Dün, şirketimizin 16 Nisan halk oylamasıyla ilgili yaptığı kamuoyu araştırması sonuçları yayınlandı. Bu hafta boyunca onlarca araştırma yayınlandı. Ancak bizim yayınladığımız araştırmadan sonra her seçim döneminde olduğu gibi tebrikler, tehditler, iftiralar havada uçuşmaya başladı. Seçim dönemleri siyasi araştırma yapan şirketler için sınav dönemidir. Siz pazar araştırması yapıyorsanız halkın ne kadarı makarna yiyor, kaç kişi dişini fırçalıyor, ne söylerseniz söyleyin, sonucun doğru olup olmadığını ölçecek bir mekanizma yok. Halbuki seçimler böyle değil. Siz sınav döneminde bir kağıt verirsiniz, başarılı olup olmadığınızı sandıktan çıkan sonuca göre tüm kamuoyu takdir eder.
Bu nedenledir ki; sandıktan birkaç gün önce tüm kamuoyu araştırma şirketleri elindeki verileri kamuoyu ile paylaşır, sandıkların açılmasını bekler. İşte biz de tam böyle yaptık, her seçim döneminde olduğu gibi! Unutmayalımki; bu işi hobi olarak yapmıyoruz, başka bir gelir kaynağımız da yok. Şirketimizin ve bu şirketten gelir elde eden yüzlerce insanın çoluk çocuğun rızkını etkileyecek bir sınava giriyoruz. Bu nedenle tüm şirketler kazanmak ister, en yakın sonucu bulmak ister, aylarca sadece bunun için hazırlanır. Biz de böyle yaptık ve bulduğumuz sonuçları kamuoyu ile paylaştık. Başarılı olup olmadığımızı bu akşam saatlerinde tüm kamuoyunun huzurunda hep beraber öğreneceğiz. Onlarca araştırmanın hata sınırları içerisinde birbirine yakın oranda yayınlandığı bir ortamda, hiç risk almadan benzer bir sonuçta açıklayabilirdik çeşitli gerekçeler ileri sürerek. Ancak, her seçim döneminde olduğu gibi elimizdeki verilere güvenip kamuoyu ile paylaştık, doğru olan da buydu zaten… Araştırma bir öngörü, tahmin sanatı değil;Rakamlara ve verilere dayanan bilimsel bir çalışma. Bulduğumuz rakamlardan farklı bir şeyi telaffuz etmek hem yaptığımız işe, hem bu işte emeği olan yüzlerce insana saygısızlık olurdu. Bugüne kadar ne bulduysak yayınladık; 2009’da herkes Ak Parti %45 -%50 alacak derken,%39 dedik.1 Kasım’da Ak Parti tek başına iktidar olamaz denilirken, rahat bir iktidar çıkacağını söyledik. Bu bir tahmin miydi? Elbetteki hayır!Bulduğumuz veriler bu yöndeydi. Yani bir araştırmacının, sınav döneminde bulduğu sonucun kime yaradığı, kime yaramadığı kaygısı olmadan verilerine güvenerek yayınlaması gerekirdi. Biz de onu yaptık! Hani bir söz vardır; “Kasap et derdinde, koyun can derdinde!”
Dünden buyana yapılan açıklamalara, eleştirilere baktığımda, şunu söylemeden geçemeyeceğim; elbetteki eleştiriler olacaktır. Bunu doğal ve saygıyla karşılarım. Ancak,nezaket sınırlarını aşan iftira ve tehditler için şu söylenebilir; Teessüf bile etmiyorum, tebessüm ediyorum! Bunca kara propagandaya verilecek en iyi cevap başarı olacaktır. Ha! kimse korktuğumuzu, çekindiğimizi de zannetmesin; değneğimizi gömdük ama yerini de unutmadık! Bu da böyle biline.
Bugün, tüm vatandaşlar sandık başında! Sonuç ne olursa olsun, yarın hep beraber bu ülkede kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Bugüne kadar defalarca söyledim; Suriyelilerin gidecek bir Türkiye’si vardı. Ama bizim gidecek hiçbir yerimiz yok. Onun için lütfen dikkat!Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize en küçük oranda zarar verecek açıklamalardan kaçınmalıyız. Çünkü başka Türkiye yok...