Hükümetin gündeminde af olmadığını belirten Bakan Gül, inşaatı süren yeni cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin daha iyi şartlarda kalacağını belirtti. Gül ABD’nin Gülen’i iade etmemek için ayak sürüdüğünü ve siyasi davrandığını söyledi...
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ABD’ye gönderilen Gülen dosyasından CHP’nin dosyayı inceleme tartışmalarına, cezaevlerindeki doluluk oranlarından MHP Lideri Bahçeli’nin af önerisine, muhalefetin tavrından batının çifte standartına kadar birçok konuda Milliyet’e açıklamalarda bulundu. Milliyet’i seçim bölgesi Gaziantep’de ağırlayan Gül sorularımıza şu yanıtları verdi:
- FETÖ ile mücadelede son durum nedir?
FETÖ ile ilgili mücadele tüm kurumlar nezdinde kararlı şekilde devam ediyor. 40 yıllık devletin her türlü yapısına hücresine nüfuz etmiş bir örgütü öyle iki yılda bitirdik, tüm işleri yaptık şeklinde bir algı doğru değil. Bugün adalete yargıya güvenin azalmasındaki en büyük sebeplerden birisi de bu yargı içerisindeki FETÖ’nün kendi gizli ajandasıydı. Şimdi bu FETÖ’cüler yargıdan temizlendi ve yine titizlikle bu mücadele sürüyor. Tamamen temizlendi demek de çok iddialı olur çünkü örgüt kapalı kripto bir örgüt, Fetöcüler her kılığa girmiş takkiyecibir örgüt… Sosyal demokrat görünüyor yeri geliyor başka cemaatlerden görünüyor ama bakıyorsunuz aslında FETÖ’cü. Bu nedenle bir kriptoluk, takiye bunların örgüt itikadı olduğu için burada elbette bu mücadeleyi sürdürmek lazım. Bundan sonraki dönemde de hem yargının hızlı adil kararlar vereceğini bütün vatandaşlarımız görecektir. FETÖ ile ilgili darbe yargılamasında dosyaların yaklaşık yüzde 70’indekarar çıktı ve yıl sonuna kadar da bu darbecilerin yargılamalarının bitmesini ümit ediyoruz. Tahminimiz bu. Yani 2018 yılı sonu itibariyle bu FETÖ davaları gündemden düşecek. Kim hangi cezayı hak ediyorsa onu alacak. Beraat etmesi gereken de beraat edecek. Yargı bağımsız.
‘ABD ayak sürüyor’
- Gülen’in iadesi konusunda hangi aşamadayız, ABD’nin yaklaşımı nasıl? Muhalefetin dosya eleştirileri oldu?
Amerika bu konuda FETÖ elebaşını korumaya yönelik bir tutum içinde. Ta 15 Temmuz öncesinden de Gülen’in iadesinin istendiği dosyalar var. Toplam 7 iade dosya var. İadeler mahkemelerce savcılıkça talep ediliyor, sonrasında tercümeleri yapılıp sözleşmelere uygunluğu Adalet Bakanlığınca kontrol ediliyor ve Dışişleri Bakanlığı kanalıyla da muhatap ülkelere teslim ediliyor. Bunların hepsi yapıldı ve üzerinden çok uzun bir süre geçmesine rağmen ABD Adalet Bakanlığı bunu mahkemeye intikal ettirmiyor. Burada bütün bu işlemlerde uluslararası sözleşmenin tüm gerekleri yerine getirilmiş bakanlığımız da bu konuda çok tecrübeli bir hâkim sınıfı var. Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğümüz bu konuda da her türlü teknik müracaatı yapıyor ama burada hukuki bir yaklaşım yok siyasi bir yaklaşım nedeniyle bu FETÖ’nün iadesiyle ilgili muhataplarımızca hiçbir adım atılmadı. Bu konu en başta Cumhurbaşkanımız tarafından takip edildi, ediliyor. Devlet Başkanı, Dışişleri ve Adalet Bakanları nezdinde de her türlü, hem yazılı hem şifahi tüm temaslara rağmen örgüt elebaşının adeta korunup kollandığı intibaı verildi ya da siyasi bir tutum olduğu konusunda kanaat oluşmuştu. Hukuken bunun iadesi gerekiyor ama ABD bu konuda ayak sürüyor yine benzer şekilde İnterpol de defalarca Adalet ve Dışişleri bakanlıklarından talepler gitmesine rağmen bu siyasi bir taleptir şeklinde bakıyor bu olaya ve kırmızı bülten çıkarmıyor.
- Amerika’nın amacı ne?
Yani bu yaklaşımı bir terör örgütünü adeta himaye etmeye doğru gidiyor. Talebimiz hukuki ama Amerika’nın yaklaşımı siyasi diye düşünüyorum. Her türlü talep ve girişime rağmen harekete geçmiyor, aksine, işte bu Hakan Atilla davasında da gördük, maaşa bağlanan FETÖ’cüler tanık yapılıyor, Amerikan yargısını siyasallaşmış şekilde Türkiye aleyhine kullanmak için bir çaba görülüyor. Muhtemelen Rusya ile olan ilişkiler, işte silah alımımız. Silah vermiyor, bağımsız bir ülke olarak yaptığın ilişkilerde hem senatoyu hem de yargıyı Türkiye aleyhine kullanıyor.
‘Batı, çifte standartlı’
- Avrupa ülkelerinin terörle mücadeledeki yaklaşımlarını ve PKK’ya miting yaptırmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Maalesef çok üzücü bir durum. Sayın Cumhurbaşkanımızın da biliyorsunuz referandum sürecinde miting yapmasını engellediler. Ama kimse milletle Cumhurbaşkanımızın arasındaki o gönül bağını kesemez. Batı’nın çifte standardı herkes görüyor. Bu süreç Fransız’a, Alman’a, İsveçli’ye attıkları manşetler nedeniyle Türkçeyi öğretiyor. O yüzden bu seçimde tüm bu yapılan işlerin de bir neticeye bağlanmayacağını düşünüyorum. Yükselen Türk düşmanlığı, İslam düşmanlığı, yabancı düşmanlığından kaynaklı burada bir saldırı söz konusu ama 24 Haziran sonrasında Türkiye artık istikrarlı bir 5 yıl hiçbir şekilde hükümet bozulmayacak seçim akşamı Cumhurbaşkanı da Meclis de belli olacak. Bu istikrar sebebiyle Batı’da, diğer ülkelerde Türkiye ile daha yakın ilişki, Sayın Erdoğan ile daha yakın ilişkiyi kurmak için her zaman bir yol arayacaktır.
‘Yeni sistem Türkiye’yi uçurur’
- Muhalefetin yaptığı ittifaka nasıl bakıyorsunuz?
Tüm yapılan saldırılara rağmen ayakta kalan ve 3 kat büyüyen bir Türkiye var. Bunun da mimarı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu kadar zorluklara rağmen bunu yapan yeni hükümet sisteminde daha güçlü, daha istikrarlı, bürokrasiyi azaltan, hantallığı ortadan kaldıran, vesayetçileri ortadan kaldıran güçlü bir hükümet sisteminde neler yapmaz, Türkiye’yi uçurur. Tayyip Erdoğan önümüzdeki dönemde Türkiye’yi uçurur. Daha fazla ekonomimiz canlanır daha fazla cebime giren para artar, daha fazla sofraya gelen ekmek artar, huzurum artar diye bakıyor. Diğerlerinde tek proje Erdoğan gitsin üzerine üst üste yan yana bir geliş, varoluş var. Yapılacaklar değil Tayyip Erdoğan. Gündem, Tayyip Erdoğan’ı yargılatacağım, AB elçileri ile bile konuşuyor. Buna senin haddin yok, Anayasa’da bunların hepsi bellidir. Bu zihniyet Menderes’i idam sehpasına götüren zihniyettir. Bu ülkeye bir çivi çakmayanlar ülkeyi kalkındıran, ülkede özgürlüklerin önünü açan kişilere darbe yapılması, idam edilmesi, ortadan kaldırması gözüyle bakılıyor. 15 Temmuz’da da bunu yapmaya çalıştılar. Cumhurbaşkanı seçimimin de ben diğer adaylara milletimizin destek vermeyeceğini ilk turda büyük bir açık ara Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük bir destek alacağını görüyorum.
'Cezaevlerinde doluluk var'
- Cezaevlerindeki doluluk nasıl? Sayın Bahçeli’nin de bir af çıkışı olmuştu…
Cezaevlerinde doluluk var ama yılsonunda da yaklaşık 20-30 bin üzerinde kapasiteyle inşaatları tamamlanacak, önümüzdeki yılda da tamamlanacak cezaevleri var çok yoğun bir şekilde cezaevi inşaatları da devam ediyor. Bu konuda tahliyeler oluyor, tutuklamalar oluyor bunun kararını yargı veriyor ama bu konuda da hükümetimiz her türlü tedbiri alarak daha insani standartlarda barınmaları için gerekli tedbirler alınıyor. Adi suçlardan 193 bin 804 terör suçlarından 48 bin 968 organize suçlardan 3 bin 400 tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde şu anda yatmaktalar.
- Hükümetin gündeminde af var mı?
Hükümetimizin gündeminde af konusu yok.
‘Onu ABD’ye sığınmış FETÖ’cü aramıştır’
- Muharrem İnce’nin ABD’den aranma söylemini nasıl karşıladınız, kim aramış?
Üzücü olan cumhurbaşkanı adayı olan birisinin Amerikalılar beni aradı böyle dediler diye bir şeye itibar etmesi. Onu yani ya Amerika’ya sığınmış firari FETÖ’cüler aradı ama Amerikalılar varsa da hangi Amerika? Gülen’i iade etmeyen darbecileri koruyan Amerika mı? Onların sözüne itibar edip de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, kurumlarımızın yöneticilerinin sözüne itibar etmemesini de milletimizin takdirine sunuyorum. İnce kendisini Amerika’dan kimin aradığını, kamuoyuna açıklamak zorundadır.
- CHP’yi dosyaları incelemek için Adalet Bakanlığına çağırdınız mı?
Bir yazı ile Muharrem İnce değil de belirlenen isimleri gönderdiler. Biz de Amerikalıların telefonuna çıkan gelsin Adalet Bakanlığı’nda belge bilgileri ilgili arkadaşlar göstersinler baksın dedik ama buna CHP olumlu bakmadı. Bakanlık süreci anlatmak üzere onlara randevu verdi, gelmek isterlerse gelirler. Gelenlerin de iddia ettiği eksikliğe ilişkin belgeleri getirmeleri lazım. Ama burada Amerikalıların dediklerine itibar eden birisi Adalet Bakanı’nın çağrısına ya da belgelerine itibar etmesi gerekirdi. Ne yaparsak yapalım tam tersini söyleyecekler yani bu milli meseleyi siyasal bir mesele
haline getirmek de siyasi acziyettir.
- CHP bu söylemlerle ne yapmak istiyor?
Ben bu söylemlerden oy alacaklarına ihtimal vermiyorum çünkü milletimiz neyin ne olduğunu iyi biliyor. Bakın AB büyükelçileri ile toplantıda Tayyip Erdoğan’ı ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanını yargılama konusu bir muhabbete mesele oluyor yani hiçbir Türk bu ülkenin cumhurbaşkanı adayı olmuş birisi sizin ne haddinize.