Aralık ortasından bu yana 5.9250 - 5.9850 arasında salınan dolar/TL’nin cuma günü 6.00’nın üzerine çıkması dikkatleri yeniden döviz kurlarına çevirdi...
Geçtiğimiz haftanın son gününde, hatta cuma gününün son saatlerinde dolar/TL kurunda hızlı bir hareket yaşandı ve dolar/TL kuru 6.00’daki psikolojik eşiğini hızlı bir şekilde geçerek 6.0480’lere kadar çıktıktan sonra haftayı 6.0180 seviyelerinden kapattı.
Herkes birbirine ne oldu da kur yükseldi diye sorarken hafta sonu tatili başladı. Neredeyse geçtiğimiz aralık ayının ortasından bu yana 5.9250 - 5.9850 arasında salınan doların 6.00’ın üzerine çıkması dikkatleri yeniden döviz kurlarına çevrilmesine neden oldu.
Hep söylerim; “Türklerin travması dolar kurudur” diye... Almanların enflasyon, Amerikalıların büyüme, biz Türklerin de (Azerbaycan’ı da yakından tanıdıktan sonra) travması da kurdur.
Ne oldu da kur arttı sorusunun yanıtı için geçtiğimiz hafta kur açısından önemli olan birkaç konuyu hatırlatmakta fayda var.
Ne etkiledi?
Ocak ayı enflasyonu geçtiğimiz haftanın ilk gününde açıklandı. Ocakta tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 1.35 arttı, yıllık enflasyon yüzde 12.15 olarak açıklandı.
Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ise aylık yüzde 1.84 artarak yıllık yüzde 8.84’e ulaştı. Geçtiğimiz hafta başındaki yazımda ‘Benim “ıspanak - ceviz endeksim” ocak ayı için beklenti olan 1.06’yı desteklemekle beraber şubat ayı için uyarı veriyor!’ diye yazmıştım. Bir hafta pazara gitmeyince eksik veri (!) beni de yanıltmış! Enflasyon piyasa beklentilerinin üzerinde çıktı.
Bankacılık sektörü için yeni düzenlemeler getiren bir teklif Meclis’e sunuldu. Büyük projelere bireysel/kurumsal ortaklıktan, Varlık Fonu’nun borçlanma limitlerine takılmamasından, ticari kredilerdeki komisyonların da Merkez Bankası tarafından belirlenmesine ve manipülasyon için hapis cezasının 3 yıldan başlamasına kadar birçok yeni düzenleme yapılması öngörülüyor.
Bu tasarıyı ayrı bir yazıda ele almak kaydıyla bir kenara bırakırken, getirilen düzenlemelerin bankacılık ve sermaye piyasası katılımcıları ile müzakere edilmeden sunulmuş olması borsadaki banka hisseleri üzerinde ilk anda olumsuz bir etki yarattı.
Haber akışı...
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak Kahramanmaraş’ta, “Kamu bankaları yöneticileriyle bir araya geldik. İşler iyi gidiyor, bunları faizlere nasıl yansıtabiliriz derken, sağolsun 3 genel müdürümüzle konuştuk. Yeniden bir indirim (için) görüştük. 9 ile 11 bandındaki faizlerle ilgili kamu bankalarımızla görüştük ve bunu yüzde 8 ile 10 aralığına getirmek için mutabık kaldık” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye İdlib’de gözlem noktalarındaki Türk askerine yapılan saldırı sonrasındaki, “Türk askerinin kanının aktığı bir yerde hiçbir şeyin aynı şekilde devam etmesine izin veremeyiz. Şubat ayı içerisinde rejimin gözlem noktalarının gerisine çekilme işleminin bitirilmesini umut ediyoruz. Rejim bu sürede geri çekilmezse Türkiye bu işi bizzat yapmak mecburiyetinde kalacaktır” şeklindeki sözleri de haftanın başlıklarından biri oldu.
Bir yandan enflasyondaki katılık sürerken, Suriye’den şehit haberleri gelirken; diğer yandan faiz indirimlerinin konuşuluyor olması ister istemez yatırımcıların tercihlerinde etkili oluyor.
Dolar/TL 6’nın altına iner mi?
Kamu bankaları tarafından ek satışlar gelir ise neden olmasın? Ancak bu satışların da ilâ nihai sürmesi zor görünüyor. Hazine’nin yeni yurt dışı borçlanması ile gelen yeni kaynaklar kullanılarak yeniden 6.00 “psikolojik seviyenin” altına doğru bir geri çekilme olabilir. Ancak bu tarz müdahalelerin kalıcı bir etki yaratmasını beklemek çok da anlamlı değil. Teknik olarak bakıldığında 5.9650’nin altına inilmesi artık zorlaştı, bu seviye önemli bir “destek” seviyesi olacağa benziyor.
Yukarıda ise 6.1190 ilk kritik direnç seviyesi. Bu seviyenin üzerine çıkılacak olursa geçen sene mayıs ayında da ‘ziyaret edilmiş’ olan 6.1750 seviyesi önemli bir başka direnç olacak. Bu seviyelerin kısa vadede aşılmasını beklemiyorum. Ancak İdlib ve Libya’dan gelebilecek haberler, Rusya/Suriye ile sıcak çatışma olasılığı artacak olur ise bu seviyelerin test edilmesi olasılığı artacaktır.
Dış piyasalarda neler oluyor?
Küresel piyasalar koronavirüsle ilgili sakin tepkiler vermeye, hatta virüsün korkulduğu kadar da hızlı yayılmayacağını, bir aşı veya tedavinin bulunacağı düşüncesini satın almayı tercih ettiler.
Sert düşüşlerden sonra toparlanan ABD hisse senedi endeksleri tarihi rekorlarını tazeledi! ABD’nin ocak ayı Tarım Dışı İstihdam verisi de beklentilerden iyi geldi. Toplamda 165 bin kişilik artış beklenirken, açıklanan 225 bin kişilik artış oldu. İşsizlik oranı yüzde 3.5’ten 3.6’ya çıksa da bunda iş aramaktan vazgeçmiş olanların yeniden işgücüne katılımı etkili olmuş görünüyor.
ABD ekonomisi “kötülerin arasındaki en iyisi” olarak öne çıkarken, dolar endeksi (DXY) de geçtiğimiz hafta yükseldi. Bunda Trump’ın azil sürecinin de Trump’ın lehine bitmesinin de katkısı oldu. Önceki haftayı sert bir düşüşle 97.35 seviyesinden kapatan DXY, geçtiğimiz haftanın her günü yükseldi ve haftayı 98.68 seviyesinden kapattı. Euro dolar karşısında 1.0947’den haftayı kapatırken, Brexit’in artık resmiyet kazanması sonrasında sterlin de haftayı dolar karşısında değer kaybederek 1.2885’ten kapattı.
Petroldeki durum
Hafta içinde 53.61 dolara kadar gerileyen Brent petrolün varil fiyatı, OPEC+’nın Viyana’daki teknik toplantısından kesinti çıkacak beklentisi ile 56.50 dolara kadar çıksa da toplantıdan net bir kesinti önerisi çıkmaması, koronavirüsle ilgili haberlerin henüz daha bir “müjde” içermemesi nedeniyle haftayı 54.37 dolar seviyelerinden kapattı.
Suudi Arabistan’ın 500 bin ve üzeri bir kısıntıya gidelim önerisi “+” kısmının lideri konumundaki Rusya tarafından desteklenmeyince şimdilik “yarı tavsiye” niteliğinde öneriye göre 600 bin varillik yeni bir kesinti üzerinde çalışılacak.
Rusya’nın ikna olmadığı bir durumda bu kesintiye gidilmez ise petrol fiyatlarında 50 - 52 dolar bandına doğru yeni bir düşüş gelebilir.
Çin çalışmaya başlayacak mı?
Koronavirüs nedeniyle yeni yıl tatilini bir hafta uzatan, okulları süresiz tatil eden Çin’de hayatın bugünden itibaren “normale” dönmesi bekleniyor.
Bu yazı yazıldığı sırada Çin’in yeni yıl tatilini uzattığına dair yeni bir bilgi gelmemişti. Çinli yetkililer de bir yandan salgını kontrol altında tutabilme, diğer yandan da ekonominin çarklarını yeniden döndürebilme derdinde.
Geçtiğimiz hafta Çin Merkez Bankası (PBOC) bankalara sağladığı fonlama imkânlarını genişletirken fonlama faizlerini de farklı enstrümanlarda 10 - 30 baz puan aşağı çekmişti. Bu çabalarına bu hafta da devam edecektir.
Virüs haberleri
Bloomberg’in hafta sonundaki haberine göre koronavirüsten hayatını kaybedenlerin sayısı 800 kişiyi, hastalığa yakalanmış olanların sayısı da 37 bini aşmış. 2003’teki SARS’ın üzerine çıkan bu rakamların yanı sıra iki düzineden fazla ülkeye de yayılmış durumda. Japonya’da 600 kadar yolcusu olan bir gemi karantina altına alındı.
Çin’in yeni yıl tatilini bitirmesi ilk başta olumlu algılanacaktır. Ancak virüsün yayılmaya devam etmesi tedirginliğin yeniden yükselmesine neden olabilecek.
Bu hafta bir yandan Çin’den gelecek virüs haberlerini, diğer yandan Suriye sınırımızdan gelecek haberler piyasaların seyrinde en önemli belirleyiciler olacak.