Altındaki sert düşüşün arkasında biraz kârları realize edip, diğer zararları ‘dengeleme’ çabası var denebilir...
Beklentim 1.560 - 65 ons/dolar bandının korunması, 1 - 2 ay içinde yeniden 1.600’lerin üzerine çıkılacağı yönünde.
Geçtiğimiz cuma gününün büyük sürprizi altın başta olmak üzere değerli metaller tarafından geldi. 24 Şubat’ta 1.689 ons/dolar seviyesini gören altın, geçtiğimiz cuma günü 1.649’dan 1.563’e kadar geriledi, haftayı 1.578 seviyesinden kapattı.
Cuma günkü tepe - dip arasındaki fark yüzde 5.50’ye denk geliyor. Benzer hesabı gümüş için yaptığımızda tepe - dip farkı yüzde 8.98’e kadar ulaşmış.
Koronavirüs paniği nedeniyle altın güvenli liman olarak “algılanırken” neden böylesi bir satış geldi dendiğinde, arkasında biraz altındaki kârları realize edip, diğer zararlarını “dengeleme” çabası, biraz da ‘ters ayakta yakalananların’ teminat tamamlama çağrıları için dolar likiditesi yaratma çabaları var denebilir.
Düşen hisse senedi borsaları ve onların vadeli kontratları (uzun pozisyondakiler) için borsalardan gelen teminat tamamlama çağrılarına elinde parası/likiditesi olmayanlar diğer likit ve kârlı (güvenli liman algısı nedeniyle altın pozisyonları kârlı varsayımıyla!) pozisyonlarını boşaltıp hem kârı cebe indirmiş, hem de diğer pozisyonlarını destekleyebilecekleri likidite yaratmış oldular.
Güvenli liman mı?
ABD 10 yıllıklarındaki “aşırı güvenli liman algısı” devam ediyor. Ocak başında yıllık getirileri yüzde 1.91 idi. 21 Şubat’ta 1.47’ye kadar gerileyen getiriler, 28 Şubat’ta 1.12’ye kadar geriledi. Bu talebin ardında bir miktar güvenli limana sığınma isteği varken, diğer yandan da olası dolar likidite ihtiyaçları için kullanabilmek amacıyla “değerli teminat” yaratma isteği olabilir.
Altın için 1.566 ons/dolar seviyesi 50 günlük Basit Hareketli Ortalama’ya (BHO) denk gelen önemli bir teknik seviye. Geçtiğimiz Cuma 1.563 ile bu seviyenin altına inilse de kapanış üzerinde oldu! Bu seviyeler aynı zamanda kasım ortasındaki 1.445 seviyelerinden başlayan son yükselişin de önemli teknik düzeltme seviyelerinden birisi.
Bu seviyelerin altına inilecek olur ise 1.521 seviyesi ilk destek olmaya aday. Ancak benim beklentim 1.560 - 65 bandının korunması, teminat düzenleme/ayarlama süreçleri sakinleşip oturduktan sonra önümüzdeki 1 - 2 ay içinde yeniden 1.600’lerin üzerine çıkılacağı yönünde.
PİYASALAR HEP DİKEN ÜZERİNDE Mİ OLACAK?
Koronavirüs paniği dünya piyasalarını geçen hafta çok sert vurdu! Parite hareketleri görece sınırlı kalsa da emtia ve hisse senedi piyasalarında çok sert düşüşler yaşandı.
21 Şubat’ı 58.30 varil/dolar seviyesinden kapatan Brent petrolü, haftayı 50.40 civarında kapattı. Dow Jones Industrial (DJI), S&P 500, DAX gibi önemli hisse senedi endeksleri “boşluklu” çok sert düşüşler yaşadı. 21 Şubat’ı 13.579’dan kapatan DAX 28 Şubat’ta 11.890’dan kapandı. Aynı tarihler bazında DJI sırasıyla 28.992 - 25.409 S&P500 ise 3.337 - 2.954 oldu. ABD borsa endekslerinin “esas çocuğu” dediğim S&P 500 endeksindeki 21 Şubat kapanışı ile geçen cuma arasındaki düşüş yüzde 16.89’a kadar varmış. DJI için bu oran yüzde 17.47’yi buldu.
Kısa vadeli düzeltme
Çok önemli geri çekilmeler bunlar. Evet, ABD borsalarında uzun zamandır düzeltme bekleniyordu, bekleyenler arasında ben de vardım. Ancak bu kadar kısa sürede, bu kadar sert düşüş beklemiyordum. Koronavirüs ile ilgili net iyi bir haber gelmeden küresel varlık fiyatlarının kalıcı olarak toparlanması zor olacak. Piyasalar o net iyi habere kadar diken üzerinde oturacaktır.
Ancak bu denli sert satışların düzeltmesi de gelecektir. Kısa zamanda daha önceki zirvelere yaklaşılması zor olsa da kısa soluklu, belki “ölü kedi sıçraması” benzeri hareketleri birkaç hafta içinde görebiliriz. (Koronovirüs yayılımı daha hızlanmamışsa!) Her iki ABD endeksi cuma teknik açıdan önemli düzeltme seviyelerini test edip döndü. Bu hafta yeni dipler görülmez ise kısa vadeli düzeltmelerin önü açılabilir.
24 ŞUBAT HAFTASI UNUTULMAYACAK
Suriye’den gelen şehit haberleri hepimizi çok üzdü. Suriye sorununun içinden çıkılmaz bir hale gelmesi ihtimali her geçen gün artıyor.
Bir an evvel diplomasinin yeniden devreye alınması, can kayıplarının bir an evvel durdurulması, analara daha fazla acı yaşatılmaması için elzem görünüyor.
Kaldı ki meselenin askeri yöntemlerle çözülebilmesi çok mümkün görünmüyor.
Mülteci sorunu
Zira Rusya; askeri olarak ağırlığını tamamen hissettirir, çatışmalara doğrudan müdahil olur durumda.
Rusya ile bir savaşa girmemiz de söz konusu olmadığından diplomasi ve müzakerelerin derhal öne çıkarılması şart görünüyor.
Suriye’de yaşananlara karşı göçmenlerin yeniden Avrupa’ya gitmeleri önündeki engellerin kaldırılması kartının da ne kadar işe yarayacağını kestirmek zor.
Türkiye’deki sadece Suriyeli değil, Afganistan’a kadar olan coğrafyadan gelen ve Avrupa ülkelerine gitmek isteyen mültecilere kapıların açılması AB ile zaten netameli olan ilişkilerimizin daha da sorunlu hale gelmesine neden olabilecek.
Mülteci sorununu fazlasıyla yaşayan bir ülke olarak, diğer ülkelerin de bu sorunu yakından hissetmeleri için daha akılcı yollar bulunmalı.
Kaldı ki neden bu kadar mülteciyi kabul etmek zorunda olduğumuzu veya kaldığımızı da yeniden ve daha sıkı bir şekilde düşünmeliyiz.
Aksi takdirde önümüzdeki aylarda, yıllarda bu sorun yeni demografik sorunları da beraberinde getirecektir.
KORONAVİRÜS ENDİŞESİ OYNAKLIĞI ARTIRIYOR
Suriye ile çatışma halinin tırmanması, şehit haberleri doğal olarak piyasalardaki gerginliği artırıyor. Geçtiğimiz yılın son çeyreğini yüzde 6, 2019’u da yüzde 0.9 büyüme ile kapatmamız, bu gerginlik içinde kaynayıp gidiyor.
Bunların üzerine dünyadaki “koronavirüs paniği” de eklenince, geçtiğimiz hafta bizim piyasalarımızda oynaklıklar hayli arttı. Borsa ve varlıklara sert satışlar gelirken, döviz kurları yukarı gitti. Kurlardaki yükseliş, doların euro ve yen karşısında değer kaybettiği bir ortamda yaşandı.
Önceki haftayı 116.829 seviyesinden kapatan BIST 100 endeksi geçen cuma günü gelen sert satışlar sonrası 99.331 seviyesine kadar geriledikten sonra toparlanarak 105.993 seviyesinden haftayı kapattı.
21 Şubat’ta yüzde 11.24 seviyesinden kapanan gösterge tahvilin bileşik getirisi, geçen haftayı 12.41 seviyesinden kapattı. 21 Şubat’ı 6.1160’dan kapatan dolar/TL kuru geçen cuma (6.1750’deki kritik teknik seviyesini de hızlı bir şekilde geçerek) 6.2560’a kadar yükseldikten sonra haftayı 6.2310 seviyesinden kapattı.