Noel, yılbaşı ve hesap kitapları yılsonu hasebiyle derdest etmeden önce; 12 Aralık Perşembe günü hem içeride hem dışarıda önemli bir gün olacak.
Bizi yakından ilgilendiren Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı var ve faiz kararı açıklanacak. İngiltere’de erken seçim yapılacak. Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yeni başkanı Lagarde’ın ilk para politikası kurulu tolantısı ve akabinde ilk basın toplantısı o gün yapılacak. Bir gün öncesinde de Fed’in faiz kararı açıklanmış olacak. Faiz kararı açıklayacak merkez bankalarına 13 Aralık’ta Rusya Merkez Bankası’nı da eklemek gerekecek.
Olası gelişmelere geçmeden geçtiğimiz haftadan kalan birkaç önemli gelişmeyi hatırlamakta fayda var. 3 Aralık’ta kasım ayı TÜFE oranı yüzde 0.38 olarak açıklandı.
Beklentiler yüzde 0.80 seviyesindeydi. Beklentilerin altında gelen veri sonrasında yıllık tüketici enflasyonu yüzde 8.55’den 10.56’ya yükseldi. ÜFE kasımda aylık bazda yüzde 0.08 düşüş gösterirken, yıllık ÜFE oranı yüzde 4.26 oldu. Bu veriler sonrasında yılsonu enflasyonunun; aralık ayının son haftalarında gelebilecek kamu zamlarının etkisi yeni yıla kalacağından dolayı; yüzde 12.00’nin altında kapanma olasılığı artmış durumda.
Geçtiğimiz Cuma günü Moody’s cephesinden not değerlendirmesi gelecek beklentisi vardı, ancak Moody’s açıklamayı “pas geçmiş” durumda.
Not cephesinden herhangi bir haberin olmadığı bu ortamda 12 Aralık’taki PPK toplantısından yeni ve yüksek faiz indirimlerinin gelmesi olasılığı artmış görünüyor!
250 baz puan mı?
Geçtiğimiz hafta enflasyonun beklentilere paralel yüzde 0.80 gelmesi durumunda 150 baz puanlık bir indirim olabileceğine dair tahminimi paylaşmıştım.
Gelen enflasyon verisi, geçen hafta kamu bankalarının yanına eklenen özel bankaların kredi faizlerindeki indirimlerini de görünce PPK’nın 200 baz puanlık bir indirime gidebileceğini, hatta 250 baz puanlık bir indirim dahi yapabilme ihtimalinin arttığını düşünmeye başladım.
Son üç PPK’ya bakıldığında, kamu bankaları adeta politika faizi belirliyorlardı. Kamu bankaları, PPK’dan bir-iki hafta öncesinden yıllık kredi faiz oranlarını indiriyor, PPK da ardında o seviyelere geliyordu. Geçtiğimiz hafta kamu bankaları yüzde 12 ve altına inmeye başladılar. Aylık kredi faizlerinde özel bankalar yüzde 11’leri telaffuz eder (yüzde 11 aylığın yıllık bileşiği yüzde 11.57!) hale geldikleri bir durumda faiz indiriminin 200 - 250 baz puan arasında olması piyasaları çok da şaşırtmayacaktır.
Kura yansır mı?
100 baz puanlık bir indirim hayal kırıklığı bile yaratabilir, dolar/TL kurunda kısa süreli bir geri çekilme dahi yaratabilir. 200 - 250 baz puanlık bir indirimin kur tarafına yansıması olacaktır, ancak bunun kırıcı - yıkıcı bir etkiden uzak olacağını tahmin ediyorum. Zira tarafların neredeyse tamamı; bankalar, şirketler, kamu, Merkez Bankası (DTH sahipleri hariç!); kurların 5.75 - 5.95 bandında (6.00’ın altında!) yılı kapatmasından memnun olacaklar gibi görünüyor.
Para Politikası toplantısı 12’ye çıkıyor
Geçtiğimiz hafta TCMB 2020 Yılı Para ve Kur Politikası’nı açıkladı. ROM mekanizmasının kademeli olarak değişeceği yeni dönemde Para Politikası toplantıları yılda 8’den 12’ye çıkarılıyor (İlki 16 Ocak 2020’de).
Faiz değişimine ihtiyaç duyulması halinde daha kısa aralıklı toplanılması bir yandan avantaj gibi görünürken, diğer yandan para politikalarının bu kadar sık değişebilecek olması istikrarın yakalanamadığı izlenimini de yaratmıyor değil.
Açık Piyasa İşlemleri için elde bulundurulan portföyün nominal büyüklüğünün, 2020 yılında azami TCMB analitik bilanço aktif toplamının yüzde 5’i olarak belirlenmiş.
Yıllardır bankaları fonlayan durumdaki MB’nın likidite çekmekte kullanabileceği böylesi bir portföyü neden artırma ihtiyacı olduğu net olarak anlaşılamasa da bu politika ile var olan bilanço büyüklüğü olan 627 milyar TL dikkate alındığında 13 milyar TL’lik daha ek kamu kağıdı alabileceği hesaplanıyor. 2020 yılındaki yaklaşık 280 milyar TL’lik iç borcun bir kısmına MB’dan destek geleceği anlaşılıyor.
Fed durağan bir döneme mi geçiyor?
Cuma günü ABD’de açıklanan Tarım Dışı İstihdam verisi beklentilerin oldukça üzerinde geldi. 183 bin kişilik artış beklenirken, açıklanan rakam 266 bin kişilik artış oldu.
Son iki ay 41 bin kişi ile yukarı yönde revize edilirken işsizlik oranı yüzde 3.5 ile beklentilerin bir tık altında gerçekleşmiş durumda. (Şant Manukyan’ın ifadesi ile “Faiz indirme ihtimalini azaltan ancak artırma ihtimalini artırmayan bir veri...”) Bu veriler sonrasında ard arda üç kez 25 baz puanlık indirim yapan Fed’in “durağan faiz dönemine” geçtiğini açıklaması ihtimali yüksek. Fed’in daha durağan bir döneme girecek olması da bizim Merkez Bankamız’ın elini biraz olsun rahatlatacak gibi görünüyor.
OPEC’TEN SÜRPRİZ KOTA İNDİRİMİ GELDİ
Geçtiğimiz haftanın önemli gelişmelerinden biri de cuma günü sona eren OPEC+ (OPEC ülkeleri ve Rusya’nın da dahil olduğu OPEC üyesi olmayan 10 ülkenin ortak kararlar aldığı yeni yapının adı) toplantısından günlük 1.2 milyon varillik kısıntıya ilave olarak Mart 2020 sonuna kadar 500 bin varillik ek bir kısıntıya daha gidilmesi kararı çıktı.
1.7 trilyon dolarlık piyasa değeri ile finans tarihinin en büyük halka arzı olan Aramco’nun halka arz fiyatının belirlendiği haftaya denk gelen OPEC+ toplantısındaki indirimin önemli kısmı S. Arabistan tarafından gelecek. Aramco’nun fiyatının yüksek çıkması, ikinci piyasada da yüksek kalabilmesi için S. Arabistan’ın yüksek petrol fiyatına ihtiyacı var. Bunun için de diğer petrol üreticilerini fazla zorlayamayacağı için bu “fedakarlığa” katlanıyor.
ABD kayaç petrolü
Bir başka fedakarlığı da Rusya’ya verdiği “kondensat” tavizi olmuş. Doğal gaz sahalarından çıkan (Rusya’nın yeni bulduğu gaz sahalarıyla bu üretimi daha da artacak!)
en hafif petrol ayarındaki bu ürün Rusya’nın kotası içine dahil edilirken, Rusya bunun kota dışına çıkarılmasını talep ediyordu. S. Arabistan bunu da kabul etmiş.
OPEC’in kararı öncesinde 3 Aralık’ta 60.89 dolara kadar gerileyen Brent petrolü, karar sonrasında geçtiğimiz Cuma günü 65.48 dolara kadar yükseldikten sonra haftayı 64.87 dolar/varil seviyesinden (64.51’deki 200 günlük BHO’nın üzerinde) kapattı. Bu hafta içinde iki ardışık gün 65.25 doların üzerinde kapanış olması, hele ki önümüzdeki haftanın bu seviyenin üzerinde kapanması durumunda Brent petrolünde 68.50 varil/dolar seviyelerinin bu yılın sonlarında, önümüzdeki yılın başlarında görülme ihtimali artacaktır.
S.Arabistan Aramco halka arzı ile petrol fiyatlarını yukarıda tutmaya çalışırken, en büyük rakibi konumuna gelen ABD’li kayaç petrolü üreticilerine de büyük “hayrı dokunuyor”! Bunun farkına vardığında ne olacak, bu konuda hayli meraklıyım.