Kamu bankalarının normalleşme yolunda kredi sübvansiyonu müthiş görünüyor. Ancak ülkemizde konut fiyatları ile kredi faizleri adeta tahterevalli gibi çalışıyor
Konutlarda son dönemde önemli fiyat artışları olduğu görülüyor. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu konut fiyatlarındaki bu ani ve hızlı artışları da denetlemeli
Geçtiğimiz hafta kamu bankaları tarafından Kovid-19 krizi ile mücadele kapsamında yeni kredi paketleri açıklandı.
Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank’tan yapılan ortak açıklamaya göre, normalleşme sürecine geçiş ve sosyal hayatın canlanması için “konut kredisi”, “taşıt kredisi”, “sosyal hayatı destek” ve “tatil destek” olmak üzere 4 yeni kredi paketi hayata geçirildi.
Kamu bankalarınca normalleşme sürecine geçiş ve sosyal hayatın canlanması için vatandaşların, finansman ihtiyaçlarını uygun şartlarda sağlayabilmesi amacıyla 4 yeni kredi paketi sunuldu. Bu kapsamda birinci el/sıfır konutlar için azami 12 ay ödemesiz dönemli, 15 yıla kadar vade ve aylık yüzde 0.64 faiz oranı ile finansman imkanı sunulurken, ikinci el konutlar için de aynı ödeme koşullarında aylık yüzde 0.74 faiz oranı ile finansman imkanı sunulacak.
Araba kredilerinde de yerli üretim yapan anlaşmalı firmalardan sıfır kilometre binek araç (motosiklet dahil) veya ticari araç satın alacak bireysel/kurumsal müşterilere firmalar ile yapılan anlaşmalar bazında değişmek üzere aylık yüzde 0.49 - 0.69 faiz oranı ile taşıt kredisi imkânı sunulacak.
İkinci el binek araç (motosiklet dahil) veya ticari araç satın alacak bireysel/kurumsal müşterilere yüzde 0.82 faiz oranı ile taşıt kredisi imkânı sağlanacak. Azami 6 ay ödemesiz toplam azami 60 ay vadeli 2. el binek otomobil ve ticari taşıt kredilerinde azami limit 150 bin TL olacak.
Yüzde 36 artırdılar
Bakıldığında sağlanan kredi sübvansiyonu müthiş görünüyor. Ancak bu sübvansiyon ev fiyatlarının sabit veya sabite yakın seyrettiğinde anlam kazanıyor. Hal böyle mi? Ne yazık ki değil!
Zira, kendisine ev almak üzere emlak fiyatlarını takip eden yakın bir çalışma arkadaşımın takip ettiği evlerde önemli fiyat artışları olmuş durumda. Mayıs ortasında izlemeye almış olduğu bir evin fiyatı mayıs sonunda yıllık bazda yüzde 36.20 artarken, bir diğeri şubat ortasından bu yana yüzde 24.3 artmış durumda!
Konut fiyatları ile kredi faizleri bir tahterevalli gibi çalışır bizim ülkemizde. Faizler düşerken, emlak fiyatları (artık ofis için pek geçerli değil!) artar. Tersi bir durumda da faizleri yükselirken (veya durgunluk varken) özellikle konut fiyatları düşer.
Kamu bankaları eliyle yaratılan sübvanse edilen konut kredileri (ister ilk el, ister ikinci el olsun, fark etmez) konut fiyatlarını yukarı iten bir unsur oldu, korkarım olmaya da devam edecek.
Merak ettiğim başka bir konu daha var! Mayıs sonunda devreye giren Ticaret Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu konut fiyatlarındaki bu ani ve hızlı artışları da denetleyecek mi?
Petrol normalleşti mi?
Petrol 35 doların (Brent için söylemiştim!) üzerine çıkmadan bir normalleşmeden söz etmenin mümkün olamayacağını dile getirmiştim. 35 doların sihri nedir derseniz, petrolü topraktan çıkarmanın maliyeti bir yana, petrolü “pazara ulaştırmanın” farklı bir maliyeti var. Burada da dünya ortalaması 35 - 38 dolar bandında. Bu nedenle petrolün 35 doların altında olması, üreticilerin üretimden çekilmesi anlamına gelir.
Sadece üretimden çekilmeleri değil, yeni yatırımlardan, tevsi yatırımlarından da vazgeçmeleri anlamına geliyor. Kısa vadede çok etkisi olmasa da uzun vadede tüm piyasalar adına olumsuz bir gelişme anlamına gelen bir politika anlamına geliyor.
Görünen o ki Brent petrolü değil 35, 40 doları da aşmış durumda. Aralık vadeli Brent ham petrol kontratları geçtiğimiz Cuma günü 43.16 seviyesine kadar yükseldi, haftayı 42.60 seviyesinden kapattı!
OPEC+ (OPEC ve Rusya başta olmak üzere bazı OPEC dışı petrol üreticisinin bir araya geldiği oluşum!) toplantılarının geçtiğimiz hafta yapılması planlanırken, kararlar gecikecek gibi görünüyor.
İhtimaldir ki, siz bu yazıyı okuduğunuzda 7 - 9 milyon varil/günlük bir kesinti gelmiş olabilir. Kararın OPEC+’dan gelmesi çok da yeterli değil! ABD’li kayaç petrolü üreticilerinin de buna ister gönüllü, ister “batarak” destek olmaları önemli olacak.
ABD mutabakatı
Son gelen verilere göre 200 kadar ABD’li petrol üreticisi firma “batarak” bu kesintilere katılmış durumda. Teksas orijinli birkaç firma “gönüllü kısıntılara” eşlik edebileceklerini açıkladılar. Ancak ABD tarafında geniş bir mutabakat olmadıkça tek başına OPEC+’ın indirimleri fiyatı yukarıda tutmakta çok da başarılı ol(a)mayacağını düşünüyorum. ABD’li petrol üreticilerinin de mutabakatı şart!
Eğer onlar da bu mutabakata katılacak olurlarsa Brent petrolünde yakın vadedeki 45.25 ile 42.50 arasındaki “boşluğun” kısa zamanda kapanması ihtimali artacaktır. Aksi takdirde Brent petrolünde yeniden 29-32 dolar bandına dönülmesi sürpriz olmayacaktır!