Türkiye’de bir hafta her akşam konser verse hepsi de dolu geçecek Tarkan, koronavirüs kontrol altına alınmadan sahneye çıkmama kararı aldı. Şarkıcı, aldığı bu kararı ve gerekçelerini Instagram hesabından şöyle açıkladı:
“Sahneden, sizlerden bu kadar ayrı kalmamıştım hiç.
Galiba o yüzden de eksik, yarım her şey. Sevginiz, ilginiz, o alkış ve tezahürat sesleriniz, özetle ruhumun ilacı olan o güzel enerjiniz olmadan ben ben gibi değilim.
‘E o zaman neden konser yapmıyorsun?’ diyenlerinizi duyuyorum.
Pandemi...
Biliyorum belirli tedbir kuralları çerçevesinde konserler yapılıyor şu an ama ben benim konserlerim için riskli buluyorum. Çünkü biliyorum, biz bir araya geldik mi koparız.
Kimse tutamaz bizi. Kural mural tanımayız. Kırarız bütün zincirleri:)…
“TRT Spor’daki ‘%100 Futbol’un yorumcusu Rıdvan Dilmen, TRT’den ayda 750 bin TL, yılda 8,5 milyon TL
kazanacak.”
İki açıdan da ‘bomba bir haber’ bu!
Birincisi; ödeyen kamu yayıncısı, kazanan Türk futbolunun efsane futbolcularından biri de olsa yılda 8,5 milyon TL çok para.
İkincisi; haber gerçekten ‘bomba’ çıktı ve patladı.
Önce TRT haberi yalanladı, ardından Rıdvan Dilmen şu açıklamayı yaptı:
“TRT’den 1 TL para almadım, almayı da düşünmüyorum. Çünkü ben ekmeğimi yedim çok şükür. Sözleşmem de yok. Sağ olsunlar beni bu ekranda görmek istediler. Hem kurum, hem vatandaş; sağ olsunlar.”
Haber yalan çıkmasına rağmen hala gerçekmiş gibi TRT ve Rıdvan Dilmen’e sosyal medyada saydıranlar var.
Perşembe akşamı gittiğim Adana’dan pazar sabahı döndüm. Gündüz sıcağı yormayan, akşam açık havada şort - tişört oturunca bile üşütmeyen şeker gibi bir havada dolu dolu iki gün geçirdim Adana’da.
Her festivalde olduğu gibi Adana Altın Koza’da da jüri, adaylar arasından kendilerince “En iyi”leri seçip ödüllendirdi. Tebrik ediyorum hepsini.
“28. Altın Koza Film Festivali”nden ben de kazançlı dönüyorum İstanbul’a.
Çünkü tam beş kitap sahibi oldum festival sayesinde. Üstelik beş kitaptan dördü imzalı.
Hangi kitaplar mı onlar?
Yeşilçam’ın “Çirkin Kral”ı Yılmaz Güney’in eşi Fatoş Güney’in “Camları Kırın Kuşlar Kurtulsun”.
Türk sinemasının ünlü yapımcılarından Sabahattin Çetin’in “Hatırlamak, Sinema ve Siyaset Anıları”.
28. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, bu akşam düzenlenecek ödül töreniyle sona erecek.
Perşembe akşamı geldim Adana’ya...
Festivaldeki ilk günümde üç önemli etkinlik vardı.
16.00’da Fatoş Güney’in ‘Camları Kırın Kuşlar Kurtulsun’ kitabının imza gününün ardından ‘Sinemada ekranda kadına fiziksel ve psikolojik yaptırımlar’ paneli, akşama da ‘Onur Ödülleri Töreni’...
Adana Altın Koza Film Festivali’nin bu yıl ‘Onur Ödülü’ne layık gördüğü isimler Haluk Bilginer, Şerif Sezer ve Yavuz Turgul’du.
Akşama ‘Onur Ödülü’ alacak Şerif Sezer’le cuma sabahı birlikte kahvaltı yaptık, önceki festivallerde sanatçıyla birçok kez sohbet ettiğimiz Hilton Oteli’nin bahçesinde.
27 film, 30 dizi
Sanat dünyasına Devlet Tiyatroları oyuncusu olarak adım atan, Sinan Çetin’in yazıp, yönettiği ilk uzun metrajlı filmi ‘Bir Günün Hikayesi’yle ilk kez kamera karşısına geçen Şerif Sezer, 27 sinema filmi,
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı ve aşı karşıtı Dr. Fatih Erbakan, geçenlerde ne dedi? Aşı olmadığını, olmayı da düşünmediğini söyleyen Erbakan’ın mRNA aşısı olanlar için dediği şuydu:
“mRNA demek insanın hücre çekirdeğine girmek demektir. O insanların yarı insan yarı maymun çocuklar doğurmasına sebep olabilirsiniz. 3 kulaklı, 5 gözlü yaratıklar doğmasına yol açabilir.”
Daha önce sosyal medyasından takipçilerini aşı olmaya davet eden komedyen Şahan Gökbakar, Fatih Erbakan’ın bu açıklamasının yankıları sürerken ne yaptı?
Portre fotoğrafını photoshopla üç gözlü beş kulaklı yapan Gökbakar, altına da şunları yazdı:
“Bu sabah baş ağrısı, ışığa-sese aşırı duyarlılık ve ishal şikayetleriyle uyandım. Bakın ne haldeyim! Tabiki, Küresel Güçler... Hücre çekirdeğime etki edip, beni bu hale getirdiniz de elinize ne geçti? ‘Büyük oyun’, ‘büyük oyun’ dediğiniz bu muydu? Çipleseydiniz daha iyiydi. Allah sizi bildiği gibi yapsın Bill Gates ve küresel
Koronavirüs başladığından bu yana bilim yerine komplo teorilerine inananlar, aşı karşıtlarının Maltepe mitinginden sonra iyice coştu.
Çocukluk aşılarını ve akıllı cep telefonları sayesinde çoktan cipli insanlara dönüştürüldüklerini unutup, Kovid-19 aşısı olanlara cip takılacağını sananların her biri artık ‘kanaat önderi’! Buram buram cehalet kokuyor Kovid-19 ve koronavirüs aşısı için yazıp, söyledikleri.
“Cehalet yenilmesi gereken en büyük düşmandır” diyen Atatürk’ü profil fotoğrafı yapanlar bile var aralarında.
Çünkü araştırma zahmetli, bilim maliyetli, ama cehalet bedava!
Star TV’deki canlı yayında Seda Sayan, tacizci adama sesleniyor:
“Hasta mısın sen? Sen kimsin oğlum? Senin gibi çok kolpaçılar gördüm.”
Sayan’ın bu sözleri sosyal medyada viral, birçok sitede haber oluyor!
“Seda Sayan bu sözleri, kendisine ‘reytingsiz’ diyen Seren Serengil’e söyledi” diye saptırılıyor da ondan...
Seul’den 10 saatlik bir uçuşla Francisco’ya gidecek uçakta dört aylık bebeğiyle seyahat eden bir annenin diğer yolculara yaptığı jest, müthiş.
Raskol Nikov adlı Twitter kullanıcısının paylaştığı tweet floodunda anneyle bebeğinin uçak içinden bir fotoğrafı ve yolculara dağıttığı paketin görseli olmasa, acaba bir “şehir efsanesi” mi diye düşünebilirdim. Olayın kendisi güzel ve görselleri de inandırıcı gelince paylaşmak istedim.
@raskolnikovgibi adlı Twitter kullanıcısının “4 aylık bebeğiyle uçak yolculuğu yapan anneden diğer yolculara sevimli bir jest” anonsuyla yaptığı paylaşımın devamında yazdıkları şunlar:
“Kabul edelim, kimse 10 saatlik yolculuk boyunca bebek ağlaması duymak istemez, Seul’den San Francisco’ya giden anne de bunun farkında.
O yüzden bebeğinin uçuşta ağlama ihtimaline karşın annesi, içinde atıştırmalıklar ve kulak tıkacı olan 200’den fazla küçük paketi yolculara dağıttı.
Annenin dağıttığı pakette bebeğinin ağzından İngilizce olarak yazılmış şöyle bir not vardı:
Yıldız Tilbe, aşı olduğu haberini yalanlamakla yetinmeyip yapanlara, “Hakkım, hukuğum haram zıkkım olsun, çıkmasın” diye beddua bile etti. Tilbe için “Aşı karşıtı” yazanlar da nasibini aldı şarkıcıdan.
Aşı yaptırmayacağını ısrarla vurgulayan şarkıcı için “Aşı yaptırdı” haberini yapan bunu ispatlamalı. Artık her ünlünün sosyal medyası var ve anında ortaya çıkıyor yalan. O yalanın faturası sadece yapana çıksa, tamam, ama öyle değil. Her haberi teyit etmeden anında ‘kopyala yapıştır’la kullanan internet siteleri yüzünden tüm medyaya çıkıyor fatura.
“Aşı karşıtıydı, ama sahneye çıkmak için aşı oldu” haberini yaparken PCR testi yaptırıp yaptırmadığını sorgulamayana Tilbe’nin verdiği yanıt şu:
“Aşı olmadım, olmak istemiyorum, olmuyorum. Kimseye de aşı olun ya da olmayın demiyorum. Ben olmam, çünkü güvenmiyorum. Dünyada sayısız bilim adamı reddediyor, kabul eden de var, reddedenlere inanıyorum, aşı olmuyorum. Dünya kabul etsin, ben de edeyim, o kadar.”
Tilbe’nin aşı, PCR testi