Tam 18 yıldır ekranlarda... Hayatta ne varsa “Arka Sokaklar”da da o var. Rıza Babası’ndan Baş Komiser Hakan’ına kendi fenomenlerini yaratan dizinin sırrını ekiple konuştuk.
Türk televizyon tarihinde 18 sezondur prime time kuşağında yayınını sürdüren başka bir dizi yok… Erler Film’in sahibi Türker İnanoğlu’nun “500 bölüm sürecek bir dizi bu” diyerek 2006’da çekmeye başladığı dizinin 658’inci bölüm çekimlerine konuk oldum. İnanoğlu’nun sağlık sorunları nedeniyle 42 bölüm haklarını D Media’ya devrettiği dizinin senaristi, yönetmeni ve başrol oyuncularıyla konuştum. Senarist Ozan Yurdakul, yönetmen Orhan Oğuz ve başrol oyuncuları Zafer Ergin ile Özgür Ozan, 18 yıldır “Arka Sokaklar”da. İlker İnanoğlu 2007, Ozan Çobanoğlu 2016’dan beri dizide. Orhan Oğuz’un oğlu Tunç Oğuz’un 6’ncı sezondan beri oynadığı dizinin en yenisi Burcu Kara. Özlem Çınar ise “Arka Sokaklar”ın başından itibaren oynayıp 2019’da ayrıldıktan sonra bu yıl tekrar dönen tek isim.
“Arka Sokaklar” diye başlasam devamında neler söylersiniz?"
Zafer Ergin: Senaryo elime geçince çok beğendim. Sevgili arkadaşım Ahmet Yurdakul yazmaya başlamıştı, oğlu devam etti, torunu yazmaya başlayacak yine biz oynayacağız “Arka Sokaklar”da. Dizinin başarısının nedeni halktan hikâyeler olması. Polis dediğimiz insanların da eşleri, çocukları, geçindirmek zorunda oldukları aileleri var. Polislerin hem iş, hem aile yaşamlarını anlatmaya çalışıyoruz. Senaryonun iki bölümünü okuduğum zaman hemen evet dedim. Çok keyifli bir şekilde sarıldım işe. Tanrıya şükür 18’inci senedeyiz. Seyircinin sevgisiyle, ilgisiyle bir aile gibi olduk.
"14’üncü sezonun yemeğinde “İnşallah 15 yıl daha devam eder” demiştiniz."
Zafer E.: Üzerinden dört yıl daha geçti, kaldı geriye dokuz sene. O tarihte yarıladık demiştim. Tanrı yardımcımız olsun. Hiç bu kadar uzun süren dizi olmamıştı. Şartlar müsait olur, sağlığımız da el verirse keyifle çalışmaya devam ederiz. Çalışmak, güzel bir işle uğraşmak, insanın hayatını renklendirdiği gibi yaşamını da uzatıyor.
"Sizi izleyenler gittikleri karakollarda “Rıza Baba şefkati” aramaya başladı…
Zafer E.: Rıza Baba’nın iyi bir örnek olması lazımdı. Neden mi? Üniversitedeki derslerimde “TV programıyla geniş kitlelere ulaşma imkânını elde ettiğinizde içinde ‘toplumsal sorumluluk’ yazan bir kağıt hep olsun cebinizde ve ara sıra bunu açıp okuyun,” derim öğrencilerime. Rıza Baba bir fenomen olduysa hep beraber yarattık bunu. Diğer tiplerin bazen yaptıkları hataları düzelterek yaptık bunu. “Arka Sokaklar”ın bir görevi de bu yanlışı görünce düzeltebilecek neler yapılabileceğini onlara söyleyebilmek.
"Arka Sokaklar’’ın hayatınızdaki yeri nedir?
Zafer E.: Yaşamımdaki en rahat çalıştığım ve çok sevdiğim bir dizi. Keyif duymak, işten utanmamak, doğruyu yapmak hayat prensibimdir. Önümüzdeki 50 yılı da böyle yaşamak istiyorum.
“HÜSNÜ BAŞ KOMİSER BİZE LAZIM”
"Arka Sokaklar”da çalışanların emekliliği gelmiyor mu?"
Ozan Yurdakul: Yok abi… Bu hesapla Rıza Baba’nın Vali olması lazımdı.
Özgür Ozan: Ben sekiz senede baş komiser oldum, o zamandan beri öyleyim.
"Karşılaştığınız emniyet mensupları 'Abi baş komiserlik nereye kadar?' demiyor mu?"
Özgür O.: Demez olurlar mı? Çocuklar büyüdü, evlendi. Torunum var. Benim bile vali olmam lazım ama dizi bu.
Ozan Y.: Bize çok lazım Hüsnü baş komiser, tutuyoruz onu. Bizde müdür de çok, baş komiser de, oralara fazla takılmayın. Sonuçta bu bir dizi. 50 yıldır devam eden polisiye diziler var İngiltere ve ABD’de. Cast yenileniyor ve dizi sürüyor. Türkiye’de bu kadar uzun sürmesi ilginç geliyor, başka örneği yok çünkü. Diziyi yazmaya başladığımda 70 sayfa 70 dakikaydı, şimdi bir bölüm 150 sayfa 140-150 dakika. ‘Yerli dizi yersiz uzun’ eylemini yaptığımızda “Arka Sokaklar” 90 dakikaydı, şimdi 150 dakika!
“BU ZAMANA KADAR OYNADIĞIM TÜM KARAKTERLERİ UNUTUN”
"Burcu Kara, bir buçuk yıl aradan sonra setlere döndü. Peki, “Arka Sokaklar”ın Komiser Seval Aslan’ı nasıl biri?"
Burcu Kara: Komiser Seval aslında bir narkotikçi ama Rıza Baba onu ekibine istiyor. Biraz öfke problemi olan biri. Bu zamana kadar oynadığım tüm karakterleri unutun. Çünkü tam tersi biri. Çok fazla açığa alınmış, soruşturma geçirmiş biri. Kendini tutamayıp şiddete şiddetle karşılık veriyor ama Rıza Baba’nın ekibine girmesiyle birlikte daha bir kontrol altına alınıyor.
"Biz geldiğimizde buralar dutluktu. Dizi üzerimize kuruldu” diyor veya hissettiriyorlar mı?"
Burcu K.: Uzun süre devam eden bir işe sonradan girmek hep sıkıntılıdır. Hiçbir zaman onlar gibi olmazsın, öyle hissetmezsin. Sonradan girmiş olmanın o farklılığını hep hissedersin ama burada onu çok hissetmedim. Bu belki onların karakterlerinin güzelliği, iyiliği. Onlar da çok alışmış karakter değişimlerine, dönüşümlerine. Birileri gidip, birileri geliyor. Birileri tayin olacak, emekli olacak, görevden alınacak.
"Bu emniyette kimse emekli olmuyor?"
Burcu K.: Zafer Abi ilk gün bana espri yaptı. “Burcu’cuğum ben üç kere emekli oldum, geldim. Bak bu işe giriyorsun, buradan çıkamazsın ona göre” diye. Dur bakalım. İzleyicinin beğenisi çok önemli.
"Annelik ne kadar vaktini alıyor?"
Burcu K.: Annelik bitmeyen bir mesai. Buradayken bile Can uyandı mı Ali okuldan geldi mi, ödevi neymiş? diye düşünüyorum.
"Hangisi daha çok yoruyor? Ali mi Can mı?"
Burcu K.: Ali… Kardeşten sonra iyice agresif oldu. Daha çok ilgi istiyor, bazen bunalıma girip ağlıyor. Çok alınganlık yapıyor. Yılbaşı için ona ve kardeşine kazak aldım. Renkleri aynı ama birebir aynı değil. Kardeşininkinin aynısını almadım diye bütün gün ağladı ve çöpe attı kazağını, sen beni sevmiyorsun diye. Çok zor bir yaz geçirdik. İnşallah yaza doğru alışmış olur…
“BU DİZİ 20 SENE DAHA SÜRER”
"Senaryoyu ilk okuduğunuzda yılların deneyimiyle çok uzun soluklu bir iş olacağını tahmin etmiş miydiniz?"
Orhan Oğuz: Bu kadar olacağını düşünmemiştim ama yine en az 100 bölüm hayalini kurmuştum. Çünkü proje iyiydi. Bana geldiğinde “Devriye”ydi adı, sonra “Arka Sokaklar” oldu. “İkinci Bahar”ı çekmiştim, ondan sonra teklif geldi. Çizgi roman çok okurdum. Çizgi roman gibi düşündüm. Sayfayı açarsın da sonra detaylara girersin. Sonra o polis kamerası, gerçek görüntüler çok ilgimi çekmişti. O zaman karar verdim. Altı kamera ile bir devinim, bir hareket başka bir mizansen başka görüntüler oluşturmak istedim ve onu da başardım.
"Şu anki öngörünüz nedir ne kadar sürer bu dizi?"
Orhan O.: Bu dizi 20 sene daha sürer. Çünkü her bölümde üç - dört hikâye var yaşamın içinden. O yüzden de seyircimiz bizi hiçbir zaman terk etmeyecektir.
‘‘TÜRKİYE’NİN MAARİF TAKVİMİ BU ÜLKENİN HAFIZASI”
"Ne zaman emekli olacak Hüsnü Çoban?"
Ozan Y.: Hüsnü Çoban’ı emekli etmeyi düşünmüyoruz. Onu ancak seyirci emekli edebilir.
Özgür O.: Bana gelene kadar Zafer Abi’nin emekli olması lazım.
Ozan Y.: Ben de Hüsnü Çoban baş komiseri kaybetmek istemem. Niye Hüsnü Çoban’sız yazayım ki? Mesut komiserimizi kaybettik, Hüsnü’ye tutunuyoruz.
Özgür O.: Ozan’ın beni çok duygulandıran bir lafı vardı: “Abi, Hüsnü Çoban’sız bir senaryoyu Allah bana yazdırmasın” diye.
Ozan Y.: Şevket Abi’ye de (Şevket Çoruh) söylemiştim aynısını ama yazıyorum. Zafer Ergin, Özgür Ozan ve İlker İnanoğlu, “Arka Sokaklar”ın omurgası. Allah başımızdan eksik etmesin onları.
"Dizi teklifi geldiğinde bu kadar uzun soluklu olabileceğini tahmin etmiş miydiniz?"
Özgür O.: Ben değil, kimse öngörememişti ama yapımcımız Türker İnanoğlu, tahmin etmiş olacak ki o zaman bize, “500 bölüm çekeceğim bu diziyi” demişti, şu an 658’i çekiyoruz. “Ver abi 13 bölümü imzalayayım sonrasına bakarız,” demiştim. Her yıl bu sene biter herhalde diye diye 18’inci sezona girdik. Ülkede polisiye hikâye bitmiyor ki!
"Size göre “Arka Sokaklar” ne?"
Özgür O.: “Arka Sokaklar” aslında bu ülkenin hafızası. 2006’dan bu yana “Arka Sokaklar”ı seyrettiğinizde FETÖ’den darbe girişimine, depremden kadın cinayetlerine Türkiye’de neler olduğunu, neler değiştiğini görebilirsiniz. O zamanlar elmalı cep telefonları yoktu, 3. Köprü yoktu. “Arka Sokaklar” Türkiye’nin Maarif Takvimi gibi oldu.
Ozan Y.: Sadece polis suçluyu yakaladı değil, biraz da vicdan terazisini de tutan, günün sonunda iyinin kazanacağını anlatan bir dizi bizimkisi.
Özgür O.: Müthiş bir aidiyet duygusu. Ara verdiğimiz dokuz aydaki belirsizlik sürecinde bile başka bir işi kabul edemedim. Bazı setler için “Biz bir aileyiz” diyorlar ya biz bir aşiretiz. Çocuklarım beni “Arka Sokaklar”dan başka dizide görmedi. Zafer Abi’yle buranın en eskisiyiz. Buranın sahibi gibi hissediyoruz kendimizi.
Özlem Çınar: Çok alıştık. Alışkanlık yaptı. Bu çok değişik bir şey. Ayrı olduğum ilk dönem hiç aklıma gelmedi. Sonradan gelmeye başladı. Büyük bir yeri olduğunu o zaman fark ettim. Olmadığında boşluğunu hissettiğim bir yer “Arka Sokaklar” benim için. Son üç yıl o boşluğu yaşadım.
Ozan Çobanoğlu: İzlediğim bir işti “Arka Sokaklar.” Erler Film’in Kanal D’de yayınlanan “Küçük Ağa” dizisinde oynamıştım. O iş bitince, “Arka Sokaklar’da oyna” dediler ben de kabul ettim ve bu ailenin içine girdim.
"Özlem Hanım, siz 2006’da başlayıp 2019’da ayrıldınız. 2023’te tekrar geri geldiniz? Niye ayrıldınız, niye geri geldiniz?"
Özlem Ç.: Öyle icap etti ayrıldım. Fanlar ve seyirci istedi. Diziyi yapanlar da istedi geri geldim.
"Ne yaptınız o sürede?"
Özlem Ç.: Bir sinema filmi yaptım, almak istediğim eğitimleri aldım.
"Diziden gittiğinizde nasıl bir ortam vardı geldiğinizde nasıl bir ortam buldunuz?"
Ortamımız hiçbir zaman değişmedi. Çok mutlu ve huzurlu bir setimiz var ilk günden beri. Ben değişmiş olabilirim. Gittiğimde daha farklı bir Özlem’dim geldiğimde daha farklı bir Özlem. Kendimle daha çok barışığım.
"Ozan Bey, rol gereği eski hayat arkadaşınız olan set arkadaşınızı anlatır mısınız?"
Ozan Ç.: Doğrudur Özlem, göründüğü gibidir seyirciler nasıl görüyorsa öyle biri. Rol yapmayan biri. İçindeki duyguları söyleyen biri. O anda rahatsızsa onun rahatsız olduğunu anlarsınız.
"Sete gelmeden önce Instagram’dan “Arka Sokaklar ekibine ne sormamı istersiniz?” diye sordum. “Bu sezon diziye dönen Özlem Çınar’ın canlandırdığı ‘Aylin’ ile Ozan Çobanoğlu’nun oynadığı ‘Hakan’ arasında yeniden bir aşk ya da evlilik olacak mı?” en merak edilenlerdendi."
Ozan Y.: Evliydiler ama ayrılmışlardı. Tekrar bir araya gelme, yakınlaşma durumları var. İş olarak hep beraberler, özelde de tekrar bir araya gelme hikâyeleri olacak. Evliliğe gider, gitmez bilmiyorum. Ama bu iki karakter aslında en yakın arkadaşlar. O dostlukları ve birbirlerine destekleri de çok kıymetli. Aşk hayatlarında da ikinci şansları olacak.
"Fanlarınız X’te aktif olmamanızdan çok şikayetçi."
Ozan Ç.: Çok zaman aldığı için sosyal medya çok kullanamıyorum. 5 - 6 gün çalışıyoruz. Ayrıca tiyatro oyunum var, Serdar Yeğin’le “Çapkının Düşü”nü oynuyoruz. Instagram’da yaptığımız işleri kullanıyorum. X (Twitter) bana sert bir yer geliyor.
Özlem Ç.: Twitter’la eskiden ilgileniyordum, bakıyordum. Sonra sosyal medya mecralarına karşı bir güvensizlik başladı. Ayrıca çok fazla şey duymak ve bilmek istemiyorum. Sert haberler de görmek istemiyorum. Sevdiğim birkaç köşe yazarı var onları okumak bana daha iyi geliyor. İnstagram’da da çok aktif değilim.
“ARKA SOKAKLAR” HAYATIN ÜÇTE BİRİ
"2007’de başladığı dizide önce komiser, ardından baş komiseri son olarak emniyet müdürü Engin’i oynayan İlker İnanoğlu’na “Arka Sokaklar” desem ne der?"
İlker İnanoğlu: Hayatın üçte biri…
*Kaç yıldır oyuncusunuz?
İlker İ.:5 yaşında başladım, 50 küsur yıldır oyunculuk yapıyorum.
"Peki, bu süreçte unutamadığın en efsane sezon ya da en kötü sezon desem?"
İlker İ.: En’leri söyleyeyim: Tekrarımızın gerçek bölümün reytingini geçmesi. En gururlandığım, gözümün dolduğu olay, ödül almak için Külliye’ye gitmiştim Ankara’ya. Korumalardan ikisi geldi “Sizin sayenizde polisiz,” dediler. Dizimizin bu kadar etkili olduğunu bilmiyordum. Bir de bu sene Kanal D İç Yapımlar yapıyor diziyi, set günü mesaj geldi: ‘Set saatiniz 08.30 Engin Bey’ diye.
"Çocuk yıldız olarak Altın Portakal’ınız var ama sonrasında ödül yok, niye?"
İlker İ.: İki defa Altın Portakal aldım. Yurt dışından da ödül aldım. Büyüdüm olgunlaştım, ödül almadım. ABD’de film okuluna gittim, birincilikle bitirdim, oyuncu koçluğu bile yaptım. Bazı şeylerde mütevazı olamayacağım artık. Türkiye’de biz gerçekleri duymayı sevmiyoruz. Gerçek oyunculuğu sevmiyoruz. Aldığım eğitim hep gerçekler üzerine olduğu için öbürünü de ben yapamıyorum karikatürize etmeyi.
"Bu süreçte özel hayatınız da çok yoğun geçti…"
İlker İ.:Evet, dört evlilik ve bir çocuk yaptım. “Arka Sokaklar” çok ilgi görüyor ama ünlülüğü çok seven bir insan değilim. Çocukken de ünlüydüm. Oyunculuk tatmin ediyor beni. Bazı nedenlerden dolayı emekli olmayı düşünüyorum. 28 yaşındaki oğlum Los Angeles’ta yaşıyor, o yüzden bir ayağım hep ABD’de olacak.
“YAŞ ALDIKÇA HER ŞEY RAYINA OTURDU”
*Nilefer Açıkalın ve “Arka Sokaklar”ın yönetmeni Orhan Oğuz’un oğlu olan Tunç Oğuz dizinin kıdemlilerinden. 12 sezondur “Arka Sokaklar”da rol alıyor. Peki, bir oyuncu için yönetmenin babası olması, avantaj mı değil mi?
Tunç Oğuz: Başlarda dezavantajdı. Ben yaş aldıkça her şey rayına oturdu.
"Bu süre içinde babanızdan hiç fırça yediniz mi?"
Tunç O.: Çok… Hatta bazen başka oyunculara kızıp acısını benden çıkardığı oluyordu.
"Size göre “Arka Sokaklar” ne?"
Tunç O.: Biz burada bir aileyiz. Normal dizi setinden bambaşka bir boyutta burası. Her gelen de bize kolay adapte oluyor ve ailenin içine giriyor.