Suriye’de İdlib ve çevresi hareketli günler yaşıyor. Uçakların bombalamaya başladığı bölgede büyüyecek gerginlik Türkiye’yi de etkileyecek.
Türkiye olası göç dalgasına yönelik tüm hazırlıkları yapıyor. Bölgedeki barış için Tahran’daki Türkiye-Rusya-İran zirvesi çok önemli.
Birkaç gün önce İdlib’de incelemelerde bulunan Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ile konuştum. Kınık bölgedeki son durumu “İdlib’de yaklaşık 3.5 milyon insan yaşıyor. Savaştan önce İdlib’in nüfusu 750 bin kişi civarındaydı. Yerleşik nüfusun dışındaki tüm insanlar daha önce birkaç kez göç etmek zorunda kalarak buraya gelmişler. Özellikle Halep, Lazkiye, Hama sınırına yakın bölgelerde yaşayan 1.5 milyon insan her an hareketlenecekmiş gibi yaşıyor. Bu insanlar daha önce de göç yaşadıkları için çok çabuk harekete geçebiliyorlar” diyerek özetledi. Yani 1.5 milyon insan her an göç edebilir mesajı verdi.
Halk çok tedirgin
Halkın durumuyla ilgili olarak da Kınık Milliyet’e “İdlib’deki ziyaretimizde gördük ki halk gerçekten çok tedirgin. Yeniden gökyüzüne bakmaya başlamışlar. Yine uçakları takip etmeye başlamışlar. Zira uçaklar uzun bir aradan sonra yine ölüm anlamına gelmeye başlamış” dedi. Kınık, şuandaki amaçlarını ise “Kızılay olarak amacımız öncelikle muhtemel bir göçün önüne geçecek bir barışın sağlanmasına destek vermek şeklinde. Bunun için tüm tarafları bu savaşın kazananı olmayacak düşüncesinde birleşmeye çağırıyoruz” vurgusu ile anlattı.
Suriye’de kapasite 3 katına çıkacak
En kötü senaryonun gerçekleşmesi ve oradaki nüfusun hareketlenip göç olması halinde amaçlarının göçü sınırların dışında tutmak olduğunu dile getiren Kınık, “Biz Kızılay olarak hali hazırda Suriye içinde 40’a yakın çadır kampına destek veriyoruz. 11 çadır kentin ihtiyacının tamamını da biz karşılıyoruz. Bu yaklaşık 30 bin kişi anlamına geliyor. Binlerce yetime hamilik yapıyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim ki hiç arzu etmeyiz ama böylesine büyük sayıda bir nüfus hareketlenirse bu hareketi karşılayabilecek kapasite hiçbir kurumda ve hiçbir devlette tek başına yok. Bunun için acilen insani yardım örgütlerinin ve Birleşmiş Milletler’in ilgili birimlerinin kaynaklarının artırılması gerekiyor. Biz Kızılay olarak Suriye içindeki kapasitemizi öncelikle iki katına çıkarmak için tüm hazırlıklarımızı yaptık. Kötü senaryonun devam etmesi halinde üç katına da çıkarabiliriz” dedi.
Hastane, mobil sağlık ve mutfak hizmeti
Kınık yaralılara yönelik de hazırlıklarını şöyle anlattı:
“Muhtemel bir çatışmada çok sayıda yaralının da olacağı muhakkak. Bunun için Fırat Kalkanı bölgesinde kurulan hastanelerin kapasitelerine destek vereceğiz. Bunun için Sağlık Bakanlığımız ile görüşüyoruz. Mobil sağlık hizmetlerine çok ihtiyaç olacak. Bunları da temin etme yolunda hazırlıklarımız var. Mobil mutfak tırlarımızı hazır halde tutuyoruz. Bu insanların beslenmeye, barınmaya ve sağlık hizmetine acil ihtiyacı olacak.
Suriye’de yaşayabilecek yeni ve büyük bir trajediye hazırlıklı olabilmemiz adına milletimden bir kez daha destek isteyeceğiz. Suriye yazıp 2868’e bir kısa mesaj göndermeleri halinde bir ailenin bir günlük ihtiyacını karşılayabilecekler. hareketlenmesi muhtemel insanların Türkiye’nin desteğinden başka bir çareleri yok maalesef.”