Milletten korkuyla oy alamazlar artık

Suruç’ta yaşananlara tepki gösteren Kurtulmuş, “HDP terör mensuplarının siyasetlerini kirletmesine izin vermemeli. Ama yok biz silahın gölgesiyle milletten korkuyla oy alacağız diyorlarsa, artık bu geride kalmıştır, buna izin verilmeyecektir” dedi...

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, seçim kampanyalarından terörle mücadeleye, turizmdeki gelişmelerden son dönemlerde artan hayvanlara yönelik şiddete kadar gündemdeki önemli konuları yorumladı. İstanbul’da Milliyet’in sorularını yanıtlayan Kurtulmuş’un değerlendirmeleri şöyle:

- Meydanlar nasıl?

Tabii çok keyifli, neşeli bir seçim kampanyası gidiyor. Yani meydanlar böyle şenlik havasında. Her seçim Türkiye demokrasisinin biraz daha ileriye gitmesine vesile oluyor, bunu görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. İstanbul’da da aynı şekilde meydanlar. Herkes ne söylemek istiyorsa meydanlarda bunu açık bir şekilde söylüyor, halkımız dinliyor.

- Suruç’ta yaşanan saldırı ile ne yapılmak istendi?

Urfa-Suruç’ta yaşanan olay son derece üzücüdür, esef verici bir olaydır. Yani orada adayımıza ve adayımızın yakınlarına karşı saldırı, öyle anlaşılıyor ki hazırlanmış bir saldırıdır. Şimdi bu saldırının arkasında kimler var, niçin Türkiye’de bu kadar güzel giden seçim ortamında birileri kin, kan, gözyaşı, nefret sokmaya çalışıyorlar, bunların hepsinin ortaya çıkması lazım. Suruç’taki olay, çok iyi giden seçim kampanyasına gölge düşürmüştür, maalesef kan dökmüştür, kirletmiştir o saldırı seçim kampanyasını kirletmiştir. Ümit ederiz ki arkasında kim var, sorumlular kimlerdir, bunlar gün yüzüne çıkartılacaktır.

‘HDP uyanık olmalı’

- Olayların artmaması için neler yapılmalı, özellikle HDP’nin tavrı?

Burada herkesin üzerine sorumluluk düşüyor. Yani siz bir taraftan demokrasi diyeceksiniz, bir taraftan insanlara baskı yapacaksınız. Halk yaptıklarımızın ne kadar değerli olduğunu gördü. Herkes sokaklarda gayet rahat bir şekilde dolaşıyor. Bunun değerini, bunun kıymetini bilmek lazım. Burada HDP’nin de hassasiyetle bu barış ortamına gölge düşürecek terör örgütünün ortaya koyacağı ya da terör sempatizanlarının ortaya koyacağı herhangi bir saldırganlığa karşı uyanık olmaları lazım ve terör örgütü mensuplarının kendi siyasetlerini de zehirlemelerine, kirletmelerine müsaade etmemeleri lazım. Ama yok biz silahın gölgesiyle, sopanın gücüyle milletten korkuyla oy alacağız diyorlarsa, artık bu geride kalmıştır, buna müsamaha edilmeyecek, buna izin verilmeyecektir. Sopanın gücüyle değil kimin fikri gücü varsa, kimin siyasi söylemi kuvvetliyse ortaya çıksın, bu huzur ortamından istifade etmiş olan seçmenlerimize onun karşısında kendi görüşlerini paylaşsınlar.

‘Yarın başka bir bayrağı öperler’

- FETÖ mensuplarının Almanya ve Amerika fotoğrafları çıktı. Batının bunlara desteğini nasıl karşılıyorsunuz?

Bunların kilisede bir şekilde toplantı yapmaları, ayin yapmaları ya da Amerikan bayraklarını böyle canı yürekten öpmeleri, bunlar hiç bizim şaşırdığımız meseleler değil. Yarın başka bir bayrağı da öptüklerini görebiliriz. Çünkü bunlar için aslolan kendilerini gizlemek, sapkın ideolojileri içerisinde faaliyetlerini sürdürebilmektir. Şimdi Adil Öksüz Almanya’da eğer elini kolunu sallayarak ikamet ediyorsa, bu ne müttefikliğe, ne dostluğa sığar. Orada Öksüz’ü tutmak ya da ABD’de FETÖ’yü tutmak Türkiye’deki 81 milyonun onuruna saygısızlıktır ve açık bir saldırıdır.

‘Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı’

- CHP ve adayı İnce’nin söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şimdi sadece İnce değil genel olarak muhalefet bu seçim kampanyasında ilginç bir kampanya yürütüyorlar. Negatif kampanya. Negatif kampanya başta sesi çok çıkıyor gibi görünüyor, ama kampanya ilerledikçe bunun bir çıkmaz sokak olduğunu ben Sayın İnce’nin de, CHP’nin de gördüğünü zannediyorum. Bizler yapılanları referans göstererek, yapacaklarımızı anlatıyoruz. Ama Sayın İnce ve muhalefet adayları, muhalefet partileri meydanlarda ne yapmayacaklarını anlatıyorlar, hatta nasıl yıkacaklarını anlatıyorlar, bu doğru bir yol değil. Proje yok. Yani araba diyorsun, arabayı yaptırmayacağım diyor. Biz bu kafayı tanıyoruz. Kafa devrim arabalarını yaptırmayan kafadır. İnce’nin ve muhalefetin en önemli yanlışı ya da dezavantajlı olduğu nokta burasıdır; negatif kampanyayı matah bir şey zannediyorlar, yok böyle bir şey. İkincisi de ‘Tayyip Erdoğan olmasın da kim olursa olsun’ diyorlar. Şimdi karşıtlık üzerinden bir cephe oluşturmak siyasetle sonuç almaz. Bir yanlış da eskiye dönme söylemleri.

CHP ne diyor? ‘Eğer bizi seçerseniz eskiye döneceğiz, eski sisteme döneceğiz’ diyorlar. Türkçenin güzel bir lafı var, eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı.

‘Kılıçdaroğlu bırakabilir’

- Seçim CHP’yi nasıl etkileyecek?

Gördüğüm kadarıyla bu seçim kampanyasının kanaatimce şimdiden kesin olan sonuçlarından birisi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun eğer İnce oylarını bir miktar artırırsa bundan sonra CHP’nin Genel Başkanlığını bırakmak mecburiyetinde kalabileceğidir. Dolayısıyla orada da Sayın CHP Genel Başkanıyla CHP adayı arasında da bir yönelik farklılığının olduğu ortaya çıkıyor, yani birisi bir şey söylüyor, öteki başka bir şey söylemek durumunda kalıyor. Ben birinci turda hem Sayın Erdoğan’ın hem de AK Parti’nin açık ara birinci olacağına inanıyorum.

‘Nasıl olur da bu hale geldik’

- Sakarya’da bir köpeğe yapılanları ilk görünce ne hissettiniz, hayvanları korumaya yönelik neler yapılacak?

Hayvanları korumak için adımlar atılıyor. Ama bu hayvanları koruma alanından çok daha ötede vahim bir durum. Nasıl olur bizim bu memlekette yaşayan, hem de bayram ortamında, hem de Ramazan ortamında, insanların, ailelerin, evlatların arasından nasıl olur da böylesine cani ruhlu, böylesine gaddar ruhlu insanlar ortaya çıkabilir; bunun araştırılması lazım. Mesele sadece polisiye bir mesele değildir, sorumlusu ya da sorumluları kimlerse inşallah en kısa zamanda ortaya konulabilir. Bu çok vahşice. Yine bir kişi bile olsa bu hepimizin başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmemiz gereken bir husustur. Yani nasıl olur da biz böyle insanların olduğu bir toplum haline geldik. Hayvan sevgisinin insan sevgisinin bir parçası olduğunu toplumumuza yeniden hatırlatmak ve anlatmamız lazım.

‘Sınırdaki tehditlere seyirci kalmayacağız’

- Kandil’e yönelik operasyonlar artırıldı, yakında düşecek mi?

Sınırımızın hemen güneyindeki bölgeden kaynaklanan terör faaliyetlerinin Türkiye’ye zarar vermesini, Türkiye’yi bir şekilde birliğini, dirliğini, toprak bütünlüğünü bir şekilde tehlikeye atmasına asla müsaade etmeyeceğiz. İster DEAŞ olsun, ister PKK olsun, ister PYD olsun, bizim sınırımızın güneyinden kaynaklanan tehditlere seyirci kalmayacağız. Kuzey Irak’ta epeyidir devam etmekte olan operasyonlar var. Bu operasyonlarda da oradaki terör odaklarının ortadan kaldırılması için canla başla mücadele ediyoruz. Bizim nihai hedefimiz; bu bölgelerin bir terör bölgesi olmaktan çıkarılmasıdır. İkinci adımı; terör örgütlerinin vermiş oldukları bu rahatsızlık ortadan kaldırıldıktan sonra, herkesin kendi şehirlerine geri dönmesi, orada özgürce yaşamalarının temin edilmesi. Üçüncüsü de, bölgedeki Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Sünnilerin, Şiilerin meselelerini rızaya ve müzakereye dayalı bir şekilde çözebilecekleri bir siyasal ortamın oluşturulmasıdır.

‘Turizmde rekora ulaşıldı’

- Turizmede iyi haberler geliyor, son durum nedir?

Perşembe günü ilk beş aylık rakamı açıklayacağız. Durum mükemmel tek kelimeyle. İlk dört ayın rakamı, şimdiye kadarki bütün dört aylar rakamının rekorudur, 7.8 milyon turist ağırladık ilk dört ayda, kış mevsimi falan olmasına rağmen böyle oldu. Şimdi bizim elimizdeki veriler, rezervasyon bilgileri, turizm acentelerinden aldığımız bilgiler, hepsini üst üste koyduğumuzda bu yıl sonu itibariyle 40 milyon misafiri ağırlayacağımızı görüyoruz. Bu Türkiye için büyük bir rekordur. 2015 ve 2016’da dip noktaya gelmiş olan turizm sektörü biliyorsunuz 2017’de muhteşem bir geri dönüş yaşadı, 32 milyon turist ağırladık 2017’de. Şimdi bu 40 milyona çıkıyor.

2023 hedefimiz de biliyorsunuz 50 milyon turist, 50 milyar dolar turizm hedefidir. Eğer böyle giderse Allah nazardan saklasın, biz 2023 hedefini yakalayacağız.