Cumhuriyet’in 100’üncü yılında 60’ıncı kez yapılması gereken Antalya Altın Portakal Film Festivali, ‘Kanun Hükmü’ belgeseline kurban edildi.
İşin bu noktaya gelmesine sebep olanlar, “Altın Portakal’ı 1980’de 12 Eylül darbesi iptal etti, 2023’te ise iktidar sansürü” söylemine başladı... Birincisi ‘Altın Portakal’ bu yıla kadar bir değil, iki kez yapılmadı. 1979’da ‘Sansür Kurulu’ birçok filmi yasakladığı için, 1980’de ise darbe nedeniyle festival iptal edildi. Peki bu sefer ‘Altın Portakal’ neden iptal edildi?
Ekibini suçladı
Antalya’nın CHP’li Büyükşehir Belediyesi ve Festival Başkanı Muhittin Böcek, iptal duyurusunu yaparken ne dedi?
“Gelinen noktada büyükşehir belediyesi olarak, yıllara meydan okumuş festivalimizin, bazı kişilerin elinde malzeme edilmesine, sinema emekçilerinin hakkının yenmesine asla izin vermeyeceğim. Konunun tüm ülkeyi, Antalya’yı, tüm sinemaseverleri ve tüm sinema emekçilerini ilgilendirmesi nedeniyle konuyla ilgili ev sahibi olan belediyemiz bir karar almak zorunda kalmıştır. Festivalin sanatsal anlamda güçlü ve sinema adına örnek teşkil edecek şekilde yapılması için seçilmiş ve içeriğin belirlenmesinde sorumlu olan, festival yönetmeni ve sanat ekibidir. Başta festival yönetmeni olmak üzere tüm sanat ekibinin süreci yanlış yönettiği, kriz yönetimini yapamadığı tespit edilmiştir.”
Menderes Türel döneminde ‘Uluslararası Film Yarışması’nı içine alarak, etkisizleştirilen ‘Ulusal Film Yarışması’nı eski kimliğine kavuşturan Böcek’in ilan ettiği krizin suçları belliyken, aynı güruh yine algı için hedef saptırmanın peşinde...
Bu kitleyi iyi tanırım
15 Temmuz darbe girişiminden sonra yürürlüğe giren Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) memuriyetten atılan bir öğretmen ve doktorun belgeselini yapan Nejla Demirci’yi, ‘demokrasi kahramanı sinemacı’ ilan edip, festivali bitiren zihniyeti çok iyi tanıyorum.
Nereden mi?
Yıllarca takip ettiğim festivallerden...
Eskiden her filmin katılıp, yarıştığı festivalleri ‘sanat filmi’ arenasına çeviren bu kitle, yapılan bir işi baltama konusunda çok mahirdir.. İyi örgütlenir, algı yönetimi konusunda süperler! Bir film festivalini yok etme konusunda da rakipsizler...
2008-2011 yılları arasında yapılan ‘Yeşilçam Ödülleri’ töreni vardı.
TÜRSAK Vakfı ile Beyoğlu Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği yarışma hâlâ yapılsa, bugün o tören ‘Yerli Oscar’ diye anılırdı.
Bu festival yıkım ekibi ortalığı ayağa kaldırınca, Beyoğlu Belediyesi de, “Madem ki, ‘Yeşilçam Ödülleri törenini sinemanın meslek örgütleri olarak bizler düzenlemeliyiz, jüriye ve ödüllere biz karar vermeliyiz’ diyerek, bizimkini protesto ediyorsunuz, buyurun seneye siz yapın” diyerek, çekildi.
İlk ikisine oranla sönük geçen ‘3. Yeşilçam Ödülleri’ni yapan sinemanın meslek örgütlerinin yöneticileri sonraki yıl birbirine girdi. Yeşilçam Ödülleri’ni bitiren kafa, 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin yapılmasına da mani oldu...
Benzer krizler çıkar
Antalya Altın Portakal Film Festivali, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği bir etkinlik.
2024 Mart’ında yerel seçim var. Antalyalılar’ın kimi başkan seçeceğini bilmiyorum, ama şunu biliyorum:
Antalya ve Adana, yarışmalarını -’sanat filmi’ ve ‘gişe filmi’ diye ayırmadan- eskisi gibi her filme açmazsa ve bir grup marjinal sinemacıya mahkum olursa, benzer krizler hep çıkar karşılarına...
60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin iptalinde rolü olanların da empati yapma zamanı:
Bu işin kazananı kim oldu?
Antalya mı, Altın Portakal Film Festivali mi, Türk sineması mı yoksa ‘Kanun Hükmü’ ve yönetmeni Nejla Demirci mi?
GÜNÜN SÖZÜ
“Vicdanlı ve dürüst olmak, hesaplı olmaktan iyidir. Hesap, insanı makam sahibi yapar, vicdan ise, daha önemli bir işe yarar; insanı, insan yapar.” (Friedrich Nietzsche)