Aysun Kayacı, NTV’deki ‘Haydi Gel Bizimle Ol’ programında, “Dağdaki çobanla benim oyum eşit mesela, niye?” dediğinde yıl 2008’di.
Aradan 15 yıl geçti, derenin altından çok sular aktı, ama bazı şeyler hiç değişmedi.
Aysun Kayacı’nın bile söylediğine pişman olduğu bu sözün farklı versiyonları üretilip, dolaşıma sokuldu.
24 Temmuz’da bu yılın LGS sonuçları açıklandı. Çok geçmeden Elazığ’ın ilçelerinden Arıcak’ta kışın kasap dükkanlarında babasına yardım eden, yazın ise Akdağ’ın 2 bin 500 rakımlı Kepir Yaylası’nda ailesiyle birlikte hayvancılık ve çobanlık yapan 14 yaşındaki Muhammet Halil Yazar, LGS Türkiye ikincisi oldu.
Aynı gün Şahan Gökbakar, Muhammet Halil Yazar’ın çobanlık yaparken ders çalıştığı fotoğrafı paylaşıp, altına şu tweet’i yazdı:
“Muhammet Halil Yazar bu şekilde çalışarak, LGS Türkiye ikincisi olmuş. Helal olsun. Eğer bize ulaşırsa, eğitim bursu vermek isterim. İletişime mail atması yeterli. rabia@camasirhanefilm.com”
Birkaçı dışında çoğu takipçisi Gökbakar’a takdirlerini iletti.
Merak edip, sordum Muhammet Halil Yazar’ın film şirketi üzerinden Gökbakar’a ulaşıp, ulaşmadığını...
Gökbakar’ın çağrısı üzerine tanıdıklarından biri o mail adresine Muhammet Halil Yazar’ın babasının telefonunu yazıp yolladı. Oyuncunun asistanı, Halil Yazar’ın babayla temasa geçti. Birçok öğrenciye burs veren ve eğitim süreçlerini yakından takip eden Şahan Gökbakar, çobanlık yaparken ders çalışarak LGS ikincisi olan gencin eğitimine de destek vermiş olacak.
Bir oyuncunun ülke çapında başarı elde eden Anadolu’dan bir gence eğitim desteği verecek olması,
şu çarpıcı gerçeği değiştirmiyor ama...
Bu ülkede maalesef Anadolu insanını ‘çoban’ diye küçümseyenlerin sayısı gittikçe çoğalıyor. Bu kitlenin gövde gösterisi yaptıkları yer de sosyal medya...
LGS sonuçları açıklanır açıklanmaz, alanlarında birinci olan öğrencilerin sadece okullarına bakıp, onların bu başarıyı nasıl elde ettiklerini öğrenmeden sosyal medyada, “Bu yıl dereceye giren çoban çıkmadı. Ülkede hayvancılığın bittiğinin kanıtıdır bu” diye yazanlar bile oldu.
Tesadüfe bakın ki, Türkiye’de “Benim oyumla çobanın oyu niye eşit?” kavramını ortaya atan Aysun Kayacı, Bodrum’da tatilin tadını çıkarıyordu. Evlendikten sonra Londra’ya yerleşen Kayacı’nın tatil keyfini arkadaşımız Umut Ünver görüntüledi.
Kayacı’nın gündeminde artık dağdaki çobanın oyu yoktu. Çünkü o artık Birleşik Krallık’ta yaşıyordu, ama Türkiye’de belli bir kesim yıllardır onun izinden yürümeye devam ediyor. “Çoban” diye küçümsedikleri insanlar ise seçimlerde, çobanlık yapan öğrenciler de girdikleri sınavlarda her seferinde ders veriyor onlara...
‘Barbie’ yıldızının işaret dili sürprizi
Dünyada bir ‘Barbie’ çılgınlığı var mı?
Var; çünkü, 21 Temmuz’da vizyona giren ve 145 milyon dolar’a mal olan romantik komedi filmi ‘Barbie’, açılış hafta sonunda dünya çapında 337 milyon dolar hasılat yaptı.
Dünyada bir akım başlar da Türkiye bundan nasibini almaz mı?
İlk üç günde 397 bin 247 kişinin izlediği Türkiye’de ‘Barbie’ rüzgârı esmese eksik olurdu. Bizde de her gün, pembe kıyafetler giyip ‘Barbie’den rol çalan ünlüler var, hem de fazlasıyla...
Pembe bir şeyler giyip, Margot Robbie’nin oynadığı ‘Barbie’ üzerinden PR yapmak kolay...
Türkiye’de ‘Barbie’ taklitlerinden bir Allah’ın kulu, Margot Robbie’nin hayranlarına imza dağıtırken, içlerinden birinin işitme engelli olduğunu fark edince, onunla işaret diliyle anlaştığı gibi yapabilir mi?
Sadece pembe giyinerek ‘Barbie’ olduklarını zannedenler değil, Türkiye’de kaşesi yüksek yıldızlar arasında Margot Robbie gibi işaret dilini öğrenecek kadar kendine yatırım yapan var mı? Bildiğim kadarıyla yok; varsa o da benim eksiğim olsun.
GÜNÜN SÖZÜ
“Ateş saatlerce yanar suyu ısıtır da, su bir saniyede ateşi söndürür. Vefasızlığı başka türlü tarif edemem.” (Necip Fazıl Kısakürek)