Geçtiğimiz hafta başlayan “Barış Pınarı Harekâtı” tüm ülkenin en önemli gündemi olurken, gelişmelere en fazla yön veren faktör ABD Başkanı Donald Trump oldu. Twitter’ı “resmi açıklama” mecrası olarak kullanmayı alışkanlık haline getirmiş olan ABD Başkanı’nın atmış olduğu tweet’ler, piyasalardaki oynaklığı son derece artırdı. Bir gün “ABD askerleri çekilecek” derken, bir sonraki gün, hatta saatte “eşi benzeri olmayan bilgeliğiyle” bunun tam tersi mesajları olabiliyor.
Atmış olduğu mesajların bazıları doğrudan kendi halet-i ruhiyesini yansıtıyor olsa da bunların bazıları ABD’nin devlet politikasına ters olduğunda; yapılan “uyarılar” sonrasında yeni, yepyeni yorumlarla kamuoyunun karşısına çıkıyor. Artık en önemli hatta tek finansal göstergemiz Trump oldu!
Doğrusunu isterseniz uzun yıllardan bu yana (Hatta Obama dönemi de dahil!) artık “tek bir Amerika’dan” söz etmenin mümkün olmadığını; CIA’nin, Pentagon/Centcom’un, Senato/Temsilciler Meclisi’nin ve de Başkan’ın farklı politikalar izlediği; farklı öncelikleri olan bu gruplar nedeniyle 3 - 4 ayrı Amerika’nın olduğunu dile getiriyordum.
Sırf Irak ve Suriye politikasına bakıldığında bile bu durum rahatlıkla görülebiliyor. Siyasilerimizin ilişkileri Başkan - Başkan seviyesinde götürmeyi tercih ediyor olması, ABD’de aynı karşılığı bulamayabiliyor.
Bu nedenle de karşılıklı ilişkilerdeki yalpalama, dalgalanma her geçen gün daha fazla artıyor. Bunun da gerek dış politikaya, gerekse de ekonomiye/piyasalara son derece olumsuz etkileri oluyor. Harekât umuyor ve diliyoruz ki kısa sürer, şehit haberleri artmadan kısa zamanda hedefine ulaşır.
Piyasalardaki oynaklık sürecek
Askeri harekâtın henüz daha başında olmamız, doğal olarak belirsizliği artırdığından piyasalar tarafındaki fiyatlamalar olumsuz yönde gerçekleşiyor.
Bu ihtimalin yüksek olduğunu geçtiğimiz hafta başında “Hesaplanan enflasyon ve hissedilen enflasyon” başlıklı yazımda paylaşmıştım. Yazıda “... Yapısal reformalar içermeyen YEP sonrası bu ihtimalin (Dolar/TL kurunun) aşağı yönde olması ihtimali azalırken, Suriye sebebiyle yukarı yönlü bir kur hamlesi ile 5.8870-5.9290 bandının ilk aşamada test edilmesi ihtimali artacaktır...” diye belirtmiştim.
Geçtiğimiz Cuma günü 5.8997 seviyesi test edildi, haftalık kapanış 5.8840’larda oldu.
Merkez’in toplantısı
Bu hafta 5.9250-90 seviyesi ilk önemli teknik direnç. Bu seviyenin korunması durumunda ilk aşamada 5.8000-.8375 bandına kadar bir düzeltme/geri çekilme yaşanabilir.
Ancak daha aşağı yönlü bir hareket için radikal bir politik değişiklik gerekir ki bunun için henüz şartların oluştuğunu düşünmeyen taraftayım. Ola ki 5.9290’lar sert bir şekilde yukarı yönde kırılır ise bu durumda 5.9900-6.0000 (Psikolojik direnç!) seviyesi önemli olacak.
Aşılması durumunda 6.1150-.1750 bandı bir sonraki kritik direnç seviyesi olmaya aday!
TCMB’nin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı 24 Ekim’de yapılacak. Bu toplantıya yaklaşılırken, faiz indirim tahminleri de sıklıkla seslendirilecektir. 100-150 baz puanlar dile getirilmeye başlandı bile.
Ancak swap işlemlerinin TL kısmına ve bankaların kredi genişleme hedeflerine ulaşabilmek için “teklif ettikleri” kredi faizlerine bakıldığında 250-300 baz puanlık bir indirim ihtimali de hiç yabana atılır gibi değil!
Bu haftadan başlamak üzere gerek kur, gerekse de borsa/faiz cephelerinde yeni faiz indirim beklentilerinin de oynaklığı artırması olasılığı yüksek. (Yine de Trump kadar önemli(!) ol(a)mayacaktır!)
Geçen hafta yazımda Borsa için de ”… BIST 100’deki olası bir düzeltmede 23-24 Eylül’de oluşan 100.020-101.375 arası “boşluğun” kapandığını görebiliriz. ... Ancak yukarıda belirttiğim seviye; günlük/haftalık kapanışlar bazında; aşağı yönde kırılırsa 97.200-550 bandının test edilmesi ihtimali de artacaktır” diye yazmıştım. Bahsettiğim “boşluk” hızlı şekilde kapanırken, geçen perşembe 97.510 seviyesine kadar bir geri çekilme yaşandı!
Borsanın yönü
Aynı günün 97.408’den geçen 200 günlük BHO’na oldukça yakın olan bu seviyenin, bu hafta içinde aşağı yönde kırılmasını beklemiyorum.
Geçtiğimiz haftanın hızlı/sert satışlarının hazmedildiği bir hafta olabilir. Harekât sürerken, yukarı yönlü kararlı yükselişler yerine deneme niteliğindeki düzeltme tarzı yükselişlere şahit olabiliriz. Bu düzeltmeler sırasında 50 günlük BHO’ya yakın olan 100.100 (hatırlaması kolay!) seviyesi önemli olacak. Üzerine kararlı bir çıkış için yine radikal politika değişiklikleri beklemek gerek!
Aşağıda ise 94.750 ilk destek seviyesi. Aşağı yönde kırılacak olur ise 93.275-92.100 bandı resmin içine girecektir.
Fed’den yeni parasal genişleme mi?
Amerikan para piyasalarında son 3-4 haftada likidite sıkışıklığı başladı! Amerikan bankalarının rezervlerinin azalması, likidite ihtiyacının ve beraberinde faizlerdeki oynaklığın artması ile Fed’den daha kalıcı bir adım geldi.
Bize yarayacak mı?
Geçtiğimiz hafta Fed ‘Politika faizindeki “istikrarı” daha iyi kontrol edebilmek adına’ ekim ortasından başlayarak, en azından 2020’nin ikinci çeyreğine kadar aylık 60 milyar dolarlık kısa vadeli kamu tahvil/bono alım programı açıkladı. Bunun “tamamen teknik” bir adım olduğunu ve para politikası duruşunda bir değişiklik anlamına gelmediği de ekledi!?!
Parasal genişleme politikasında uzun vadeli tahviller alınarak, uzun vadeli faizlerin düşük seyretmesi amaçlanıyor ve piyasaya verilen likidite uzun vadeli piyasada kalıyor.
Bu açıdan bakıldığında bir parasal genişleme değil. Diğer yandan kısa vadeli tahvil alımı ile kısa vadeli repo işlemleri aracılığıyla likidite sağlanması Açık Piyasa İşlemleri olarak değerlendirilir. Ha repo yaparak likidite verilmiş, ha kısa vadeli tahviller alınmış. Bu durumda uzun vadeli faizler yerine kısa vadeli faizler hedeflenmiş oluyor. Bu da “teknik” açıdan bakıldığında bir parasal genişleme olarak görülmeyebilir.
Ama eninde sonunda piyasaya Fed para veriyor. Nihayetinde bir parasal genişleme! Piyasalar da bu gözle baktı. ABD hisse senetleri yükselirken, dolar euro ve pound karşısında değer kaybetti. Bu parasal genişleme bize yarar mı diye baktığımızda, Suriye harekâtı sürerken iyimser olmak için henüz daha erken derim!
Diğer yandan 14.5-15 trilyon dolar civarı dalgalanan “eksi getirili” tahvil yatırımcısı bizim piyasalarımıza gelmezken, Fed’in yeni parasal genişlemesi mi bize kadar ulaşacak diye düşünmekten de kendimi alamıyorum!