Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Özhaseki ile başta kentsel dönüşüm olmak üzere Ankara projelerini konuştuk. Özhaseki, “Kentsel dönüşüm yerelden başlamalı. Yenilemeyi hızlı yapmamız icap ediyor. Belediye başkanlarımız ve vatandaşlarımız kentsel dönüşüm konusunda duyarlı olmalıdır” diyor.

Türkiye deprem bölgesinde.

Depreme hazırlık için başta binaların yenilenmesi olmak üzere yapılması gereken çok şey var.

İstanbul Kartal’daki çöken bina da kentsel dönüşüm tartışmalarını tekrar gündeme getirdi. Kentsel dönüşüm ile ilgili belediyelere de büyük görevler düşüyor.

Haberin Devamı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı döneminde kentsel dönüşümle ilgili birçok proje ve şehircilik şurası yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara adayı Mehmet Özhaseki ile kentsel dönüşümü, sebze-meyve fiyatlarını ve adaylık çalışmaları başta olmak üzere bir birçok konuyu konuştuk.

Evlerin yenilenmesi ve depreme hazırlık gibi çok önemli başlıklardan sonra kentsel dönüşümü hızlandırmaları gerektiğini belirten Özhaseki, “Yenilemeyi hızlı yapmamız icap ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığım döneminde her fırsatta belediyelerin kentsel dönüşüm için elini taşın altına koymaları gerektiğini vurgulamıştım. Kentsel dönüşüm yerelden başlamalı. Belediye başkanlarımız ve vatandaşlarımız kentsel dönüşüm konusunda duyarlı olmalıdır. Kentsel dönüşüm konusunda duruşumuz çok net: Yerinde ve mahalle bazlı dönüşüm esas. Mahallelerde yatay mimariye öncelik verilmeli ve insan odaklı dönüşüm gerçekleştirmeli” dedi.

Ankara halinde birlikte dolaştığımız Özhaseki sebze-meyve fiyatlarının yüksekliği ile ilgili de hal esnafının nabzını tuttu ve tek tek not aldı. Özhaseki Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:

Kentsel dönüşüm yerelden başlamalı

- Kentsel dönüşüm ile ilgili Ankara’yı ne bekliyor, neler yapacaksınız?

Evlerin yenilenmesi ve depreme hazırlık gibi çok önemli başlıklardan sonra bizim kentsel dönüşümü hızlandırmamız gerekiyor. Bakanlığım döneminde topladığım Şehircilik Şurası’nda kentsel dönüşümle ilgili bir takım prensipler kararlar aldık. Bunları zaten uyguladığımız takdirde birçok yerde çözüm bulmuş oluruz. Ankara’da zaten şu anda 9 yerde başlayan kentsel dönüşüm projesi var. Özellikle Mamak ve Altındağ taraflarındaki kentsel dönüşüm işlerinde bizim biraz daha hızlı davranmamız icap ediyor. Mamak’ta daha önceden evleri yıkılmış dışarıya çıkmış 9 bin civarında insan var. Bunların evlerini bir an önce yapmamız icap ediyor.

Haberin Devamı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığım döneminde her fırsatta belediyelerin kentsel dönüşüm için elini taşın altına koymaları gerektiğini vurgulamıştım. Kentsel dönüşüm yerelden başlamalı. Belediye başkanlarımız ve vatandaşlarımız kentsel dönüşüm konusunda duyarlı olmalıdır. Kentsel Dönüşüm konusunda duruşumuz çok net: Yerinde ve mahalle bazlı dönüşüm esas. Evi yıkılan her vatandaşımıza mutlaka ev verilmeli. Mahallelerde yatay mimariye öncelik verilmeli ve insan odaklı dönüşüm gerçekleştirmeli.

Fiyatların neden yükseldiğini hal esnafı ile konuştum

- Halde birlikte dolaştık. Sebze meyve fiyatları tartışılıyor. Tarladan vatandaşa gelene kadar fiyatlar çok artıyor deniyor. Belediye olarak neler yapacaksınız?

Haberin Devamı

Hal esnafı ile oturduk, toplantı yaptık. Hal esnafını tek tek ziyaret ettik. Onlarca dükkâna uğradık. Olay malum. Dışarda da insanlar fiyatların düşmesini bekliyorlar. Fiyatların neden yükseldiği konusunu tek tek konuşup notlar aldım. Cumhurbaşkanımıza da arz ediyorum. Hal esnafı olan arkadaşlarımız erkenden dükkânlarını açan sonra da üreticiyle muhatap olup tarlalardan elde ettikleri ürünü buraya kadar taşıyan sonrada bunu tüketiciye ulaştırmaya çalışan emekçilerimiz. Burada bir arz talep dengesi var. Bazen mevsim iyi olmadığında dışarda yağışlar aşırı olduğunda ki bugünlerde bunu çok rahat görüyoruz. Fiyatlarda bazı ürünlerde yükselmede olabiliyor. Tabii bazen spekülatif amaçlı, art niyetli insanlar olduğu gibi bir taraftan da günlerce yağan yağmurun aşırı rüzgarın dolunun çıkarmış olduğu hasardan dolayı bazı ürünlerde de bir an arz noktasında sıkıntı doğabiliyor. İşte bunların hepsi fiyatları etkiliyor. Bunların daha rahat bir ortama kavuşabilmesi için gerekli tedbirlerin hepsini arkadaşlarla konuştuk. Ayrıca belediyelere düşen de onların rahat ve iyi bir ortamda dükkânlarını yapıp servis hizmetini verebilmeleri. Bu amaçla da yönetimle tüm halci esnaf arkadaşlarla uzun görüşmeler yaptık. Çözüm noktasında aynı fikirleri düşündük. Bunları da Cumhurbaşkanımıza arz ediyorum.

- Ankara’da tablo nasıl, arazide neler görüyorsunuz?

Sürekli vatandaşla buluşuyoruz, dinliyoruz. Her gün bir kaç tane sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu bin kişilik gruplarla bir araya geliyoruz. Gördüğümüz manzara şu; insanlar ilgiyle takip ediyorlar. Projelerimiz beğenildi. Cumhurbaşkanımızın görevi tevdi etmesinden sonra kendi içimizden ekip kurdum. Yaklaşık 30 kişilik. İçinde mimarlar, mühendisler, şehir plancılar, sosyoloji uzmanları, çocuk psikologları, kültür sanat danışmanları var. Önce Ankara’nın neye ihtiyacı var, Ankaralı hemşerilerimiz neler bekliyor bizden, neler yapabilir, bunları tek tek yazdık. Sonra bunu bir kitapçık haline getirip dağıttık. Bu aslında her babayiğidin karı değil. Yıllardır adayım diyenler sadece televizyonlarda bir kaç popülist söylemle devam ediyorlar. Niye böyle bir proje bütünü ortaya koyamıyorlar. Çünkü yarın bir gün çıkıp niye şunu yapmadınız diye kitap gösterilir ve hesap sorulur.

Kentsel dönüşümü hızlı yapmamız lazım

İmar tadilatları şahıs lehine olmaz

- İmar ve şeffaflaşma ile ilgili neler yapacaksınız?

Manifestoda çok rahat bir şekilde yazdığımız ve ilan ettiğimiz bir konu var. İmar tadilatları konusu. İmar tadilatları şahıs lehine olmaz. Bunu çok net olarak da Sayın Cumhurbaşkanımız izah etti. Ben de bunun yasasını hazırlamış birisiyim. İmar tadilatları olacaksa bir kamu yararı olmalı. Toplumun genel menfaatleri ön planda olmalı. Ama bir şahıs için siz bir rant sağlıyorsanız bunun hesabını veremezsiniz. Bunu hiç bir belediyenin yapmaması lazım. Bu adalet duygusunu da sarsar belediyelere olan güveni de yok eder. Ayrıca bir plan tadilat yapılacaksa bunun da ilan edilmesi ve herkes tarafından bilinmesi lazım. Şu andaki uygulama imar dairelerinde bir liste üzerinde yer alıyor, kapıya asılıyor. Biz ilan ettik diyorlar. Ve hiç kimsenin haberi olmuyor. Ama yeni dönemde belediyeler bir arsa üzerinde tadilat yapıyorlarsa kocaman bir levha asacaklar, herkes görecek onu.

Ayrıca muhtarlıklara bildirecekler vatandaş bilecek onu. Vatandaşın kendi mahallesinde kendi evinin önünde ne olduğunu bilmek gibi bir hakkı var. Bunu mutlaka biz sağlamalıyız. Bizim de açık taahhüdümüz. İkincisi şeffaflık konusu. Yaptığım belediye başkanlığında son 15 yılda neredeyse bütün ihaleleri canlı yayınladım. İhalelere kim giriyor, yüzde kaç kırım veriyor? Ne alıyor, tutarı ne kadar? Bunun hepsini canlı yayında insanlara göstermiş birisiyim. Yeni dönemde de AK Partili belediyelerimizde o bütçenin ne kadar olduğunu, yatırıma ne kadar ayrıldığını, ihaleleri kimlerin aldığını tek tek görecekler. Biz titizlikle bunu takip edeceğiz. Biz bunu yapınca zaten diğer partiler bizi taklit edecekler. Onlar da yapacaklar kaçamayacaklar bu işten. O zaman tüm Türkiye’de çok şeffaf, israfın engellendiği önlendiği inşallah doğru işlerin yapıldığı bir belediyecilik anlayışı ortaya çıkacak.

Türkiye’nin beka meselesi ittifakı

- MHP ile yapılan Cumhur İttifakı’na sahada yaklaşım nasıl?

MHP ile AK Parti’nin ittifakı sevildi. Müthiş bir toplumsal uzlaşı ve mutabakat var. Bizim yaptığımız ittifak Türkiye’nin geleceği hususunda kötülere karşı durma ittifakı. Türkiye’nin beka meselesi ittifakı. Yoksa iki belediye fazla alalım 3 ilçeyi biz alalım bir kaçını siz alın gibi bir pazarlık ittifakı değil. Zaten bunu yapanlara karşı da vatandaş öfkeli. Biz bunlardan özellikle kaçındık. Biz sadece işbaşına FETÖ’cüler gelmesin, FETÖ’ye sempatik bakanlar gelmesin, PKK’ya müzahir olan adamlar işbaşına gelmesin diye bir gayret peşindeyiz. Onun için çalışmaları ve görüşmeleri yaptık.

CHP yönetimi Ali Cengiz oyunu peşinde

- CHP’nin HDP ile ittifakı konuşuluyor, başarılı olabilirler mi?

Bu bir kaç açıdan değerlendirilebilir. Birisi HDP açısından bakıldığı zaman Kandil’den emir veriyorlar. Buralarda bir iş yapma imkânları yok, kendilerine en büyük destek çıkan parti olduğu için CHP’yi desteklemeye çalışıyorlar. CHP’ye gelince, bir taraftan kendi içlerinde sosyal demokrat bir aday çıkaramamanın acısını yaşıyorlar. Zamanında CHP’ye en ağır sözleri söyleyen insanı aday yapıyorlar. Tabanlarına karşı böyle bir zorlukları var. Ve bütün taban ‘90 yıllık partiyiz, Atatürk’ün partisiyiz. Ama içimizden çağdaş demokrat bir sosyal demokrat aday koyamadık’ diye hayıflanıyor ve yönetimi suçluyor. CHP Yönetimi de bir Ali Cengiz oyunu peşinde. Bir taraftan milliyetçi oylara göz kırpıyor İYİ Parti ile temas edip milliyetçi görünüm vermek istiyor. Bir taraftan da Türkiye’de bütün insanların başına 50 yıldır bela olan, çocukların katili terör örgütünün uzantısı ile iş tutmaya çalışıyor. Bu ikisini bir arada tutmanın da zorluğu çok açık. Tabii ki terör örgütü ile görüşürken inkâr etmeye çalışıyorlar ama yakalanıyorlar. O zamanda mırın kırın ile işi götürmeye çalışıyorlar. Vatandaşlar bunların hepsinin farkında. Bu kötü ilişkiyi de görüyorlar. Bütün dünyada terör insanlık suçudur. Bütün partilerin de terör örgütünü lanetlemesi ve kınaması lazım. Gelin görün ki TBMM’de temsil edildiği halde bazı partiler bunları ne yazık ki kınayamıyorlar. Vatandaş bunların hepsinin farkında. Terör örgütüne kucak açan ve onun sözcülüğünü yapanlara en büyük dersi vatandaş 31 Mart’ta verecek. CHP’li sade vatandaşlar gittiğimiz her yerde bize de söylüyorlar, hayıflanıyorlar bu durumdan. Şu andaki yönetimi acayip şekilde eleştiriyorlar. Ve ‘Partimiz bizim tanıyamadığımız bir parti haline geldi’ diyorlar. ‘Bizim çizgimiz çok net: biz milliyetçi Atatürkçü sosyal demokrat bir partiyiz. Ancak bize her gün söz söyleyen adamı aday yaptık. Arkasından PKK’nın siyasi uzantısı olan partiyle de işbirliği yapıyoruz. Bu ne biçim partidir’ diye durmadan da eleştiriyorlar.

Park et-devam et

- Trafik sorununa yönelik neler yapacaksınız?

Ankara ve İstanbul gibi büyük metropollerde trafik her zaman sorun olmuştur. Dünyada trafik sorununu sıfıra indiren bir ülke de yok. Ancak bu miniminize edilebilir. Ankara’da da yapılması gereken şu: Metro ağının bir an önce çok daha yaygın hale getirilmesi. Herkesin gideceği istikamete toplu taşıma aracı olan metronun kullanılarak ulaşmasını sağlamak. Bunun için de bir taraftan metro ağlarını yaygınlaştırmak bir taraftan hatları birbirine bağlamak bir taraftan da onu çok konforlu hale getirmek gibi bir yükümlülüğümüz var. Yer üstünde de özellikle “Park et - Devam et” uygulamasını bizim yapmamız gerekiyor. Metro duraklarında mutlaka vatandaşın gelip aracını bırakacağı bir takım otopark yerleri gerekiyor. Otoparka aracını bırakan insan metroya binip yoluna devam etmeli. Yollarda da kesintisiz akışı sağlayacak bazı alt geçit üst geçitlere ihtiyaçlar var. Bunları da yapmalıyız. 5.5 milyon insanın yaşadığı bir yerde siz sadece yolları genişleterek trafiği çözemezsiniz. Her yola birer ikişer şerit bile koysanız fazladan, zaten bu imkân yoktur trafik sorunu çözülmez. Dünya trafik sorununun çözümünde insanların seyahat ederken tercihlerini değiştirerek çözüm buluyorlar. Yani toplu taşımaya yönlendiriyorlar. Bundan da kastımız tabii ki en başta raylı sistemler. Eğer raylı sistemleri özellikle yeraltından geçen metro sistemini çok yaygın hale getirirsek bunları birbirleriyle bağlantılı hale getirirsek bunların konforunun artırırsak trafiği zaten çözmüş oluruz. Bunlar pahalı sistemler. Bunları yapmak kolay değil. Ancak belediyemizin hükümetimizle işbirliği içerisinde çözebileceğini düşünüyorum.