ODTÜ Rektörü Süha Sevük'ün önceki gün üniversitenin açılış töreninde söylediği sözler çok önemli:
"Çeteden, yolsuzluktan, adaletsizlikten geçilmiyor. Bir metrelik bez parçası sembol oldu. Şaibeli liderler var."
İçinizde herhalde bu sözlerin altına imza atmayacak zor bulunur. Nitekim, rektörün telefonları hiç susmuyor. Hemen herkes "ağzına sağlık" diyor. Alın bizden de o kadar...
Rektörün ne kadar haklı olduğunu, aynı gün ANAP ve FP yöneticileri arasında yapılan gizli pazarlık öylesine net bir şekilde ortaya koyuyor ki, fazla lafa hiç gerek yok.
İşte gazete başlıkları:
"Ver türbanı, al enerji."
"Faziletin türban pazarlığı."
"ANAP'a Fazilet'ten türbanı çözün, istediğiniz yasaya destek veririz..."
Anlayacağınız, Başbakan Yılmaz, ortaklarından ve CHP'den bazı konularda umudunu kestiği için, türban konusunda taviz vererek, Fazilet Partisi'nin desteğini arkasına almak istiyor. Tıpkı daha önce Demirel'in, Özal'ın, Çiller'in, Ecevit'in yaptığı gibi. Onlar da, bu konuda "önemsiz" tavizler vererek Refah Partisi'ni iktidar yapmadılar mı? Hala akıllanmamış olacaklar ki, şimdi tek başına iktidara getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Ama Başbakan Yılmaz'ın yanıldığı bir nokta var: Ne kamuoyu eski kamuoyu, ne YÖK eski YÖK, ne de rektörler eski rektörler!
Yılmaz'ın Fazilet Partisi ile kapalı kapılar ardında yapacağı pazarlık ve işbirliği, Başbakan da olsa türban konusunda kimseye bir adım geri attırmaya yetmez.
Eğer Türkiye laik, demokratik bir hukuk devleti ise başta Anayasa olmak üzere yasalar herşeyin üzerindedir. Koltuk uğruna bu yasalarla oynamaya kalkmak ya da görmemezlikten gelmek "irtica"yı Türkiye'nin bir numaralı sorunu olmaktan daha da öteye götürür. Eğer istedikleri buysa, ona da güçleri yetmez...
ODTÜ rektörü Sevük'ün sözleri, aslında Türk toplumunun bir haykırışıdır. Yarın bir başka üniversitede, bir başka rektörün ağzından benzeri sözleri duyarsak hiç şaşırmayalım. Sadece rektörler mi haykıracak? Kesinlikle hayır! Toplumun diğer kesimlerinden de pis tezgahlara, pis siyasete dur diyenlerin sayısı her geçen gün artacaktır.
Türkiye Bilimler Akademisi TÜBA da benzeri bir açıklama yaparak, "Laik sisteme, özgür ve çağdaş eğitime karşı bazı çevrelerce savaş yürütüldüğü"ne dikkat çekti.
Başbakan Yardımcısı Ecevit'in dünkü açıklamaları da ilginç! Yanıbaşındaki Yılmaz'ı değil, DYP Başkanı Çiller'i eleştiriyor. Başbakanı yumuşama görüşmeleri yaparken, o "Hükümetin geri adım atması sözkonusu değil" diyor.
Bu konuda kime inanacağız?..
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr