Sosyal medyada viral olan videoda eli bıçaklı Turizmci Murat İnal, bir kafede oturan Arapları, “Delikanlınız gelsin! Ben Türk’üm, Arap marap anlamam. Kimsiniz siz? Benim ülkem burası” diye tehdit etti. Bu kişinin tehdit ettikleri arasında Türkiye’ye milyonlarca dolar yatırım yapan iş insanları Khaled Fouzan ve İbrahim Al Hudaithi var. Kendinizi o Arapların yerine koyun, o saatten sonra huzurunuz kalır mı o ülkede?
Yaptığıyla Türkiye’nin imajına zarar veren ve üstelik işi turizmcilik, aylık kazancı da 100 bin lira olan Murat İnal, gözaltına alınıp tutuklandı, ama yarattığı korku iklimi baki kaldı. Aynı korku Kayseri’den sonra bazı şehirlerde otomobilleri ve iş yerleri yakılan Suriyeli mülteciler için de geçerli...
Hayli zamandır sosyal medya ve siyasetteki ‘mülteci’ ve ‘Arap düşmanlığı’nın sonucudur bu... Sanırsınız bu ülke sadece onların...
Ekonomimize getirdikleri yük ve doğurganlık oranlarının yüksekliğinin ileride yaratacağı riski dikkate alarak, “Ülkemde mülteci istemiyorum” demek demokratik bir hak. Ancak o insanların can ve mal güvenliğini tehdit etmek, Arap turistleri bu ülkede istememek olmaz!
Arapların çok pis olduğunu söyleyenler, Türklerin piknik yaptıkları yerlerde bıraktıkları çöpleri görmezden geliyor nedense.
Ruslar ayağını kesti!
Eskiden Trabzon’da en uzun süre konaklayan yabancı turistler 11 geceyle Araplardı.
Turizmde hizmet kalitesi yükseleceğine, daha çok para kazanma hırsıyla kalite düşünce zengin Araplar başka destinasyonlara yöneldi.
Şimdi fakir Arapları beğenmeyip hor görenler, yarın o insanlar da başka ülkelere yönelince bayram edecek, ama turizm esnafı kan ağlayacak.
Sovyetler Birliği dağıldığında Sarp Sınır Kapısı’ndan Trabzon’a akın eden Ruslar artık yok.
Bu gidişle Araplar da Ruslar gibi ayağını kesecek!
2023’te Trabzon’da 706 bin 532 yabancı turist konakladı. Bu turistlerin 609 bin 244’ü Arap.
Arapları çıktığınız zaman elde kalır 99 bin 288.
Türkiye Kültür Yolu Festivali nedeniyle altı gün kaldım Trabzon’da.
Akçaabat’ın Hıdırnebi Yaylası’na çıktım, oradan çektiğim videoları Instagram hesabımda yayınladım. Gelen yorumların çoğu, “Araplar, Uzungöl’den sonra orayı da istila etti” şeklindeydi.
Hıdırnebi Yaylası’nda da her şey Arap turistlere göre. Fiyatlar da öyle...
Trabzon’daki birçok turistik tesis gibi Hıdırnebi Yaylası’nda da Arap turistler parayı çok seven esnafın baş tacı. Bir et restoranında Arapların el üstünde tutulup, Türklere ikinci sınıf müşteri muamelesi yapıldığını gördüm!
Sıkı denetim şart
Doğup, büyüdüğüm topraklarda ikinci sınıf müşteri muamelesi görmek kanıma dokundu...
Memleketim Trabzon’da ilk kez kendimi yabancı hissettim. Bu ülkenin vatandaşı değil de sığınmacısı ya da göçmeniydim.
Trabzon’da dört sütlaç için gelen hesaba itiraz edene işletmecinin, “Baştan Türk olduğunuzu söylesenize, sizi de Arap sandım” deyip, fiyatı yarıya indirdiğine de şahit oldum.
Mültecilere veya Arap turistlere karşı kullanılan nefret dili kadar, “Onlarda para çok” diye öncelik tanıdıkları Arapları kazıklayan ve Türk müşterilerini ikinci plana atan paragöz esnafın yaptıkları da tehlikeli...
GÜNÜN SÖZÜ
“Ne olursan ol, ama önce nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol.” (Platon)