Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tiktok’taki videoda çekimi yapan kişi ile Ersin Korkut arasındaki muhabbet hal hatır sormayla başlayıp, şöyle sürüyor:

“Diyarbakır’ı nasıl buldun abi?”

Ersin Korkut: Diyarbakır; Amed, Amed, başkentimiz. Seviyoruz Amed’i.

“Amed başkentimiz arkadaşlar.”

E. K.: Seviyoruz Amed’i.

“Sen de Başkanımız olmak ister misin?”

E. K.: “He Başkan ben olayım.”

“Sen ol abi, o zaman ülke belki daha güzel yönetilir.”

Ersin Korkut’un Diyarbakır için “Amed” demesi, “Amed”i “başkent” yapmasının ne anlama geldiği belli.

Ersin Korkut’a ‘başkent’ tepkisi



O yüzden sosyal medyada oyuncuya tepki çığ gibi büyüdü.

#Ersinkorkuttutuklansın hashtag’i Twitter’da TT olunca aynı gün Instagram’ında paylaştığı “Binlerce yıllık tarihiyle, medeniyetlere beşiklik yapmış kültür başkenti Diyarbakır’dayız” yazdığı paylaşımını delil gösterip, şu açıklamayla özür diledi:

“Ben Diyarbakır’ı bu yörenin, bölgenin kültür başkenti anlamında söyledim. Hatta gündüz bunu anlatan bir paylaşım da yaptım. İzmir, Ege’nin kültür başkenti, merkezidir. Bunun gibi. Bu anlamda söyledim, ama düşüncemi doğru ifade edemedim. Ben siyasetten anlayan bir insan değilim. Tabii ki tek başkentimiz vardır ve Ankara’dır. Çok üzgünüm. Ben Türkiye’de herkesin birlikte mutlu bir şekilde yaşamasından başka hiçbir şey düşünmem. Herkesten özür dilerim.”
Ersin Korkut, bu açıklama yerine keşke İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yayımladıkları bildiriyle tepki toplayan
103 amiral için kullandığı sözcüğü hatırlayıp, şöyle deseydi:

“Kafam biraz güzeldi, yaptığım zevzeklikti, özür dilerim.”

Böylesi daha samimi olurdu ve #Ersinkorkuttutuklansın diye tweet atanlara TikTok’ta söylediklerini unutturabilirdi.

Haberin Devamı

Ersin Korkut’a olan öfke hâlâ dinmediğine göre, oyuncu TikTok’taki gafını ya da kişisel zaafını unutturacak başka şeyler yapmalı.

Aksi takdirde, Ersin Korkut, sadece “Amed”in gözdesi olarak kalır.

Çipli Caretta ‘Tuba’nın bir yıllık deniz serüveni

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Twitter hesabından, geçen yıl çip takıp, denize bıraktıkları Caretta Caretta deniz kaplumbağası “Tuba”nın korona çıktığından beri açık denizde hiçbir kıyıya uğramadığını, bir yılda 10 bin kilometre yol yaptığını duyurdu. Birpınar’ın tweet’i ve yayımladığı Tuba’nın seyir defterine takipçilerinden eğlenceli yorumlar geldi. İşte onlardan bir kısmı:

Haberin Devamı

Ersin Korkut’a ‘başkent’ tepkisi



“Evine dön Tuba.”
“Hocam, eşimin adı da Tuba. İlla denize mi bırakmalıyım yoksa boşluğa da bıraksam olur mu?”
“Marmaris Yalancı Boğaz’da baya oyalandığına göre orada iyice beslenmiş.”
“Yolunu kaybetmiş, göçmen botunda öğle yemeği olmasın.”
“Çipi söküp balığa taktı bence, kendisi Marmaris’te keyif yapıyor.”

Ersin Korkut’a ‘başkent’ tepkisi


“Çin malı çip olmasın. Bozulmuştur.”
“Hocam özel hayatın ihlali değil mi bu?”
“Hocam artık bir köpekbalığını takip ediyor olmayasınız.”
“Tuba da az değilmiş. Her limanda bir sevgilisi var galiba.”
“Hani bir hikâye vardı. Asistan diyor ki, ‘Hocam bizim çip taktığımız kaz her gün evden kahveye, kahveden eve gidiyor. Hoca da diyor ki, ‘A benim salak asistanım. Bizim çipli kazı avcının biri vurup, çipiyle yemiş. Her gün kahve ev arası gidip gelen o avcıdır.”

Haberin Devamı

Algı için yalanı gerçek yapanlar

103 emekli amiralin bildirisini yayımlayan Avaztürk Genel Yayın Yönetmeni Zihni Çakır’ın, Halk TV’de Gökmen Karadağ’ın sunduğu Haber Aktif’te söylediği şu:

“Bana bu metni gönderen, kaynağın benden önce de şu an kabinede bulunan bir bakana gönderdiğini söyledi.”
Zihni Çakır’ın canlı yayında söylediği bu söz önce stüdyoda evrim geçirdi, sonra da muhalif kanalların tartışma programlarında “teyit edilmiş kesin bilgi” gibi kullanılmaya başlandı.

Ersin Korkut’a ‘başkent’ tepkisi



O bildiriyi yayımlasın diye Zihni Çakır’a veren, “Metni AKP’li bir bakana gönderdik” diyen ve bakanın kim olduğu ortaya çıkmadan, bir iddiayı “gerçek” gibi telaffuz edenlerin yaptığı ne?

İstedikleri algı uğruna topluma bile bile yalan söylemek.

GÜNÜN SÖZÜ

“Zalimlerin çarkı cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner.” (Victor Hugo)