Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MİLLİYET Eğitim Servisi olarak, bu yıl tüm ödülleri topladık desek, herhalde abartılı olmaz. Önce Türk Eğitim Derneği (TED) Zonguldak Lisesi'nden, ardından İstanbul ve Marmara Üniversitesi İletişim fakültelerinden, dün de Kacaeli Üniversitesi'nden başarı ödülleri aldık. Bu arada çok sayıda sivil toplum örgütü de benzeri şilt ve plaketlerle bizleri ödüllendirdi. Hepsine bir kez daha "eğitim" adına şükranlarımızı sunuyoruz.
Aslında ödüller bize değil, eğitime. Bu yüzden mütavazılığı bir kenara bırakarak eğitim adına gururlanıyoruz. Çünkü düne kadar adı, esamesi okunmayan eğitim artık her platformda ödüllendiriliyor. Bu durum eğitime gönül veren bizler kadar, aydınlık Türkiye özlemi duyan herkesi sevindiriyor...
Kendi alanınındaki başarılı hizmetleri nedeniyle bizimle ödül alanlar arasında Fikret Bila, Uğur Dündar, Levent Kırca ve Sezen Aksu da vardı. Türkiye'nin kendi alanlarında tartışmasız bu en değerli isimlerini biz de canı gönülden kutluyoruz.
Sezen Aksu'nun dediği gibi, bu ödüller bize büyük sorumluluk yükledi. Bu ödülleri almamızı sağlayan başarı çizgimizin devamı ve yeni ödüllerin adayı olmak en büyük dileğimiz...
Ödül töreni bir hayli hareketliydi. Rektör Atıf Ural, Kocaeli Üniversitesi'ni 6 yılda yoktan var etti. 20 bin öğrencisi ve üstün eğitim performansıyla dikkatleri üzerine topladı. Ama hızlı büyüme sancıları da beraberinde getirdi. Üniversite içindeki muhalif gurupların, bu ayın sonunda yapılacak seçimler öncesinde etkinliğini artırması, hocayı adeta sinir küpü haline getirmiş. Atatürkçülüğünden en ufak bir şüphemiz yoktu, ama o konuşmasının neredeyse tümünü bu konuya ayırmıştı. Bir yandan dostluk, sevgi, hoşgörüden söz ederken öte yandan, muhalefete ağır eleştiriler yöneltti.
Önce yerel basına yüklendi: "Sermayesi iftira ve kirli para olanlar yok olup gidecektir..."
Sonra üniversite içindeki muhaliflerine: "Bize ömür biçenler yakında hüsrana uğrayacaklardır..."
Hoca, konuşmasının bir yerinde de "Düşünen, düşündüklerini söylemekten çekinmeyen özgür insanlar yetiştiren bir üniversite olmak istiyoruz" dedi ve hemen ardından bir kız öğrenci ayağa fırladı ve türban üzerine nutuk attı. Ama, sözü sık sık alkışlarla kesildiği için ne söylediği bir türlü anlaşılamadı. Aslında türbanı eleştirecekti, ama türbancı damgası yedi ve hem konuşturulmadı, hem de polisçe gözaltına alındı. Ama bu arada Valinin de tepesini attırdı.
Vali Memduh Oğuz, Atatürkçülük, laiklik, din ve türban üzerine uzun uzun konuştu. Bugüne kadar devlet adamlarında pek göremediğimiz bir kararlılık içerisindeydi. Din ve türban üzerine epey kafa yormuş.
Türbanın bilimin önünde engelleyici bir perde olmadığını, Allah'ında böyle bir buyruğu bulunmadığının altını çizdikten sonra "Türban konusunda asıl konuşması gereken kurum konuşmuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı artık ilmi ve dini görüşlerini açıklamalı ve bu tartışmalar bitmeli" dedi.
Uzun süre tartışalacak sözü ise: "Türkiye'de yaşayıp da Atatürkçü olmamak bir hastalıktır..."
Kocaeli, kişi başına düşen gelir bakımından Türkiye'nin en zengin kenti. Türkiye'nin en büyük 400 sanayi kuruluşuna sahip. İki bine yakın dernek ve sivil toplum örgütü var. Artıları da çok, sorunları da...
Umarız hem üniversite, hem de kent, Başkan Sefa Sirmen'in arzuladığı gibi bir an önce sorunların üstesinden gelir.





Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr