Abbas GÜÇLÜ
Üniversitelerdeki türban krizi konusunda son sözü kim söyleyecek? Hükümet mi, YÖK mü, yoksa MGK mı?..
Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulan
Batı Çalışma Grubu, uygulama farklılıklarının askerde yarattığı rahatsızlık nedeniyle tüm yetkilerin YÖK'te toplanmasını istiyor. Hükümümet ise iplerin kendi elinde olmasından yana. Ancak bu konuda ANAP ve DSP arasında sıkıntı var. ANAP içerisinde,
Erbakan'ın söylemlerini anımsatır şekilde yükselen sesler hem ortağını, hem de askerleri rahatsız ediyor.
"Rektörler türbana selam duracak" sözleri RP'nin başına fazlasıyla sorun yarattı. Şimdi ANAP'ı da zora sokarsa hiç şaşırmamak gerekir.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ise, son sözünü, bu ayki toplantıda dile getirecek. Ağırlıklı konu irtica ile mücadele olacak ve türbanla birlikte tarikatlar da masaya yatırılacak.
Gerek yargı çevrelerinden, gerekse askeri çevrelerden gelen mesaj hukuk kurallarına uyulması. Yani Anayasa ve kılık kıyafet yasalarının işlerliğinin sağlanması. Bu konuda da en büyük görev YÖK'e düşüyor.
Bu ay türban konusunda kesin kararların alınacağı tarihi bir hafta olacağa benziyor. Rektörler önce kendi aralarında toplanacak, ardından YÖK'le ortak istişarelerde bulunacak ve bu arada da MGK'dan irtica konusunda birifing alacaklar. Bütün bunların ardından da 28 Mart'ta Cumhurbaşkanı Demirel'in konuğu olacaklar. MGK'ya davetleri de gündemde. Anlayacağınız rektörler mart ayının önemli bir kısmını Ankara'da geçirecekler.
Peki bu arada Başbakan
Yılmaz'la görüşmeyecekler mi? Şimdilik iki tarafında buna niyeti yok. Rektörler ve YÖK Başbakanı
"isterse elbette gideriz" diyorlar ama,
"basiretsizler" sözüne oldukça kırılmışlar. Bunu da saklamıyorlar.
Yılmaz'ın ise istediği yönde sonuç alamayacağı bir toplantıya sıcak bakmadığı dile getiriliyor.
Başbakan
Yılmaz'a yakınlığı ile tanınan YÖK Başkanı
Gürüz, Cumhurbaşakanı/Hükümet/yasalar/MGK ve üniversiteler arasında adeta tost olmuş durumda. Hiç kimseyi kırmak istemiyor. Ama tavrı da net. REFAHYOL döneminde sergilediği kararlı tutumundan zerre kadar ödün vermiyor:
"Türban konusunda Anayasa Mahkemesi'nin 1989'da aldığı karar varken hiç kimse bizden taviz beklemesin. Taviz vermemiz söz konusu değildir. Bu karar hukuki varlığını sürdürdüğü sürece biz uyarız. Yasaları çiğnemeyi hiç kimse bizden beklemesin. Anamızı, bacımızı da incitmek istemeyiz. Ama onların örtükleriyle, eylemcilerin birbirinden çok farklı.."
Evet sıkıntılı günler kapıda. Umarız bir hukuk devleti olarak "Anayasa'yı bir defa da biz delsek ne olur" mantığından ve istismarcılıktan kurutuluruz.
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr