Mutlu bay- ramlar.
Didiş- menin her türlüsü, bayram sonrasında, zaten sizi bekliyor.
Bu yüzden, en azından önümüzdeki üç beş gün boyunca her şeyi geride bırakıp, bayramın tadını çıkarın.
Mutluluğu da o kadar uzaklarda aramayın.
Kore gezisi sonrasında, Uzakdoğu’dan aklımda kalan üç beş anekdottan biri de bu:
Sizi ne mutlu ediyorsa onu yapın!..
Peki, oralarda da bayramlar var mı?
Olmaz olur mu?
Kore, çok kültürlü bir topluma sahip olduğu için herkesin bayramı kendine.
İki dini bayramları var.
Biri Hz. İsa’nın, diğeri de Buda’nın doğum günü.
Hıristiyanlar, Budistler, ateistler herkes kendine göre kutlama yapıyor ve ayrıca bir de bahar bayramları var.
Enteresan olan, dini bayramlardaki tatillerin bir günle sınırlı olması...
Dünyanın pek çok yerinde tarih boyunca olan Hasat Bayram’ı bizde niye yok merak ettim!..
Ortak değerlerimiz!
Öylesine ayrıştık ki birlik ve beraberliğimizin sembolü olan bayramlar bile artık ayrı ayrı kutlanır hale geldi. Siz resmi bayramları kutlamazsanız, biz de dini bayramları kutlamayız diyenler var.
Sanki o ya da bu bayramlar birilerinin tekelindeymiş gibi!..
Sokaklarda da eski heyecan yok.
Elinde şeker torbasıyla dolaşan çocuklar, onlar için mendil içinde armağanlar ve harçlık hazırlayan yetişkinlerle umarız bu bayramda karşılaşırız...
Eski olan genelde pek aranmaz ama eski bayramlara giderek daha bir özlem duyulur hale geldi.
Niye?
Çünkü eskiden bayram demek, heyecan, coşku, keyif, bir araya gelme, kırgınlıkları unutup yeni ufuklara yelken açmak demekti.
Şimdi ise tatilin ötesine geçemiyor.
O da yapabilenler için...
Nasıl ki eski domateslerin, eski İstanbul’un tadı yoksa, bayramların da tadı yok.
Büyüdük de o yüzden mi böyle oldu?
Ya da çocukluğumuza mı özlem duyuyoruz?
Bütün bu arayışların altındaki neden, yoksa bayramlara değil de gençliğe duyulan özlem mi?
Evet demek çok zor.
Peki, o zaman ne?..
Vaktiniz olur da bir ara bunu düşünür ve cevabını bulursanız, emin olun kendinize önemli bir iyilik yapmış olursunuz...
Ortak değerler!
Şu günlerde en kötüsü ne biliyor musunuz?
Giderek artan bir şekilde, ortak değerlerimizi kaybediyoruz.
Kırgınlıklar sona erer, bozulan ekonomi düzelir, hükümetler değişir, eğitim sistemi revize edilir, işsizlik sona erer, terör biter ama parçalanan değerleri yeniden toparlamak hiç de kolay olmaz.
İşte bu yüzden, bir an önce bayramları eski coşkusuna kavuşturmamız gerekiyor.
Yoksa bugünleri de mumla arar noktasına geliriz...
Özetin özeti: Bizi biz yapan değerleri kaybettiğimizde, artık biz, biz olmayız. Oysa şu günlerde en çok buna ihtiyacımız var...