Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TÜRKİYE'nin çarpık siyasi yapısından yararlanarak, bir anda kendini bakanlık koltuğunda bulanların, daha kaç gün oturcakları belli olmayan makamlarını, yıpratmaya hakları yoktur.
Yapmaktan çok, yıkmaya meraklı Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam, Anadolu liselerinde yabancı dille eğitime son vermek için elinden geleni yapıyor. Aynı şovu, 10 yıl önce dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel de yapmış ve yabancı dili zorunlu olmaktan çıkartmıştı. "Yanlışı", yine kendi partisinden Avni Akyol düzeltti.
Mehmet Sağlam'ın alacağı kararın da, kendinden sonraki bakan tarafından ya da mahkeme kararıyla kaldırılma olasılığı yüzde 500. Durum böyleyken, kafaları karıştırmanın ne alemi var?
Milli Eğitim Bakanlığı, önce Anadolu liselerinde, ardından da özel okullarda yabancı dille eğitimin kaldırılmasına gerekçe olarak şu 4 noktayı öne çıkartıyor:
1. Yabancı dille eğitim sadece müstemleke ülkelerde, yani işgal altındaki ülkelerde var.
2. Yabancı dille eğitim, hem çocuklarımızı milli kültürümüzden uzaklaştırıyor, hem de anadilimizin öğrenilmesini güçleştiriyor.
3. Öğrencilerin üniversiteye girişteki başarısını düşürüyor.
4. Yeterli öğretmen yok.
Bakanlığın, yukarıda saydığı 4 gerekçenin de, hiçbir inandırıcılığı yok. Böyle bir konuda insanları "aptal" yerine koymak, bazen ters tepebilir. Tıpkı şimdi olduğu gibi...
Birincisi, Türkiye'de öyle iddia edildiği gibi yabancı dille eğitim yapılmıyor. Sadece fen ve matematik dersleri, yabancı dille okutuluyor. Amaç da, öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesidir. Bu durum yabancı dile ağırlık veren bütün ülkelerde söz konusu. Hatta onlarda sadece Matematik ve Fen dersleri değil, ilgi alanlarına göre diğer dersler de yabancı dille yapılabiliyor. Öğrenilen dilin atıl durumdan, aktif duruma geçmesi ve litaratürün daha iyi takip edilmesi için bu "olmazsa, olmaz" kurallardan biridir.
İkinci konu ise ipe sapa gelmez bir yalandır. Mevcut hükümetin Başbakanı, Başbakan Yardımcısı, birçok bakanı, muhalefet liderleri, yabancı dille eğitim yapan okullardan mezun olmuşlardır. Şimdi Mehmet Sağlam çıkıp da, Erbakan'ın, Çiller'in, Yılmaz'ın, Ecevit'in milli duygularının ve Türkçesinin, kendininkinden daha kötü olduğunu söyleyebilir mi?
Madem, yabancı dille eğitim, anadili ve milli kültürümüzü öldürüyor, Bakan Sağlam, kendi çocuklarını da neden yabancı dille eğitim yapan okullara verdiğini söyleyebilir mi?
Üçüncü nokta ise, yine hiçbir bilimsel veriye dayanmayan safsatadan başka bir şey değil. Bugün üniversite giriş sınavlarında, fen liselerinden sonra, en başarılı grup Anadolu liseleridir. Anadolu liseleri, her yıl, ilk 100'e, en az 25, 30 öğrenci sokarken, Türkçe öğretim yapan klasik liselerden girenlerin sayısı 1 ya da 2'nin üzerine çıkmaz.
Bu konu, eğer o kadar sorun oluyorsa, sınav kitapçığına 8, 10 sayfa daha eklenerek, Türkçe soruların yabancı dil karşılıkları da konur, olur biter. İsteyen onu çözer, isteyen öbürünü...
Öğretmen sıkıntısı konusunda ise en büyük kabahat başta Mehmet Sağlam olmak üzere, tüm siyasilerin. Sağlam, YÖK başkanıyken, bu okullara öğretmen yetiştirmekten ısrarla kaçındı. Siyasiler ise, bırakın her ili, her ilçeye Anadolu lisesi açtı. O da yetmedi, 130 imam hatip lisesi, yabancı dille eğitim yapan Anadolu imam hatip lisesi haline getirildi. Sağlam, madem yabancı dille eğitime karşı, memleketi K. Maraş'a 9 tane Anadolu lisesi açılırken neden karşı çıkmadı?..
En vahimi de, yabancı dil kaldırıldığında nasıl bir modelin uygulanacağının hala bilinmemesi!..