TÜSİAD, oldum olası eğitime sıcak bakıyor. Çünkü eğitimin ülkemizin geleceği açısından çok önemli olduğuna inanıyor. Dönem dönem yayımladığı eğitim raporları hem çok önemli noktalara işaret ediyor hem de çok ses getiriyor. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ile hazırladıkları son raporları pandeminin eğitim üzerindeki etkilerine yönelik. Çarpıcı, yol gösterici, en önemlisi de cesur. Herkesin sustuğu dönemde sorunları dile getirmekten çekinmiyorlar.
‘Covid-19 Etkisinde Türkiye’de Eğitim’
Covid-19 salgınının dünyada ve Türkiye’de eğitim üzerindeki çok boyutlu yansımalarına yönelik durum tespiti yapmak amacıyla hazırlanan “Covid-19 Etkisinde Türkiye’de Eğitim Raporu”nda, salgın döneminde eğitimde yaşanan kayıpların küresel rekabet gücüne olası etkileri ele alınıyor.
İşte rapordan ve rapora yönelik uzman değerlendirmelerinden bazı satır başları:
Türkiye, OECD ülkeleri arasında yüz yüze eğitimin yapılamadığı, okulların en uzun süre kapalı kaldığı ikinci ülke konumunda oldu.
Araştırmalar yüz yüze eğitime uzunca bir süre ara verilmesinin okul terki ve öğrenme kayıplarında artışa neden olduğunu gösteriyor.
Öğrencilerin zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimi, psikolojileri, öğrenme kayıpları, beslenme ve sağlık açısından takibi, ihmal ve istismarın tespiti ve müdahalesi ile gelecekteki işgücü potansiyeli gibi pek çok etkisi dikkate alındığında; eğitim, bir kriz anında dahi bir ülkenin feragat edemeyeceği en önemli konuların başında gelmeli.
Eğitim hepimizin bildiği gibi geri dönüşünü uzun zaman sonra aldığımız ama bir ülkenin geleceğini belirleyen en önemli yatırım. O nedenle hata yapma lüksümüz bulunmuyor.
Salgının çocuklarımıza etkilerini ancak yıllar sonra görebileceğiz. Eğitimin tüm paydaşları olarak gerekli adımları atmamız, eğitimdeki kayıpların telafisi için büyük önem taşıyor.
Bilim insanlarının salgınların devam edeceği öngörüsü doğrultusunda, önümüzdeki belirsiz ve zorlu süreçler ancak eğitimin tüm paydaşlarının dayanıklılığının güçlenmesiyle aşılabilir.
Öğretmenler, öğrencilerine ulaşabilmek için daha önce kullanmadıkları teknolojik araçları keşfettiler. Aynı zamanda mesleklerinde yıllardır kullandıkları becerilerin ve bilgilerinin bir kısmının işe yaramayacağını, yeni bilgi ve beceriler öğrenmeleri, koşulların getirdiği duruma uyumlanmaları gerektiğini fark ettiler.
Anne babalar okulların açılmasını hem istiyor hem de endişeleniyorlar. Buna endişeli ve çaresiz bir isteme hali diyebiliriz. Çünkü pandeminin çocukları üzerindeki etkilerini gördüler ve hem kendi ruh sağlıkları hem de çocuklarının gelişimsel sağlığı için okula gitmesini istiyorlar çünkü okul dışında riskleri azaltacak bir destek mekanizmaları yok.
Öğretmenlere müjde
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Buradan öğretmenlerimize ve tüm eğitim camiamıza çok önemli bir müjde vermek istiyorum. Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya devam ediyoruz. Çocuklarımızın daha kaliteli eğitim almasını sağlamak için 15 bin yeni öğretmen ataması daha yapacağız. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Merakla beklenen soru ise şu: Peki, ne zaman?
Atamalar umarız bir an önce gerçekleşir ve 15 bin öğretmenimiz daha özlemle kucaklamak istedikleri öğrencilerine kavuşurlar.
Üniversite kayıtları?
Üniversite kayıtları bugün sona eriyor.
Üniversiteler boş kontenjanlarını 13 Eylül’e kadar YÖK’e bildirecek ve muhtemelen 15 Eylül gibi de 1. Ek Yerleştirme başvuruları başlayacak.
Muhtemelen bir haftalık tercih süresinden sonra kazananlar açıklanır ve bir haftalık kayıt süresi başlar. Hemen ardından da eylül sonu gibi de 2. Ek Yerleştirme başvuru ve kayıtları gerçekleşir.
Bu arada ek yerleştirmeden sadece hiçbir yeri kazanamayan adayların yararlanacağını da özellikle hatırlatmak isteriz.
YÖK ve ÖSYM sayısal verileri ısrarla açıklamıyor. Vahim noktalarda ise barajları esnetmekten başka çareleri yok. Bakalım bu cesareti gösterebilecekler mi?
Özetin özeti: Yapacak çok iş var ve bakalım ne kadarı hayata geçecek?..