Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ABD’ye Münbiç uyarısı yaparak, “ Münbiç’i teröristlerden arındırmazlarsa, oradaki teröristleri oradan çıkartmazlarsa veya teröristler çekilmezse biz Münbiç’e de gireceğiz ve orayı da teröristlerden temizleyeceğiz. Sınır boyunca terör devletinin, terör risklerinden oluşan bir terörist ordusunun oluşmasına Türkiye asla izin vermez, veremez. Çünkü bu Türkiye için varoluşsal meseledir. Bir beka meselesidir. Herkesin bu terör örgütleriyle mücadele konusunda Türkiye’yi anlaması ve Türkiye’nin güvenlik kaygılarını ve beka konusundaki yaklaşımını dikkate alması gerekir. Kimse bu konuda bizi iknaya uğraşmasın” dedi.
Bozdağ, Çankaya Köşkü’nde ağırladığı Milliyet’e şunları söyledi:
- ABD Münbiç’ten çekilmezse ne olacak, oraya da operasyon yapılacak mı?
Türkiye’nin Kuzey Suriye’de olup bitenler konusundaki tutumu çok net. Sınırımızda bir terör örgütü, teröristler ve bu teröristlerin oluşturduğu bir terör yapılanması ve terör koridoru istemiyoruz. Çünkü terör örgütünün sınırda varlığı hem sınır güvenliğimizi hem sınır boyu yaşayan vatandaşlarımızın güvenliğini hem de ülkemizin bölünmez bütünlüğünü tehdit ediyor. Türkiye, böyle bir tehdidin orada büyümesine ve gelişmesine ve sürekli ülkesini tehdit etmesine izin vermez, izin veremez. Biz başlangıçtan beri ABD’li yetkililere bunu çok net söyledik. PYD/YPG eşittir PKK’dır. Bunlara destek vermek PKK’ya destek vermektir. ABD’ye ‘Yapmayın. Bölgede ateşin büyümesine yardım etmeyin. Gelin DEAŞ’la etkin mücadeleyi Türkiye ABD beraber yapalım. Bir terör örgütüyle bunu yapmayın. Bir terör örgütünü etkisiz hale getirmek için başka bir terör örgütünü kullanmak çok büyük bir felakettir. Vahim bir hatadır. Telafisi güç bir yanlıştır. Yapmayın’ dedik. Ama onlar bize dediler ki ‘Biz bunlarla isteyerek bir işbirliği kurmuyoruz. Bu bizim için bir tercih değil bir zarurettir. Sadece bir hedef için beraber oluyoruz. DEAŞ’ı imha ettikten sonra bu işbirliği bitecek. Silahları tek tek toplayacağız’ dediler. Ama ABD’nin Türkiye’ye verdiği sözleri tutmadığını hep gördük. Fırat’ın Batısına geçmeyecekti, geçti. Silahlar toplanacaktı ve daha sonra Sayın Trump, ‘Biz silah artık vermeyeceğiz’ dedi. Bu sözün üzerinden daha kısa bir süre geçmeden yüzlerce tır silah yine verildi. Hem Afrin’de hem de diğer yerlerde bu terör örgütü hem eğitilerek hem donatılarak hem silah verilerek desteklendi ve güçlendirildi. Bu bölgeyi biz terör örgütü PKK/PYD/YPG’den temizleyeceğiz. Fırat Kalkanı Harekatı’nı onun için yaptık. Şimdi çok net söylüyoruz. Münbiç’i teröristlerden arındırmazlarsa, oradaki teröristleri oradan çıkartmazlarsa veya teröristler çekilmezse biz Münbiç’e de gireceğiz ve orayı da teröristlerden temizleyeceğiz. Sınır boyunca terör devletinin, terör risklerden oluşan bir terörist ordusunun oluşmasına Türkiye asla izin vermez, veremez. Çünkü bu Türkiye için varoluşsal meseledir. Bir beka meselesidir. Bizim bu terör örgütlerine bakışımızı değiştirmesini kimsenin bizden beklememesi lazım. Herkesin bu terör örgütleri konusunda Türkiye’yi anlaması ve Türkiye’nin güvenlik kaygılarını ve beka konusundaki yaklaşımını dikkate alması gerekir. Kimse bu konuda bizi iknaya uğraşmasın, edemezler.
‘ABD kendini yalnızlaştırdı’
- ABD ne yapmak istiyor?
Benim gördüğüm ABD yönetimi uzunca bir zamandır dostlarını, müttefiklerini kaybetme ve yerine de yenilerini koyamama gibi bir durumla karşı karşıya. Örneğin Katar’da değişiklik olmadı. İran’da bir sokak hareketi oldu, açık destek verdi ABD, İran’da bir değişiklik olmadı. Türkiye’ye karşı bu teröristlere destek verdi. FETÖ’yü ve elebaşını Türkiye’ye tercih etti. Kudüs konusunda karar aldı ama Kudüs konusunda da dünyada yalnız kaldı. Esasında bakarsanız, ABD uyguladığı politikalarla kendini yalnızlaştıran bir noktaya doğru gidiyor. Yalnız kalan bir ABD var. Kim var yanında, PKK/PYD/YPG, FETÖ terör örgütleri var. Amerikalıların bunu düşünmesi lazım, Ortadoğu’da FETÖ terör örgütü, PKK terör örgütü, PYD/YPG terör örgütüyle Amerika’nın hangi çıkarı korunabilir? Amerika halkının hangi yararı korunabilir? Bunu, Amerikan halkının da sorması lazım. Şu an ABD terör örgütünün teröristlerini eğiten, silahlandıran bir pozisyonda. Bu, Amerika’ya ne kazandıracak? Şu anda elinde bir teröristler kaldı. O teröristler de eninde sonunda yok olacaktır. Amerika’da şu anda kimler bu politikayı belirliyorlarsa o politikaları üretenler Amerika’ya zaten en büyük zararı veriyorlar. Baktığınız zaman Ortadoğu ve bu bölgedeki Amerika’nın bütün politikaları iflas etti ve hep kaybetti.
‘TSK’nın elinde hiçbir zaman sivil kanı olmamıştır’
- Sivillere zarar verildiği iddiaları ile ilgili neler söyleyeceksiniz?
Bu operasyonun hedefi net: Terör örgütleri ve teröristler. İkincisi ise sivilleri korumak. Terör örgütünün baskı ve zulmünden sivilleri kurtarmaktır. Orada terör örgütü, sivil halkın hepsini haraca bağlıyor. Çocukları zorla terör örgütüne alıp terörist yapıyor. Terör örgütü, Türkiye’ye doğru meskûn mahallere ve insanların yoğun olduğu yerlerin hepsine roket atıyor ve orada insanların ölümüne yol açıyor. Türkiye, Zeytin Dalı Harekatı’nda tek bir sivilin dahi burnunu kanatmadı. Sivil hassasiyeti gösterenlerin, ölenler Türk vatandaşı veya Türkiye’de yaşayan insanlar olduğu ve öldüren de bu terör örgütleri olduğunda aynı hassasiyeti göstermediklerini de görüyoruz. Yani sivilin değerli olması için terör örgütü mensubu mu olması lazım? Terörist mi olması lazım. TSK’nın ve Türk devletlerinin geleneğinde sivillere, masumlara, kadınlara, çocuklara zarar vermek yoktur. TSK’nın elinde hiçbir zaman sivil kanı olmamıştır, bundan sonrada olmayacaktır.
‘ÖSO’ya DEAŞ demek PKK ağzıdır’
- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ÖSO ile ilgili eleştirilerine neler söyleyeceksiniz?
ÖSO Suriye’deki iç çatışmalar sırasında canlarını, mallarını, hürriyetlerini, topraklarını korumaya çalışan ve uluslararası toplumun da meşru kabul ettiği bir muhalif harekettir. BM kabul ediyor ÖSO’yu. ÖSO’ya DEAŞ diyenler, PKK-PYD-YPG terör örgütleri ve bu terör örgütlerinin destekçileridir. ÖSO’ya DEAŞ demek PKK’a ağzıdır. ÖSO’yu DEAŞ olarak gösterip itibarsızlaştırmak, Türkiye’ye ve Türk milletine düşmanlık yapmak,Zeytindalı harekatını itibarsızlaştırmak, Türkiye ve dünya kamuoyunun Türkiye’ye olan desteğini yok etmeye çalışmaktır. Esasında Kılıçdaroğlu ve CHP yönetiminde olanlar ÖSO’ya DEAŞ diyerek, PKK’ya PYD-YPG’ye destek verip Türkiye’ye ve Türk milletine düşmanlık ediyorlar. Türkiye’nin ayağına sıkıyorlar. ‘Türk ordusunu kahraman göstermiyor da biz ondan rahatsızız’ diyorlar. Hadi oradan be. Türk ordusunun kahramanlığını herkes görüyor. Askerimiz ÖSO omuz omuza ve sırt sırta mücadele ederken, birbirlerinin canını korurken, Türkiye’nin ve kendi ülkesinin çıkarı için ölümü göze alan bu insanlara DEAŞ demek Allah’ın da kahrına dokunur.
‘Erken seçim yok’
- Erken seçim olacak mı?
Erken seçim tartışmalarını yapanlar temennilerini ortaya koyuyorlar. Bizim siyasi geleneğimizde erken seçim yok. AK Parti’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden bugüne kadar yapılan bütün seçimler, 22 Temmuz 2007 seçimleri hariç hep zamanında yapılmıştır. Ben 2007 seçimlerini de vaktinde seçim sayıyorum. Ayrıca 2019 seçimlerinin ne zaman yapılacağı konusuna halkımız 16 Nisan referandumunda karar vermiştir. Erken seçim yok, vaktinde seçim var.
- Baraj yüzde 10’da kalacak mı?
Yüzde 10 barajıyla ilgili şu anda bir değişiklik talebi yok kimseden. CHP’nin ayrı görüşü olabilir ama bizim hükümetimizde, partimizde bu yönde bir irade yok. Milli Mutabakat Komisyonu’nun yaptığı çalışmalar var. Sayın Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız ve Sayın Bahçeli henüz bu çalışmalar üzerinde bir araya gelip konuşmadılar. Bundan sonra bunun kararı verilecek ve arkasından da düzenleme Meclise gelecek.
- Milli silahlar ve mühimmatlara yönelik CHP’nin eleştirilerini nasıl karşılıyorsunuz?
CHP dersini çalışmayan bir parti. Biz geldiğimizde savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 20’lerdeydi. Şu anda savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 65’i geçmiş durumdadır. İnşallah biz yeni dönemde savunma sanayindeki yerlilik oranını yüzde 80’in üzerine çıkaracağız. O yüzden savunma sanayi konusunda Sayın Kılıçdaroğlu, etrafında kendilerine aktarılan yalan-yanlış bilgiler yerine benim tavsiyem, gelsin Milli Savunma Bakanımız Sayın Canikli’nin yanına, savunma sanayiinde biz neler yaptık gözleriyle gösterelim.
‘CHP marjinal zihniyetin işgalinde’
- TTB’nin açıklamaları ve Kılıçdaroğlu’nun buna desteği oldu. CHP’nin son yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP gittikçe marjinalleşiyor. Yani radikal unsurların ve marjinal zihniyetlerin işgali altında bir CHP var. Esasında CHP’ye yapılacak en büyük iyilik, bu işgalden CHP’yi kurtarmaktır. Zeytin Dalı’yla Afrin’in teröristler tarafından işgalini engelleyebiliyoruz, kurtarabiliyoruz. Ama bizim CHP’deki işgali sona erdirecek bir gücümüz yok. O işgali sona erdirecek ancak CHP’nin saygın delegeleridir, CHP’lilerdir. Şu andaki CHP, Atatürk’ün peşinden giden bir CHP değil. CHP’nin bu marjinal zihniyetlerin ve radikal unsurların işgalinden kurtulmadığı sürece CHP’nin kendine gelme şansı yoktur. TTB ve CHP neyi savunuyor. ‘Savaş olmasın’ diyor. Amenna! Kim savaş istiyor? Barış istediği için değil, oradaki teröristler, dardan-zordan kurtulsun diye istiyor. Bunlar terör sevicileridir. CHP’nin de onlarla beraber olması Atatürk’ün mirasına ihanettir. Eğer Atatürk hayatta olsaydı teröristlerin imdadına koşan bu yöneticilere destek veren CHP’nin yönetimini, CHP’nin kapısından içeri sokmazdı. CHP yönetimine en güzel cevabı vatan ve milletini seven CHP’liler verecektir.
‘Operasyonun kısa sürmesini isteyen bize yardımcı olsun’
- Afrin Operasyonu’nun kısa sürmesi için ABD ne yapmalı?
Bizim Türkiye olarak da operasyonu kısa sürede bitirmek gibi bir hedefimiz var. Ama bu operasyonun hedefleri gerçekleşmeden operasyonun bitmesi mümkün değil. Hedefi ne? Bölgedeki teröristlerin ve terör örgütlerinin tamamının etkisiz hale getirilmesi. Bölgede huzur, barış ve güvenin, istikrarın yeniden tesis edilmesi, bölge halkının, sivillerin, terör örgütünün baskı ve zulmünden kurtarılması ve korunması. Son terörist temizleninceye kadar sürecek bu harekat. Bu hedefler gerçekleştirildiği zaman Zeytin Dalı Harekatı sona erecektir. Terör örgütüne verilen destekler de bu mücadele sırasında mücadelenin uzunluğunu kısalığını etkileyeceklerdir. Bu harekatın kısa sürmesini isteyen bütün dostlarımıza da şunu söylüyoruz; ‘Eğer siz de kısa sürmesini istiyorsanız bize yardımcı olun.’ Nasıl yardımcı olurlar? Bu terör örgütlerine silah vermeyi keserler, verilmiş silahları toplarlar. ‘Türkiye bizim müttefikimiz, NATO ortağımız. Siz Türkiye’ye karşı eylem yapamazsınız. Boşaltın burayı, Afrin’den çıkın’ demesi lazım. Ve gereğinin yapılması lazım. Bu durumda operasyon kısa sürede biter. Aksi takdirde ‘silah vermiyoruz’ deyip el altından devam ederse, eğitimler devam ederse, istihbarat paylaşılırsa o zaman bu operasyon elbette uzayabilir. Ama ne olursa olsun sonunda bu operasyon Türkiye’nin başarısı ile sona erecektir.
‘Suriye’yle Rusya üzerinden bazı görüşmeler oldu’
- Suriye yönetimi ile bir temas oldu mu?
Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Buranın tamamı Suriye devletine aittir, Suriye topraklarıdır. Dolayısıyla Suriye devleti bu toprakların hâkimi olarak ve Suriye halkı da bu toprakların gerçek sahibi olarak orada varlığını devam ettirecektir.Türkiye işgalci değildir. Bölgede kalıcı değildir. Suriye’deki yönetimle Türkiye’nin doğrudan bir teması yok. Ama hava sahasının kullanılması konusunda bazı görüşmeler Rusya üzerinden oldu ki şu anda biz Suriye’nin hava sahasını kullanıyoruz.