Bakan Kasapoğlu Çanakkale destanı göndermeli dünyaya net mesajlar verdi. Birlikte Çanakkale’de şehitliği ziyaret ettiğimiz Kasapoğlu, “Şehitlerimiz bölünmez bütünlüğümüzün teminatıdır. Çanakkale eğilmez bükülmez irademizin, ruh ve beden bütünlüğümüzün simgesidir. Yaşadıkları yöreler, dilleri, dinleri farklı olsa da o yiğit askerler, bu milletin bölünmeyeceğini, isminin sonsuza dek bu coğrafyadan silinmeyeceğini dost, düşman herkese gösterdiler” vurgusu yaptı.
ÇANAKKALE
Türkiye ve Atatürk, Çanakkale’de tüm dünyaya dersler verdi.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen askerlerimiz, şehitlerimiz Çanakkale’de büyük bir destan yazdı.
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile birlikte Çanakkale Kara Savaşları’nın 104. yıldönümü törenleri için Çanakkale’deydim. Bakan Kasapoğlu ile hem şehitlikleri ziyaret ettik hem de törenlere katıldık.
Bakan Kasapoğlu Türkiye’ye yönelik oyunların oynandığı bu dönemde dünyaya Çanakkale göndermesiyle net mesajlar verdi. Gençliğin Çanakkale ruhuna bakışı, gençliğe yönelik yeni projeler ve sporu geliştirme çalışmaları başta olmak üzere Bakan Kasapoğlu ile birçok konuyu konuştuk.
Bundan 104 yıl önce ecdadın hayatını hiçe sayarak Türkiye’nin geleceği için ortaya koyduğu mücadelenin tarifsiz olduğunun altını çizen Kasapoğlu, “Şehitlerimiz bölünmez bütünlüğümüzün teminatıdır. Çanakkale eğilmez bükülmez irademizin, ruh ve beden bütünlüğümüzün simgesidir. İstiklal Mücadelemiz burada başladı. Bize burayı yeniden vatan kılan aziz şehitlerimizin mirasına ve mukaddes hukukuna sahip çıkmak için bu cennet vatana gözümüzün ışığı bakmak ve çalışmak zorundayız. Sevgiyi merhameti adaleti büyüterek, çalışarak bilgi üreterek Türkiyemizi dünyanın en güzel ülkesi kılacağız. Türkiye’nin gençlerine güveniyoruz” dedi.
Yedi düvelin Türkiye’nin üzerine geldiği o yıllarda bu milletin geleceği için karşı durulduğunu belirten Kasapoğlu, “Şehitlerimizin bu milletin istiklal ve istikbali için verdiği bu mücadelede, hepimizin alacağı çok önemli dersler var. Osmanlı coğrafyasının her bir köşesinden, Anadolu’nun ötesinde Kerkük’ten, Filistin’den, Bakü’den, Balkanlar’dan gelen vatan evlatları, kutlu bir gayenin etrafında ve istiklalin sembolü olan hilâlin gölgesinde birleşmeyi bildiler. Yaşadıkları yöreler, dilleri, dinleri farklı olsa da o yiğit askerler, bu milletin bölünmeyeceğini, isminin sonsuza dek bu coğrafyadan silinmeyeceğini dost, düşman herkese gösterdiler” dedi.
Kasapoğlu Çanakkale’de sorularımızı şöyle yanıtladı:
- Birlikte Çanakkale’de 57. Alaya Vefa Yürüyüşü’ne katıldık. Çanakkale’den mesajınız nedir?
Çanakkale Kara Savaşları’nın 104. Yıldönümü için Çanakkale’deyiz. Çanakkale Zaferi’nde destanlaşan kahramanlıklarıyla anılan 57. Piyade Alayı Şehitlerimizi yad etmek için her karışı şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklardayız.
Şehitlerimiz bölünmez bütünlüğümüzün teminatıdır. Çanakkale eğilmez bükülmez irademizin, ruh ve beden bütünlüğümüzün simgesidir. İstiklal Mücadelemiz burada başladı. Bize burayı yeniden vatan kılan aziz şehitlerimizin mirasına ve mukaddes hukukuna sahip çıkmak için bu cennet vatana gözümüzün ışığı bakmak ve çalışmak zorundayız. Sevgiyi merhameti adaleti büyüterek, çalışarak bilgi üreterek Türkiyemizi dünyanın en güzel ülkesi kılacağız. Türkiye’nin gençlerine güveniyoruz.
Bundan 104 yıl önce ecdadımızın hayatını hiçe sayarak ülkemizin geleceği için ortaya koyduğu mücadele tarifsizdir. Tabiri caizse, yedi düvelin üzerimize geldiği o yıllarda, bu milletin geleceği için karşı duran, Osmanlı coğrafyasının her bir köşesinden gelip burada şehit düşen aziz ecdadımız için ne yapsak azdır diye düşünüyorum. Evlattan ecdada uzanan bir köprüyü birlikte inşa etmek amacıyla bakanlığımızca her yıl düzenlenen 57. Alay Vefa Yürüyüşü, artık geleneksel hale geldi. Şehitlerimizin bu milletin istiklal ve istikbali için verdiği bu mücadelede, hepimizin alacağı çok önemli dersler var. Osmanlı coğrafyasının her bir köşesinden, Anadolu’nun ötesinde Kerkük’ten, Filistin’den, Bakü’den, Balkanlar’dan gelen vatan evlatları, kutlu bir gayenin etrafında ve istiklalin sembolü olan hilâlin gölgesinde birleşmeyi bildiler. Yaşadıkları yöreler, dilleri, dinleri farklı olsa da o yiğit askerler, bu milletin bölünmeyeceğini, isminin sonsuza dek bu coğrafyadan silinmeyeceğini dost, düşman herkese gösterdiler. İşte bugün de bütün mazlum milletlerin gözü kulağı Türkiye’de ise bu Türkiye’nin sadece Türkiye’den ibaret olmadığının en somut delilidir. Bu toprakları işgalcilere bırakmayan ecdadımız; bizlere taşınması zor ama bir o kadar anlamlı bir emanet bıraktı. Bu emanet, Türkiye Cumhuriyeti’dir. O yüzdendir ki; bizim bu konuda ihmalkârlık yapmak gibi bir lüksümüz bulunmamaktadır. Çünkü aksi bir durum, düşmanlarımızı sevindirmek demektir.
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
- Çanakkale ruhu da günümüzde çok anlam ifade ediyor değil mi?
Biz, bir deyim olarak da dilimize yerleşen Çanakkale ruhunu, geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimize aşılamak istiyoruz. İşte o ruhu, yakın bir geçmişte, 15 Temmuz hain darbe girişiminde de gördük. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla sokağa dökülen ve o gece bu ülkeye ihanet eden hainlerin karşısında dimdik duran gençlerimizle ne kadar övünsek azdır. O nedenledir ki ecdadın o günkü ruh halini gençlerimizin biraz olsun hissedebilmeleri için 57. Alaya Vefa Yürüyüşünü düzenliyoruz. Ve bu organizasyonumuzu, şehitlerimize vefa için, minnet için düzenliyoruz. Çünkü tüm dünyaya ‘Çanakkale Geçilmez’ diye haykıran o yiğitlerin emanetçisi olan bizlerin, o kahramanların hatıralarını yaşatmak; onları unutmamak ve unutturmamak gibi bir görevimiz olduğunu düşünüyorum. 57. Alay’ın kahraman evlatları bu topraklar için canlarını vermekte, kanlarını dökmekte bir an olsun bile tereddüt etmediler. Şimdi bize düşen görev de ülkemiz için canla başla çalışmaktır. 57. Alay ve onların şahsında bütün Çanakkale şehitlerinin sahip olduğu ruh, Türkiye’nin kutlu yürüyüşünde kılavuz olacaktır.
SPORU TABANA YAYMAK ZORUNDAYIZ
- Gençlere yönelik yeni ne gibi projeler hayata geçiriyorsunuz?
Bizim, gerek ülkemizin sosyal güvenlik harcamaları ve sağlık harcamaları düşünüldüğünde, gerekse de gençlerimizin, insanlarımızın zihinsel ve bedensel anlamda güçlü olmaları adına sporu tabana yaymak zorundayız. Bu düşünceden hareketle geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk ile bir araya geldik ve iki bakanlık arasında bir işbirliği protokolü imzaladık. Ben bu protokolün Türkiye’nin yarınları adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. Zira bu protokolle, öğrencilerimizin erken yaşta spora yönlendirilmesi ve yetenekli öğrencilerin keşfedilmesini sağlayacağız. Çocuklarımız ve gençlerimiz, yarınlarımızın, geleceğimizin en büyük garantisi ve teminatı. Bu anlamda da yeni hükümet sisteminin devreye girmesi ve yeni kabineyle birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, gençlerimize ve çocuklarımıza bu vesileyle hem eğitime hem de spora yönelik önceliklerimiz ve çalışmalarımız söz konusu. Bilindiği üzere spor, ortak ve evrensel bir dil. Biz de bu evrensel dilin yapıcılığını, birleştiriciliğini daha çok ortaya koyma adına sporu tabana yayma noktasında ciddi çalışmaları gerçekleştirme zaruretindeyiz. Bu manada da okullarımız ve gençlerimiz bizim en büyük önceliklerimizden biri.
- Spor tesislerinde durum nedir?
Bizim, ülke olarak tesis konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Ülkemiz sportif anlamda yatırımları son 17 yılda tüm dünyaya örnek olacak şekilde gerçekleştirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız sporu çok önemseyen biri. Spordan gelen bir lider. Bizler de bunun avantajını son 17 yıllık süreçte ülkemizin en ücra köşelerine kadar spor tesislerinin inşa edilmesiyle yaşıyoruz. Köylere kadar spor tesislerimiz var. Bu spor tesisleri, sıradan tesisler de değil. En güçlü ve donanımlı tesisler bizde. İşte biz ‘bu tesisleri şimdi gençlerle, çocuklarla ve kadınlarla doldurmanın zamanıdır’ diyoruz.
7 GÜN 24 SAAT AÇIK
- Bu tesisler 7 gün 24 saat açık mı?
Önceliğimiz tesislerimizi 7/24 tüm vatandaşlarımızın hizmetine sunmak. Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığımız protokolde önceliğimiz, spor tesislerimizin tüm eğitim camiamızın hizmetine açık tutulması. 7/24 esasına göre. Bununla birlikte spor liselerimiz var. Bu spor liselerinin daha nitelikli hale getirilmesi, bu spor liselerinden mezun olacak arkadaşlarımızın, gençlerimizin yine 1. kademe antrenör olarak hizmete hazır gelmesi de bu protokol sayesinde ortaya konan çalışmalardan bazıları. Statlarımız, salonlarımız ve diğer tesislerin uygun olanlarının spor liselerine dönüştürülmesi. Spor liselerini de bazı illerde statlarda hizmete almaya başlayacağız.
FEDAKÂRLIKTAN KAÇINMAYACAĞIZ
- Gençlere yönelik yetenek taraması yapıyorsunuz, bunda ne aşamadasınız?
Bilindiği üzere geçtiğimiz yıllarda yine Milli Eğitim Bakanlığı ile yetenek taramasını içeren bir protokol imzalamıştık ve bu protokolün uygulanmasında güzel bir aşamaya geldik. Yetenekli gençlerimizi tespit edip onların elit sporcu olma yönündeki potansiyellerini değerlendiriyoruz. Bizim çocuklarımızın, gençlerimizin heba olmalarına gönlümüz razı olmaz. Dolayısıyla bakanlıklar olarak hiçbir fedakârlıktan ve özveriden kaçınmadık, kaçınmayacağız. Milli Eğitim Bakanlığı ile son imzaladığımız protokol çerçevesinde de öğrencilerin gençlik merkezlerine ve kamplarımıza daha yoğun ve daha kolay erişimi noktasında imkânlarımızı ortaya koyacağız. Okul ve mahalle kulüpleri çalışmaları başladı. Bu protokolle bunları artıracağız. Spor insanları birleştiren, farklı anlayışa sahip insanların ortak sevinebildiği ve ortak hüznü paylaşabildiği bir olgu ve araç.
SPORU TOPLUMUN TÜMÜNE YAYACAĞIZ
- Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığınız işbirliği protokolü neler getiriyor?
Kısaca bahsetmek gerekirse, okullarda yeterli fiziksel ve eğitsel altyapı oluşturarak öğrencilerin spor aktivitelerine erişiminin sağlanması, yeteneklerin erken keşfedilmesi ve sporun toplumun tümüne yayılmasını amaçlıyoruz. Protokol kapsamında, okullarda genç ofisler ve tasarım beceri atölyelerinin kurulması, spor faaliyetlerinin güçlendirilmesi, belirlenecek illerde spor yerleşkelerinin açılması sağlanacak. Ayrıca spor liseleri öğretim programları revize edilerek, mezunların spor tesisleri yöneticisi, kulüp yöneticisi gibi unvanlarda istihdamının sağlanmasını, spor lisesi mezunlarına 1’inci kademe antrenörlük (yardımcı antrenör) belgesinin verilmesini, mahalle spor kulüplerinin kurulmasını, yetenekli öğrencilerin spora yönlendirilmesini hedefliyoruz. Yine bu protokolle iki bakanlık olarak spor liselerine yönelik ulusal ve uluslararası müsabakalar düzenleyeceğiz ve spor tesislerini karşılıklı olarak kullanıma açacağız.
GENÇLERİMİZİ KORTLARA BEKLİYORUZ
- Yurtlarınızda kalan öğrencilere yönelik sportif hangi projeleriniz var?
Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğümüz ile Türkiye Tenis Federasyonu arasında kurum yurtlarında barınan gençlerin tenis sporu ile uğraşmaları ve tenis sporunun geliştirilmesi amacıyla bir işbirliği protokolü imzalandı. Yurtlarımızda, ‘KYK Gençleri Kortta’ adlı tenis projesini hayata geçiriyoruz. KYK, 700 bin öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Gençlerimizi bu proje ile tenisle buluşturacağız. Çok büyük ilgi var. Yurtlarda başladığımız tenis eğitimleri ve sonraki süreçte gerçekleştireceğimiz müsabakalar, önemli bir heyecanı ortaya koyma açısından güzel bir başlangıç olacak. Ağrı, Ankara, Erzincan, Gaziantep, Karabük, Malatya, Manisa, Mersin, Rize ve Sivas’ta pilot çalışma olarak başladık ve bu illerimizde bir kız ve bir erkek olmak üzere 2 yurtta tenis kursları açıyoruz. 11 ilde başladığımız bu çalışmaların tamamlanmasının ardından projeyi ülkeye yayacağız. Bu kurslar sonucunda pilot iller arasında tenis turnuvaları da düzenleyeceğiz. Eğitim sonunda öğrencilere katılım sertifikası vereceğiz. Ayrıca isteyen öğrencilerimiz Tenis Federasyonu (i-kort) sistemi üzerinden tenis lisansı ve hakemlik kurslarına müracaat edebilecekler.