Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eti Maden’in pilot tesisinin de olduğu Beylikova’daki 17 bin 600 dönümlük maden alanını dolaştım. Çıkarılmaya hazır nadir toprak elementlerini gördüm. Endüstriyel tesis kurulunca yıllık 400 milyon dolar ekonomiye katkısı olacak. Ayrıca ileri teknolojik ürünlerle ilgili dışa bağımlılık bitecek.

Beylikova - Geçen günlerde Türkiye’yi teknolojide üst lige taşıyacak bir keşif yapıldı: Nadir toprak elementi. Bu element havacılık, savunma, uzay sanayi, biyomedikal, fiber optik, lazer, sensör, rüzgâr türbinlerinin motor ve jeneratörleri, hibrit otomobil motorları, uydu, akıllı füzeler gibi alanlarda hayati öneme sahip. Yani Japonları dediği gibi teknolojinin tohumu. Bu keşif şu anda dünyanın en büyük ikinci rezerv sahası. Türkiye’de dünyaya binlerce yıl yetecek rezerv var. Nadir toprak elementleri rezervinde ilk sırada ise Çin var.

Haberin Devamı

Eskişehir Beylikova’daki 694 milyon tonluk rezervin olduğu alanı Eti Maden Beylikova NTO İşletme Müdürü Lütfi Tozar ile gezdim. 17 bin 600 dönüm bir alan.

Teknolojinin tohumu geliyor

Katkısı 400 milyon dolar

Endüstriyel tesis kurulunca yıllık 400 milyon dolar ekonomiye katkısı olacak. Bora yakın ekonomiye katkısı olacak olan nadir toprak elementleri teknolojik ürünlerin hammaddesinde dışa bağımlılığı da bitirecek. Nadir toprak elementleri özellikle rüzgâr enerjisi ve elektrikli arabalarda olmazsa olmazlar içinde. Teknoloji ilerledikçe nadir toprak elementlerine talep artacak ve bu da daha çok üretimi getirecek.

130 bin m’lik sondaj

Uzun yıllardır nadir toprak elementleri için çalıştıklarını belirten Eti Maden Beylikova NTO İşletme Müdürü Lütfi Tozar, “60 lokasyonda yaklaşık 130 bin metre sondaj yaptık. 1200 metreye kadar indik. 59 bin 121 numune toplandı. Farklı bölgelerde farklı sektörlerde cevherleşmeler var. 8 bölgede görüldü ama iki bölgede 694 milyon tonluk rezervin büyük çoğunluğuna ulaştık. Bu rakam bordaki durum gibi dünyaya binlerce yıl yeter” diyor.

Nükleer teknoloji elementi

Beylikova’daki maden alanında ağırlıklı olarak 10 element çıkarılacakmış. Yıllık 570 bin ton cevher işlenecekmiş. Buradan 10 bin ton nadir toprak oksidi elde edilecek. Bunun yanında 72 bin ton barit, 70 bin ton florit, 250 ton toryum çıkarılacakmış. Toryumun da altını çizmek gerekiyor. Toryum yeni nükleer teknolojilerde çok önemliymiş.Rezerv alanından çıkarılacak madenlere aşırı talep olduğunu belirten Tozar, “Japonlar nadir toprak elementlerini teknolojinin tohumu diye nitelendiriyor. Çin 2019 öncesi hammadde olarak satıyordu. Şimdi satmıyor. Ondan da bu elementlere talep çok. Bu sene sonunda pilot tesisi bitireceğiz ve 2023’te faaliyete başlarız” diyor.

Haberin Devamı

Teknolojinin tohumu geliyor

Nadir toprak elementleri nederede kullanılıyor?

- Havacılık, savunma ve uzay sanayii

- Tıp sanayii

- Uydu haberleşme

- Akıllı füzeler

- Yakıt hücreleri

- Fiber optik

- Lazer

- Sensör,

- X-ray görüntüleme

- Optik camlar

-- Süper alaşımlar

- Bataryalar

- Katalizörler

- Petrol ve doğal gaz sondaj kuyuları

- Enerji depolama sistemleri-

- Rüzgâr türbinlerinin motor ve jeneratörleri

- Hibrit otomobil motorları

- Elektrikli otomobiller

Teknolojinin tohumu geliyor

ARAMA TÜNELLERİNE GİRDİK

Haberin Devamı

Beylikova’daki pilot tesis bitmek üzere. Özel araçlarla maden sahasını gezdik. Bölge tepelerden oluşuyor. Eskişehir’deki bor yataklarına da çok yakınız.

Tepelerden birine arama tünelleri açılmış. 100 mete gidiyor içe doğru bu tünel. Girdiğiniz zaman nadir toprak elementlerini mor ve sarı olanlarını rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bu sahada elementleri yüzeye yakın olduğu için çıkarmak kolaymış. Çünkü fazla kazmadan elementlere ulaşmak mümkün. Bunun maliyetleri çok düşüreceği belirtiliyor.

Stratejik teknolojik ürünlerde kullanılacak elementleri yerinde gördük. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de sahaya ara ara gelip çalışmaları yerinde inceliyormuş.

Türkiye bordan sonra stratejik bir üründe daha dünyanın bir adım önüne geçiyor. Çin ile ABD arasındaki nadir toprak verip vermeme tartışmalarını da dikkate alırsak bir çok ülke gelecekte nadir toprak elementleri için Türkiye’nin kapısını çalacak.

1950’lerde başlayan bu hikâye güzel bitecek gibi görünüyor...