Son günlerde çok tartışılan soğan ithalatı konusunda Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Her ülkede bazı ürünlerle ilgili eksiklik yaşanabilir. Soğan depolayanlar fiyatları artırıyor, ithal etmeyelim de millet taş mı yesin?” dedi.
Soğan ithalatı tartışılan konulardan biri. Neden ithalat yapıyoruz?
Özellikle stokçuluk ve fiyat artışları yaşanırken ithalat ne anlama geliyor?
Bu gibi konuları Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile konuştum.
Soğan ithalatını ve muhalefetin tavrını sorduğum Pakdemirli, her ülkede bazı ürünlerle ilgili eksiklik yaşanabileceğini vurguladı. Pakdemirli, “Muhalefet, sanki onların döneminde her türlü bolluk varmış gibi bir davranış içerisinde. Onların dönemindeki bütün kuyrukları biliyoruz. Temel gıda ihtiyaç maddeleri anlamında ne varsa muhalefet döneminde hepsi bakkalda ve neredeyse karneye dayalıydı. O anlamda, bir ayçiçek yağı… Benim bildiğim, Türkiye ezelden beri ithal eder ayçiçek yağı ihtiyacını karşılamak için” diyor.
Stratejik 20 ürün
Türkiye’de hem kuru hem sulu tarım yapıldığını ve sınırlı kaynaklar olduğunu belirten Pakdemirli, “Kuru ve sulu tarımda her ürünü üreteceğiz diye bir şey yok. Tabii ki stratejik 20 kadar ürünümüz var, bunları üretelim. İşte buğdayı, arpayı, hububatı, diğer bazı kalemlerimiz var, bunları üretelim. Dünyada birinci olduğumuz kalemler var, bunları üretelim, bunlara devam edelim ama her ürünü üreteceğiz diye de bir şey yok. Bazı ürünleri üretmeye de biliriz. Soğan tabii temel ihtiyaç maddelerinden birine girer. Soğan, patates, bunlar üretiliyor. Türkiye bunları çok tüketen ülkelerden biri. 2 milyon tonun üzerinde soğan tüketimi var Türkiye’de. Patateste 4-4,5 milyon ton üretim ve tüketimimiz var. Bunları üretelim ve tüketelim ama bakın, en nihayetinde hava koşullarına bağlıyız. Yani Tarım ve Orman Bakanlığı’nın elinde güneşi çıkarma, bulutları dağıtma, bulutları kapatma, yağmur yağdırma, istediği zaman durdurma gibi bir yetkinlik yok, bunu da unutmayalım. Soğanda şöyle bir durumumuz var: İki defa hasıla yapılıyor Türkiye’de ve bu iki hasılanın aşağı yukarı her birini eşit olarak kabul edersek 1’er milyon ton soğan üretiliyor. Burada zaten üretim az, yani hava şartlarından dolayı üretim az. Soğanda bir hastalık var ve depolardaki soğan da içten çürüyor. Bunu depolayanlar bu işten de eğer fırsat kolluyorlarsa ve fiyatları artırıyorlarsa biz devlet olarak buna müdahale etmeyecek miyiz? ‘Yok, kardeşim, biz ithal etmeyeceğiz.’ Millet taş mı yiyecek? Yoksa ortada, ithalatını da yapacaksın, devletin zaten görevi budur” diyor.
Özal örneği
Özal döneminden de örnek veren Pakdemirli, “Özal ne yaptı Özal? Hatırlayın, 80’li yıllarda sebzede, meyvede oynayanları... Çikita muz ilk defa o zaman geldi. Ne oldu fiyatlar? Yarı yarıya düştü. İthal peynir o dönemde geldi. Türkiye bitti mi, öldü mü? Türkiye üstüne üstüne tarımsal hasılasında, gıda üretiminde, tarıma dayalı gıda sanayisinde çok daha büyüdü. Bir ülkenin rekabete açık olması, yeri geldiğinde ithalat, yeri geldiğinde ihracat yapması son derece normaldir. Türkiye tarımsal ürünler anlamında da net ihracat konumu olan 17,8 milyar dolar ihracatıyla, 12,7 milyar dolar ithalatıyla, bu yıl yüzde 4,3 ihracatı büyümüş, ithalatı yüzde 1,8 büyümüş bir ülkedir” vurgusu yaptı.
Muhalefete yanıt
Muhalefetin ithalat eleştirilerine ise Pakdemirli şu yanıtları verdi:
“’Türkiye’yi ithalata muhtaç ettiniz, Türkiye’de üretim olmuyor’. Bunların hepsi safsatadır. Açıp TÜİK rakamlarına, dünya kaynaklarına bakmak lazım. Türkiye’nin olduğu yer bellidir, daha iyiye doğru gitmektedir. Türkiye ithalat da yapacaktır, ihracat da yapacaktır. Önemli olan, bizim ihracatta fazlayı vermemiz, ihracatta daha iyi bir konumda olmamız. Türkiye’nin ithalatçı konuma düşmesi söz konusu ve imkan dahilinde de değil.”