Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün gazetemizdeydi. Uzun uzadıya kendisini dinledik.
Erdoğan'a göre İstanbul'un en önemli sorunu, hızlı nüfus artışı. Eğer bunun önüne geçilmezse, İstanbul'un geleceği vahim. Ama aynı Erdoğan, meydanlara çıkıp üstüne basa basa "daha çok çoçuk yapın" mesajı veriyor.
Doğum kontrolüne karşı çıkıp, daha çok çocuk isteyen biri, sanırsınız ki çocukları çok seviyor, onun için bu konuda bu kadar ısrarcı. Ama Recep Tayyip Erdoğan'ı uzun uzadıya dinleyip, 4 yıllık belediye başkanlığı dönemini masaya yatırınca, maalesef, din gibi çocuk konusunun da istismar edildiğini üzülerek görüyorsunuz...
İstanbul'da 3 bini aşkın okul, 50 bini aşkın öğretmen, 2 milyonu aşkın öğrenci ve 3 milyonu aşkın veli var. Yani nüfusun dörte biri öğrenci, dörte üçü de eğitimle içli dışlı. Ama eğitimin böylesine önemli olduğu bir kentin belediye başkanının iki saate yakın süren brifinginde eğitime ve çocuklara ayrılmış tek satır yoktu.
Zaten olsa şaşardık. Çünkü geriye dönüp baktığımızda hemen her konuda aktif bir politika izleyen Erdoğan'ın eğitime dönük bir çalışmasını göremedik. Belki de biz yanılıyoruz diye brifingden önce İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'i aradım, "Belediye'nin eğitime yaklaşımı nedir, size ne gibi katkıları oldu?" diye sordum. Bin ah işittim...
Erdoğan, birifingde yüzlerce proje anlattı. Her biri yüz milyonlarca dolar tutarında. Günde 5 trilyon lira harcıyorlarmış. Yol, baraj, arıtma tesisleri... Hepsi de önemli yatırımlar. Ama ya insana yatırım? İşte o yok...
Benim sorum şu çerçevede oldu:
"istanbul bir eğitim kenti ve siz bu kentin başkanısınız. Camilere ve kutsal mekanlara fazlasıyla katkıda bulunduğunuzu biliyoruz. Aynı ilgiyi eğitim kurumları için de gösteriyor musunuz?"
Eğitim merkezi hükümetin yani Ankara'nın görevi deyip çıktı işin içinden.
Sanki yaptığı bütün işler kendi görev ve yetki alanı içinde de bir tek eğitim bu kapsama girmiyor. Sanki okul yapsa, okul yeri tahsis etse, onarımlarını üstlense, yakıt gönderse, camilerde olduğu gibi elektrik su parası almasa, kendisine karşı çıkan olacak!
Erdoğan dünkü konuşmasında da, daha önceki konuşmalarında da hep en önemli amaçlarının "insana hizmet" olduğunu vurguluyor. Ama insana hizmet anlayışı galiba biraz farklı. Eğer öyle olmasa, insana yapılacak en iyi hizmetin eğitim olduğu gerçeğini görüp, bu konuda çok daha farklı davranabilirdi.
Aslında bu durum sadece Erdoğan'ın değil, FP'nin temel politikası. Siz hiç Erbakan ve arkadaşlarının onca yıllık siyasi hayatlarında imam hatipler dışındaki diğer okullar ve onların öğrencileriyle ilgilendiklerini gördünüz mü?..
Dün izlediğimiz Erdoğan'la, RP, FP toplantılarında izlediğimiz Erdoğan birbirinden öylesine farklıydı ki, takiye dedikleri galiba bu...



Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr