Bakan Ruhsar Pekcan, 2020’deki zorlu süreçte gösterilen performans nedeniyle dış ticarette 2021’e umutla baktıklarını, pozitif yansımalar beklediklerini dile getirdi . İhracat artışı için 5 hedef belirleyen Pekcan, ihracatın tabana yayılması, KOBİ’ler, dijital platformlar, küresel entegrasyon ve diplomasiye vurgu yaptı.
ABD, AB ve Çin, dış ticarette Türkiye’nin önemli partnerleri arasında.
Salgın süreci de ticarette birçok ülkeyi öne çıkardı. Bunlardan biri de Türkiye oldu. ABD, AB ve Çin ile ticari ilişkiler nasıl olacak? 2021 hedeflerimiz ne?
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile 2021 dış ticaret hedeflerini konuştuk. Pekcan Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:
ABD’ye ihracat artışı
ABD’de Biden sonrası yeni dönemde ticari ilişkilerimizin nasıl olması öngörülüyor? ABD’ye 2020 yılında sağlanan ticaret artışı, 2021 yılı için de sürdürülebilecek mi? Hangi sektörler ön plana çıkacak?
ABD elbette, bizim için en önemli pazarlardan bir tanesi. 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine sahip olduğumuz bir ülke.
Kovid-19 nedeniyle, ABD ekonomisinin 2020 yılında, yüzde 3.5 oranında tarihi bir küçülme yaşadığı tahmin ediliyor. 2021’de ABD ekonomisinin yüzde 5.1 büyümesi öngörülüyor. Seçimler sonucunda göreve gelen Biden yönetimi; hem ABD ekonomisinde bir toparlanma sağlamak için uğraşacak; hem de ABD’nin dış ekonomik ilişkilerini yeniden ele alacak.
Önceki yönetim korumacı politikalara oldukça ağırlık veriyordu. ABD, İhracat Ana Planımız çerçevesindeki 17 hedef ülkeden biri. İkili ticaretimize baktığımızda; ihracatta geçtiğimiz sene pandemiye rağmen dikkat çekici bir artış kaydettik. İhracatımız yüzde 13.5 artış ile 10.2 milyar dolar olarak gerçekleşti.
ABD’den ithalatımız ise yüzde 12 oranında azaldı; ikili ticaret açığımız da 1.8 milyara dolara geriledi. Kuşkusuz, ABD’ye sağladığımız bu artışta sürekliliği temin edebilmemiz çok önemli. İkili ticari hedeflerimiz doğrultusunda ihracatımızda; hazır giyim, tekstil, ev tekstili, mücevherat, beyaz eşya ve elektrikli ev aletleri, seramik, mermer, çimento gibi inşaat malzemeleri ve mobilya sektörleri potansiyel arz eden hedef sektörler olarak belirlendi.
2021’de ABD’ye ihracatımızda otomotiv, sivil havacılık, elektronik, makine ve yazılım sektörlerinin de öne çıkacağını tahmin ediyoruz. Bir önceki yönetimle olduğu gibi yeni yönetimle de ikili ticaretimizin geliştirilmesi için yakın bir işbirliği sergileyeceğimizi değerlendiriyorum.
GÜMRÜK BİRLİĞİ GÜNCELLENMELİ
AB ile ilişkilerde yeni dönem nasıl şekillenecek? Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi konusunda beklentileriniz neler?
AB; Türkiye’nin gelecek vizyonu ve hedefleri bakımından önemli bir yer tutmaktadır. AB’ye tam üyelik Türkiye için stratejik bir hedef ve bu yolda çalışmaya devam edeceğiz. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, AB ile ilişkilerimiz çerçevesinde, önemli bir pozitif gündem maddesi olmaya devam etmekte.
Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girdiği dönemden itibaren, AB ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi yüzde 373 artmış; 2020 yılı itibarıyla 143 milyar dolara ulaşmıştır.
Gümrük Birliği’nin sağlandığı 1996’dan günümüze küresel ekonomide ve teknolojide önemli değişimler yaşandı. Bu da günümüzün ekonomik gerçekliklerine adapte edilmesi ihtiyacını ortaya çıkardı.
Güncelleme, hem işleyiş ile ilgili yapısal sorunları giderebilecek; hem de tarım tavizlerinin karşılıklı olarak geliştirilmesi ile kamu alımları ve pandemi döneminde önemi iyice artan e-ticaret ve hizmetler gibi yeni alanların Gümrük Birliği kapsamına dahil edilmesinin yolunu açacaktır.
Gümrük Birliğinin güncellenmesi tüm tarafların ekonomik çıkarına olan bir durum. AB ekonomisinin önemli bir darboğazdan geçtiği böyle bir dönemde; karşılıklı açılımları genişletmek; hepimize fayda sağlayacaktır.
AB İş dünyasında da Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik pozitif yaklaşım var. AB’den muhataplarımızın da bu gerçekleri görerek; en kısa sürede Gümrük Birliğini güncellemesine yönelik beklentilerimize karşılık vereceklerini düşünüyorum.
184 MİLYAR DOLAR İHRACATI AŞACAĞIZ
2021 yılında dış ticaretimize ilişkin beklentileriniz nelerdir?
Küresel ekonomik aktivitede ve ticarette beklenen toparlanma ve iç talepteki canlanma 2021 yılında dış ticaretimize pozitif yansıyacaktır. Elbette Kovid-19 virüsünün kontrol altına alınması ile ilgili çalışmalarda sağlanacak başarı da belirleyici olacak. Dolayısıyla 2021 yılında da 2020 yılı kadar olmasa da birtakım belirsizlikler var.
Ülkemiz, 2020 yılında gösterdiği direnç ile pandemi kaynaklı belirsizliklere karşı oldukça başarılı şekilde mücadele verdi. Son çeyrekte 50 milyar dolar seviyesinin de üzerine çıkarak yıllık yüzde 6.6 artış ile 51.2 milyar Dolarlık rekor düzeyde ihracat geçekleştirmiş olmamız ve ihracatın son çeyrekteki artışının ekonomik büyümeye sağladığı katkı dış ticaret performansımız bakımından dikkat çekici ve önemli neticelerdi. 2020 yılındaki zorlu süreçte gösterdiğimiz güçlü performans 2021 yılına daha fazla umutla bakmamızı sağlıyor.
Döviz ve petrol
İhracatta 2020 yılında OVP (2021-2023) tahmin değeri olan 165.9 milyar doları geçmeyi başarmıştık. 2021 yılı hedefi olan 184 milyar doları da geçmeyi hedefliyoruz. İthalat açısından ise, 2021 yılı reel döviz kurundaki gelişmeler, kredi hacmindeki seyir ile petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki toparlanma seviyesi önemli makro belirleyiciler olacak.
Bakanlık olarak önümüzdeki dönemde sürdürebilir ihracat artışını temin etmek üzere; ihracatın tabana yayılmasının sağlanması, KOBİ’lerin ihracatta daha aktif hale getirilmesi, firmalarımızın Kolay İhracat Platformu gibi dijital platform ve desteklerden azami ölçüde faydalanması, küresel tedarik zincirleri ile entegrasyonun artırılması ve ticaret diplomasisinin kanallarının etkin kullanımının sürdürülmesi politikalarına odaklanacağız.
ÇİN’E 40 GÜN YERİNE 13 GÜNDE TESLİMAT
Çin’e ihracat treninin ardından Çin ile ticari ilişkilerin önümüzdeki dönemdeki seyri ve hedefler hakkında bilgi verir misiniz?
Çin; Almanya ve Rusya’dan sonra Türkiye’nin en büyük üçüncü ticaret ortağı. Ülkemiz ile Çin arasındaki ticaret hacmi 2020 yılında 25.9 milyar dolar oldu. İhracatımız 2.9 milyar dolar. 2020 yılında ülkemizden Çin’e yapılan ihracatın yüzde 88’i denizyolu; yüzde 9.4’ü havayolu ile taşındı.
Denizyolu taşımacılığı, Çin ile gerçekleştirilen ikili ticarette önemli bir paya sahip.
Çin’e daha yüksek katma değerli ihracat gerçekleştirerek ikili ticaretimizi daha sürdürülebilir ve dengeli bir yapıya kavuşturmaya büyük önem veriyoruz.
Türkiye’den yola çıkarak Gürcistan’ı, Azerbaycan’ı, Hazar Denizi’ni aşmak suretiyle Kazakistan’ı geçen ve yaklaşık 8 bin 700 kilometre yol kat eden ihracat trenimiz, Türkiye’den Uzak Asya’ya demir yolu sevkiyatları açısından tarihi bir süreci başlattı. Normal koşullarda denizyolu ile 35 - 40 günü bulabilen taşımacılık süresi 13 güne indi.
Önemi daha da artıyor
2017 yılında devreye alınan Bakü-Tiflis-Kars (BTK) demiryolu hattının da üzerinde yer aldığı Orta Koridor’un, demir yolu taşımacılığı ile canlandığına hep birlikte şahit oluyoruz. Bu hatla orta vadede 3 milyon, uzun vadede ise 17 milyon ton yük taşınması hedefleniyor.
Özellikle Kovid-19’un etkilerinin küresel ekonomide yoğun şekilde hissetmekte olduğu bu günlerde bu hattın önemi daha da kritik bir nitelik kazandı. Salgından diğer ulaşım şekillerine göre daha az etkilenen demir yolu taşımacılığı sektörünün stratejik önemi iyice arttı.