Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Salgında yoğun ve zor mesai harcayan sağlık çalışanlarımızla bir araya geldik. Özellikle yoğun bakımda çalışan doktorlar ve hemşireler aşının farkını hastalarında gördüklerini dile getiriyor. Hamile hastaların arttığını vurgulayan sağlıkçılar, okullar açılırken herkesin çocukları için aşı olmasını da istedi...

Okullar bugün açılıyor. 

Salgın ve aşı tartışmaları hala devam ederken aylarca çocuklarını, anne babalarını göremeyen fedakâr sağlıkçılarımızla bir araya geldik.

Ankara Şehir Hastanesi yönetimi ve yoğun bakımcılarıyla koronadaki hasta profilini ve yaşadıklarını konuştuk.

Haberin Devamı

Yoğun bakımlar aşısızlar ve ‘keşke aşı olsaydım’ diyen pişmanlarla dolu.

Çocuklarınız için aşı olun

Aşının salgında en büyük ilaç olduğunu dile getiren yoğun bakımcı doktor ve hemşireler bugünlerde hamile hastaların da artmaya başladığını dile getiriyor. Kovid nedeniyle anne ve bebeğini kaybettikleri hastalar olduğunun altını çizen sağlıkçılar, hamilelerin mutlaka aşı olması gerektiğini söylüyor. En önemli çağrı ise “biz gece gündüz yoğun bakımda çalışıyoruz. Çocuklarımızı göremiyoruz. Tek bir isteğimiz var. Çocukları için herkes aşı olsun. Çocuklar endişe edebilmeden okula gidebilsin. Normal hayata dönmek için herkes aşı olsun” oldu.

Milliyet’in bir araya geldiği Ankara Şehir Hastanesi doktorları ve hemşirelerinin mesajları şöyle:

22 YAŞINDA KIZLARINI KAYBETTİLER

OPR. DR. AZİZ AHMET SUREL (Koordinatör Başhekim): Aşı bu salgının en büyük ilacı. Korunmanın da sevdiklerini korumanın da ilacı. Aşıdan korkulmasına anlam veremiyorum. Aşıdan kaçanın illa bir mazereti oluyor. Ama bir aile düşünün, anne 60 yaşında evlatları 22 yaşında. Kızı aşı olmamış. Anne baba bir grip geçirdi. Kızı kaybettik. Bu ne kadar dramatik bir öykü. Kim evladının acısını görmek ister. Aşı olmadığı zaman kimsesi kalmayan insanları tanıyorum ben. Ama şimdi aşı var. Aşı net bir tedavi ve korunma yolu. Aşının etkinliğini tartışmamak lazım. Sağlık çalışanları büyük emek veriyor. Bizim vatandaşlarımızdan tek beklentimiz bu emeklerin karşılığı olarak aşı olmaları. Aşı olmadıkları için onların yoğun bakımlarla tanışmasını istemiyoruz. Bilim tarafından bulunmuş faydası kanıtlanmış her türlü tedaviyi insanlarımız uygulamalı. Dünyada milyarlarca insanın olduğu aşı o insanların hayatını kurtardı. Bir aşı ile gündemimizden kalkacak bu hastalığı daha fazla gündemimizde tutmayalım. Kahveci dükkanını işletsin, lokantacılar mekanlarını işletsin, insanlar tatile gitsin, ailesi ile zaman geçirsin. Çocuklarınız için aşı olun. Çocuklar endişe edebilmeden okula gidebilsin. Bunun bir tek şartı var. Aşımızı olalım, tek istediğimiz şey budur. Yoğun bakımda yatan doktor ve hemşire yok. Niye, istisnasız aşımızı olduk. Ve sevdiklerimize aşı yaptırdık.

Haberin Devamı

HEM HAMİLEYİ HEM BEBEĞİNİ KAYBETTİK

MEHMET EREN YÜKSEL (Yoğun bakım doktoru): Hastalarımız emin ellerde. Yoğun bakımda en iyi şekilde bakıyoruz. Ancak son günlerde gebe olup da Kovid’e yakalanan çok hastamız var. Özellikle hamile olan hastalarımızda aşı olma yüzdesinin çok düşük olduğunu görüyoruz. Sezaryenle bebekleri almak gerekiyor. Birçoğu erken doğum olduğu için yaşamıyor. Annelerden de kaybediyoruz. Gebelik başlı başına zor bir süreç. Bir de üzerine Kovid eklenince, iki can aynı bedende. Hem anne hem bebeği kaybettiğimiz çok durumlar oldu. Vaka sayısında artış oldu. Bu süreçte genç anne ve bebeklerinin ölümlerinin önüne geçmek için gebeler mutlaka aşı olmalı. Aşı olunmaması anne ve bebek ölümleriyle bize dönüyor. Aşıya karşıtlık var. Ama aşısını tamamlayanlardan bizim yoğun bakımımızda yatan hasta yok. Annem kanserdi aşı olmadan önce aylarca eve gidemedim. Ona bulaştırırım diye korkuyordum. Aşı olduktan sonra rahat rahat görüştüm. Aşı olmayanların çok olması bizim iş yükümüzü artırıyor. Herkes aşı olsa bu sorun kökünden çözülecek. Aşı gerçekten işe yarıyor.

Haberin Devamı

Çocuklarınız için aşı olun

30-40 YAŞINDA HASTALAR ÇOĞALDI

Ahmet Bilal Kandemir (Yoğun bakım doktoru): Yaklaşık 20 aydır Kovid ile mücadele ediyoruz. Aşı çıktıktan sonra motive olduk. Aşı gelecek, insanlar aşılanacak ve vakalar azalacak, bu işi atlatacağız dedik. Aşı geldi ama bir direnç başladı aşıya karşı. Ama onların gösterdiği direncin karşılığını biz yoğun bakımda hasta olarak görüyoruz. 30-40 yaşlarında hastalar geliyor. Aşı olmamış. Neden olmadığını sorunca ‘yönlendirildim’ diyor. Çoğu pişman. Çevresinde aşı olanlar hafif atlatmış ya da olmamış. Yoğun bakımda nefes almakta zorlanıyorlar. Çözümü varken bu sorunlarla uğraşmak bizim için farklı oluyor. Elimizden geleni yapıyoruz. Aşı olsalar bunları yaşamayacaklar. Ben 18 yıl şehir dışındaydım. Tam Ankara’ya geldim Kovid başladı. Kovid başladıktan sonra ben anne ve babamı evlerinde 3 kere gördüm. O da bir şey bırakmak için. Ben anne ve babamla aynı şehirde olduğumu hissedemedim. Çocuğumu annemlere götüremiyorum. Çocuğumuza da bunu anlatamıyorsunuz. O dedesine gitmek istiyor. İnsanların aşı olmayarak buna neden olduğunu düşününce de bunu insani olarak bulmak ve kabul etmek pek mümkün olmuyor. Benim bu yaşadıklarımın nedeni pandeminin devam etmesi. Benim gibi buna benzer şeyler yaşayan binlerce sağlık çalışanı var. Uyardığımız olunca da bizi komplo teorilerinin parçası olmakla suçluyorlar. Biz hiç bir komplo teorisinin parçası değiliz. İşimizi yapmaya çalışıyoruz, insanlar yaşasın diye uğraşıyoruz. Benim tüm ailem aşısını oldu. En sevdiğim insanlara yaptırdım, 12 yaş altına tanımlansa ertesi gün çocuğuma da yaptırırım. Virüs aşı olmamışlar arasında yayılıyor. Bunların arasında bu virüs döndükçe yeni mutasyonlar ve varyantlar ortaya çıkıyor. Bu kadar korunduk, dikkat ettik. Çocuğumuzu koruyoruz, aşımızı oluyoruz. Ama çocuğumuz okula gidiyor. Belki birçok aşı olmayan velinin çocuğu ile aynı okula gidecek. Virüsün yayılması için herkes aşısını olmalı.

ELİMİ TUTUP 1 SANİYE EŞİNİ GÖRMEK İSTİYOR

Ahmet İnan (Yoğun bakım sorumlu hemşiresi): Benim yoğun bakımımda yatanların hepsi aşısız. Aşılarını tamamlayanların yoğun bakıma yatışları çok çok az. Aşı olunursa bu süreçleri atlatacağız. Yoğun bakımda olanları bir görseler aşı olmama düşüncesinden vazgeçerler. Hastalar bizim elimizi tutuyor ve ‘bir saniye eşimi, çocuğumu göreyim’ diyor. Yarım saat sonra vefat ediyor. Orada o soluk alıp vermenin değerini o kadar anlıyor ki. Tek doz aşısını olmuş biri var şimdi yoğun bakımda ‘keşke ikinci dozu olsaydım’ diyor. Ailesini göremiyor. Aşı bizim için büyük fırsat. 24-30 yaşında hamileler yoğun bakıma geliyor. Kurtaramadıklarımız oldu. Bir an önce herkes aşı olmalı.