Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

72 ülkeye ihracat yapan Kütahya Porselen’in Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli ile fabrikalarını gezdik, porselenin hikâyesini gördük. Yüzde 40 civarı ihracatla bir dünya markası olduklarını belirten Sürmeli’nin hedefi ihracatı yüzde 60’a çıkarmak...

Kütahya - 7 fabrika ve 1450 çalışanı ile bir dünya markası Kütahya Porselen... Başında Sema Güral Sürmeli var. Bir patron düşünün sürekli çizim yapan, bir patron düşünün çalışanlarıyla ritim grubu oluşturarak gece düzenleyen ve hiç sahneden inmeyen.

Haberin Devamı

NG grubun ayrıca porselen büyüklüğünde bir de seramik şirketi ve otelleri var.

Baba Nafi Güral şirketlerin başlarına çocuklarını getirmiş ve kurucu başkan olarak da her zaman onların yanında.

NG Grup’un çalışanlarına yönelik motivasyon gecesine davetli olduğumuz Kütahya’da ayrıca Kütahya Porselen’in fabrikasını da Sürmeli ile gezdik. Fabrikada ilk dikkatimi çeken kadınları çokluğu.

Fabrikada desenlerin nasıl porselene işlendiğine şahit olduk. Hatta bir tane ben de yaptım Sema Güral Sürmeli ile birlikte.

Porselen hamurunun kalıplara dökülmesini, kalıptan çıkarılması, kulpunun takılmasını, 1000 derece de bisküvi pişirimi yapılmasını, ürünün sırlanmasını, 1400 derecede yeniden pişirilmesini tek tek anlattı Sürmeli.

Dikkatimi çeken ise fırınların hiç kapanmaması. Yani sürekli üretim yapıyor Kütahya Porselen. Bir gün yapalım, bir gün yapmayalım diyemiyor fırınların soğumaması için. Hamur atıkları da devamlı kullanılıyor, boşa gitmiyor.

72 ülkeye ihracat

Sürekli yenilikler peşinde olduklarını, hep aynı şekilde porselen üretmediklerini dile getiriyor gezimizde Sürmeli. Bu nedenle kendi personelinin dışında dışardan da dizayn destekleri aldıklarını vurguluyor.

Üretim kapasitelerinin yüksek olduğunu belirten Sema Güral Sürmeli, şunları söylüyor:

“Üretimimizin yüzde 40’ı ihracata gidiyor. 72 ülkeye ihracat yapıyoruz. Avrupa ülkelerinde pazarımız iyi. Artış var ama şu son zamanlarda tüm dünyanın yaşadığı sıkıntılar ihracatın oranını ister istemez etkilemeye başladı. Talep var ama o talebi yerine getirebilmek için imkanlar sıkıntılı. Ham madde en büyük sıkıntımız, nakliye ve enerjideki artışlar inanılmaz etkiliyor. Amerika pazarında da iyi olabiliriz.

Haberin Devamı

Pandemi Türk üreticilerin hem Avrupa’ya hem Amerika’ya kıymetli üreticiler olduğunu gösterdi. Uzakdoğu’dan uygun mal getiremeyeceklerini anlayan da bize yöneldi. Bunda Türkiye’nin kaliteli mal vermesi de etkili oldu. Her geçen gün yaptığımız tasarımcı işbirlikleri, kazandığımız ödüller ve Türkiye’nin her geçen gün imajının her anlamda güçleniyor olması en büyük avantajlarımız. İleride bunu iyice arttırmak lazım. Hedefimiz ihracatta yüzde 60’lara çıkmak.”

İhracatta kadın gücü

Dökülmeyen kahve fincanı

Piyasaya yeni ürünler sunmaya çalıştıklarını dile getiren Sürmeli, bunlardan birinin de dökülmeyen kahve fincanı olduğunu kaydetti. Yeni bir ürün olmasına rağmen yurtdışından ödül aldığını kaydeden Sürmeli şunları kaydetti:

“Bu uçak ve araba yolculuklarının yanı sıra el titremesinin yoğun olduğu kişiler için faydalı bir ürün olacak. Fincanı 30 dereceden fazla bile eğseniz içindeki kahve dökülmüyor. Bir de bebekler için porselenden özel tencereler üretildi. Bunun yanında ihtiyaçlara yönelik de çalıştık. 12 kişilik takımlar yerine artık 4-6 kişilik takımlar üretmeye başladık.”

Haberin Devamı

İhracatta kadın gücü

Ritim grubu hayali gerçek oldu

Sema Güral Sürmeli geçen hafta bir hayalini de gerçekleştirdi. Geri dönüşüm kovalarından ve porselen vazolardan oluşan perküsyon setini çaldı. Hem de üst düzey çalışanların da olduğu 30 kişilik ekiple.

İzlerken patron Sürmeli’nin önce sahnede olduğunu farketmedim. Herkes tek kıyafet olarak siyah giyinmişti. Türk Bayrağını sallamaya başladığı anda farkettim patron Sema Güral Sürmeli’nin orada olduğunu.

Kısa sürede bu kadar güzel bir uyum olacağını dinlemesem inanamazdım. 1.5 aylık hazırlıkla sahne almış ekip.

Baba Nafi Güral ve anne Gülsüm Güral mutluluk gözyaşlarıyla izledi kızı Sema’yı. Kardeşleri Erkan Güral, Hediye Güral Gür ve Gülden Güral da yanındaydı Sema Sürmeli’nin.

Bu kadar kısa sürede nasıl böyle bir grup oluşturduklarını sorunca şunları söyledi Sema Güral Sürmeli:

“Çok uzun yıllardır böyle bir hayalim vardı. Ben değil, biz olarak takım ruhuyla ortaya çıkacak bir işi çok arzu ediyordum. Aniden tüm personelimize mail attık ve bir ritim grubu kurmaya karar verdiğimizi duyurduk.

‘Ben varım’ diyen 30 arkadaşımızla çalışmalara başladık. Bildiğiniz üzere 30 Ağustos’un 100. yılı. Biz bu gecemizi Dumlupınar’da bizim için hayatını veren 137 bin şehidimize adadık. Sahnede 12 farklı enstrümanın aynı ton çalabilmesi ve birbirini aslında hiç tanımayan ekip arkadaşlarımızın burada birlik olabilmesi bizim için çok önemliydi. İnanılmaz güzel anılar biriktirdik.”

İhracatta kadın gücü