruz.
- İlişkilerin değil kuralların belirleyici olmasını istiyoruz.
- Eşit şartlarda rekabete dayalı, fırsat eşitliğinin olduğu piyasalar istiyoruz.
-Adaletin görevinin, öncelikle masumları korumak olduğu bir sistem istiyoruz.
- Şeffaf bir kamu yönetimi anlayışının yerleştirilmesini istiyoruz.
- Siyasetin siyasi platformlarda yapıldığı bir Türkiye istiyoruz.
-Vehimlere kapılıp, kendi yarattığı korkularına esir olmayan, kendine güvenen bir Türkiye istiyoruz.
Biz böyle bir gelecek arıyoruz, bu geleceğe ulaşmak için çalışıyoruz.”
* * *
Hiç şüpheniz olmasın ki bu söylenenler, ne denli geniş bir tabanı kapsarsa kapsasın, bir büyük meslek kuruluşları birliği başkanının, sadece kendi tabanını oluşturan kitleyi ilgilendiren sözleri olarak nitelendirilemez. Metnin bütününü okursanız göreceksiniz ki Hisarcıklıoğlu’nun, kriz günlerinin şekillendirdiği ufuk çizgisinin ötesine geçen bir bakışla değiştirdiği ve yeniden çizdiği Türkiye vizyonu, ortanın sağındaki, hatta bir bölümü ile solundaki, büyük kitlenin özlemleriyle örtüşüyor.
En azından o salonda hazır bulunanların coşkulu ve ayakta alkışları, Türkiye’nin de bu görüşlere sahip bir lidere ne denli gereksinmesi olduğunu açıkça yansıtıyor değerli okuyucularım.