60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘Kanun Hükmü’ belgeseliyle başlayan krizde yaşanan gelişmeler ilginç.
Festivalin Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, 28 Eylül sabahı ‘Kanun Hükmü’nün yeniden festival seçkisine dahil edildiğini duyurdu. Belgeselin yönetmeni Nejla Demirci, bu duyuruyu paylaşıp, üstüne şu tweet’i attı:
“Kazandık. Sinemamız, halkımız, Antalya, Antalya Film Festivali emekçileri el ele verdik ve demokrasi mücadelemizi kazandık.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yaptığı şu açıklama ise Altın Portakal’da tüm hesapları bozdu:
“60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde FETÖ terör örgütü propagandası yapılmasına vesile olunması son derece üzücüdür. Sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılması çabasının bir parçası olmuyor ve festivalden çekilmiş bulunuyoruz.”
Festival iptal
Bakanlığın bu kararı Türk Hava Yolları ve Corendon Airlines’i de etkiledi. İki şirket, ‘Bakanlıkla hareket etme’ kararı aldı ve sponsorluktan çekildi.
Ulusal Film Yarışması’nın Jüri Başkanı Demet Akbağ da gelişmelerden duyduğu rahatsızlık nedeniyle görevi bıraktığını açıkladı.
Perşembe akşamüstü sürpriz bir gelişme daha oldu. Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, sabahleyin “Geri aldık” diye duyurduğu, ‘Kanun Hükmü’ belgeselini akşamüzeri festival programından çıkardıklarını duyurdu.
‘Ulusal Belgesel Film Yarışması’nın ön jürisi Doç. Dr. Ahmet Gürata, Senem Erdine ve Engin Palabıyık, 56 başvurudan Antalya’da yarışacak sekiz belgesel arasına ‘Kanun Hükmü’nü alarak, bombanın pimini çekerek, festivalin ortasına bıraktı ve o bomba patladı.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı’na da festivali iptal etmekten başka seçenek kalmadı. 60. Altın Portakal, bir belgesele kurban edildi.
Bakanlıktan kredi
Jüri üyelerinden sonra filmleri finale kalan 10 filmden sekizinin yönetmeni de festivale rest çekti:
“Kanun Hükmü yoksa biz de yokuz.”
Finalist 10 filmden sadece ikisinin yönetmeni onlar gibi yapmadı. O sinemacılardan biri ‘Kurban’ı çeken İsmail Güneş, diğeri ‘Zamanımızın Bir Kahramanı’nın yönetmeni Miraç Atabey’di.
Altın Portakal finalisti filmlerin çoğunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın logosu var.
Neden?
Çünkü o filmler Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan maddi destekle çekildi.
İşte o filmler, yönetmenleri ve aldıkları kredilerin listesi:
*‘8x8’-Kıvanç Sezer: 400 bin lira
* ‘Aniden’-Melisa Önel: 900 bin lira
*‘Beraber’-Mete Gümürhan: 600 bin lira
*‘Bildiğin Gibi Değil’-Vuslat Saraçoğlu: 1 milyon lira
*‘Hayat’-Zeki Demirkubuz: 850 bin lira
*‘Son Hasat’-Cemil Ağacıkoğlu: 800 bin lira
*‘Tereddüt Çizgisi’-Selman Nacar: 750 bin lira
Ne yaman çelişki...
Hâl böyle olunca, insan sormadan edemiyor:
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan para alıp, film çekerek nasıl ‘Bağımsız Sinemacı’ oluyorsunuz?
Bu sinemacıların, yarışmaya katıldıkları filmi finanse eden bakanlık, ‘FETÖ Terör Örgütü propagandası yapıyor’ diye festivalden çekilirken, ‘sansür karşıtlığı’ adına da olsa ‘Kanun Hükmü’ belgeseline destek vermeleri yaman bir çelişki değil mi?
Bakanlığın parası ve sinemanın gücünü doğru kullandığınıza emin misiniz? Sahip çıktığınız o belgesele gerçekten kefil misiniz?
Sinemanın gücünün kötüye kullanımı konusunda bir örnek daha...
Türkiye’nin gururu İHA ve SİHA’ları üreten Baykar’ın Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, tv100’ün canlı yayınında Candaş Tolga Işık’a sinemaya dair şunları söyledi:
“Vecihi Hürkuş, neden Yeşilçam tarafından bir parodi karakter haline dönüştürülmüş? Bu adam büyük bir kahraman, biz bununla neden dalga geçiyoruz? Niye komedyenlerimiz astronot olmak isteyen çocukla, ‘Zıpla zıpla, anca gidersin’ diye dalga geçiyor?”
GÜNÜN SÖZÜ
“Yürekli bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir.” (Nazım Hikmet)