ÜNİVERSİTE giriş sisteminde yapılan değişikliğin sancıları sürüyor. Öğrenci ve veliler, olayın farkına vardıkça da tepkilerin dozu giderek artıyor.
"Geri adım atılması kesinlikle söz konusu değil" denilirken, lisede alan değiştirme serbest bırakıldı. Yakında yine bir defaya mahsus olmak üzere, mahkeme kararıyla da olsa, alan puanı yelpazesi genişletilirse hiç şaşırmamak gerekir.
Aklın yolu bir. Ama YÖK bunu görmüyor. Siz, düne kadar örneğin Hukuk ve Kamu Yönetimi'ne Sosyal (S) puanıyla öğrenci alacaksınız. Öğrenci ona göre alan seçecek. Sonra da kalkıp, "Hukuk ve Kamu Yönetimi'ne bundan böyle Türkçe - Matematik (TM) puanıyla öğrenci alacağım. Daha önceki uygulamalarımızı dikkate alıp Sosyal'i seçenlerin mağduriyeti de bizi hiç ilgilendirmez" diyeceksiniz. Olmaz böyle şey!
Eğer Türkiye demokratik bir hukuk devletiyse, ben yaptım oldu mantığı geri teper. Tepecektir de...
Daha önce de defalarca yazdık. Yeni sınav sistemi pek çok açıdan mükemmel özellikler taşıyor. Ufak tefek rötuşlarla uzun ömürlü hale getirilebilinir. Ama rötuş yapılacağına, ısrarla yıpratılması için çaba sarfediliyor.
Sisteme en fazla karşı çıkan dershanelerdi. YÖK meydanı boş bırakıp, adayları ve velileri yeterince bilgilendirmeyince, onlar, sınav sistemine anında uyum sağlayıp, dershanelere eskisinden çok daha fazla gereksinim duyulduğu mesajını yaydılar. Başarılı da oldular. Kafası karışan öğrenci, YÖK'ten, üniversitelerden, okulundan bilgi alamayınca, dershanelerin tek yanlı, bir bölümü de çarpıtılmış yönlendirmesiyle baş başa kaldı.
Dershaneler için düne kadar ÖSS önemli bir sınav değildi. Öyle uzun uzadıya hazırlığa gerek yoktu. Oysa şimdi, ÖSS'ye dört elle sarıldılar...
Her zaman olduğu gibi olan yine öğrenci ve velilere olacak. Anne - babalar, yüz milyonlarca liralık dershane ücretlerini karşılamak için çırpınacak, öğrenciler de kazananı bile mutlu olmayan çarpık bir yarışın kurbanları olmaya devam edecek.
Yeni sınav sistemi kağıt üzerinde mükemmel gözükebilir. Aya uygulamada zaafları var. Örneğin dil bölümünü seçmek isteyen öğrencilerin, alan puanından yararlanabilmek için liselerin dil bölümlerinde okumaları gerekiyor. Oysa her lisede olmadığı gibi bazen bir il ya da ilçe de bile dil bölümü yok. Yani öğrencinin inisiyatifi dışında gelişen olayların mağduru yine öğrenci oluyor...
Meslek liseleri bir yana 4 yıllık teknik liseler, pek çok fakülte için hem akademik, hem de mesleki açıdan klasik liselerden çok daha nitelikli öğrenci yetiştiriyor. Ama heyhat. Dikkate alan kim!..
Özetin özeti: Sınav sisteminin hata ve eksiklerini, politikacılar ve mahkemeler değil yine YÖK düzeltmelidir!..
Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr