Üniversite dediğimiz zaman aklımıza hep üçü beşi gelir. Diğerlerinin esamesi bile okunmaz.
Oysa Ankara ve İstanbul’un biraz dışına çıktığınızda, Anadolu’yu adım adım dolaştığınızda, her şey çok daha farklı.
Ne Ankara’nın şaşı bakışı ne de İstanbul’un stresi...
Dün, gün boyu bir üniversitedeydim.
Müthiş bir kampüsü ve memnuniyet oranı tavan yapan öğrencileri vardı.
Rastgele bir kantine girip, ısrarla memnun olmadıkları bir şeyleri yakalamaya çalıştım. Nafile.
Hocalar için de durum farklı değildi...
Geçen hafta ODTÜ kampüsündeydim. Artık onlara dar geldiğini yazmıştım.
Gittiğim üniversitenin kampüsü neredeyse onların üç beş katı büyüklükte ve tıpkı ODTÜ gibi yemyeşildi.
Onlar da dağ bayırken almış ve yüz binlerce ağaç dikmiş.
Peki ya akademik başarısı?
Geçenlerde Avrupa Kalite Ödülü’nü alan ilk üniversitemiz diye yazmıştım.
Abartılı bulanlar ve önemsemeyenler olmuştu.
Kendilerine hatırlattım, diğer ödüllerini de saydılar ve “Hiçbiri tesadüfi değil ve durduk yerde verilmez” diyerek tüm üniversitelere hodri meyden çektiler.
“Kolaysa siz de alın” dediler.
Aldıkları ödüller
İşte o uzaktaki üniversitemizin, mükemmellik yolculuğunda aldığı ödüllerden bazıları:
- Avrupa Komisyonu ECTS Label Ödülü, Avrupa Komisyonu, 2010
- Ulusal Kalite Ödülü, KalDer, 2010
- Avrupa Komisyonu ECTS ve DS Label Ödülü (Yenileme), Avrupa Komisyonu, 2013
- Mükemmellikte Süreklilik Ödülü, KalDer, 2013
- Avrupa EFQM Mükemmellik Ödülü, 2015
- ISO 10002 Sertifikası,2015
- KalDer Mükemmellik Elçisi Ödülü, 2015
Üniversitemiz, Avrupa Üniversiteler Birliği’nin (EUA) Kurumsal Değerlendirme Programı’ndan da yüz akıyla çıktı.
İşte o rapordan bazı satır başları:
- Üniversiteniz hakkında genel izlenimimiz gerçekten çok olumlu.
- Öğrencilerin okul memnuniyeti oldukça yüksek.
- Burada çok mutlu ve memnun çalışanlar var, çalışkanlar ve pozitifler. İşlerine çok motive ve adanmışlar.
- Ciddi bir liderlik anlayışı hakim ve kurduğunuz sistemleriniz tarafından da bu destekleniyor ve yapılandırılıyor.
- Üniversite içinde güzel, harika bir iletişim ortamı var, herkesin birbirine rahatlıkla ulaşabileceği duvarların ve bariyerlerin minimum düzeyde olduğu bir ortam var.
- Üniversite, hem eğitim alanında hem de araştırma alanında gelişmeye çok hevesli ve motive.
- Harika, çok çekici bir ana kampüsünüz var.
- Genel olarak izlenimlerimiz çok pozitif ama ya üniversite gerçekten bu kadar iyi ya da sizler sorunları halının altına süpürmek konusunda oldukça başarılısınız.
- Nicelden nitele doğru kaymalısınız. Yani elinizde tüm bu bilgiler var, bunun daha niteliksel yansımalarını gözlemlemelisiniz.
- Öğrenci merkezli öğrenme konusunda çalışmalarınız ve çabalarınız olduğunu gördük. Ama bunun üzerinde biraz daha çalışmanız gerekiyor.
- Akademisyenlerin durumunda şöyle bir sıkıntı var; ders saati yükü çok fazla ve bu yüzden araştırmaya yeterince zaman ayıramıyorsunuz. Bu konuda bir iyileştirme yapılabilir bence düşünülmesi gereken bir mesele. Öte yandan, akademik personel çok adanmış yani gerçekten hocaların okula ve eğitime adanmış olduğunu biz gözlemledik ve bu çok sevindirici.
En büyük sorunları
Bizim de her defasında sık sık hatırlattığımız, kendilerini daha iyi anlatma konusuna, EUA temsilcileri de dikkat çekmiş:
- Üniversitenizin çok çok iyi olduğu yönleri daha da parlatabilirsiniz ve bunu iyi bir pazarlama yöntemi olarak kullanabilirsiniz. Yani öğrenciler bu üniversiteyi tercih ederken belirli bir şey için tercih etsin, üniversiteniz şu konuda çok iyi desin. Bu sadece araştırma konusunda değil, başka konularda da olabilir. Örneğin, çok iyi olduğunuz beş tane özellik belirleyin ve öğrenciler sizi bunun için tercih etsin...
Özetin Özeti: 24. yılını kutlayan, bugüne kadar 125 bin mezun veren, 150 farklı yabancı üniversiteyle kontağı olan, 101 farklı ülkeden 3 bin 368 öğrencisi olan, öğrenci sayısı açısından 4’üncü ama kişi başına düşen bütçe konusunda sonlarda yer alan, her iki hocasından birisini her yıl yurtdışına gönderen, 84’ü lisans olmak üzere 514 ihtisas alanında eğitim yapan bu üniversitemiz, Sakarya Üniversitesi!..