TÜRK eğitim sisteminin en büyük baş ağrılarından biri de giriş sınavları. Öğrencileri okula soğutan, dershaneleri vazgeçilmez kılan sınav sistemleri yüzünden, sınıf içi eğitim ölmüş, başarının tek ölçütü alınan puanlar olmuştu.
Okulu ikinci plana iten bu yanlış uygulama, eğitim sisteminde ciddi tahribatlar yapmaya başlayınca, önlemler de peş peşe gelmeye başladı.
Önce üniversiteye girişte, ardından da Anadolu liseleri, kolejler, fen liseleri ve meslek liseleri sınavlarında önemli değişikler oldu. Temel amaç okul içi eğitimi önemli kılmaktı ve öyle de oldu.
Gelecek yıldan itibaren sadece üniversiteye girişte değil, sınavla öğrenci alan diğer tüm okullara girişte okul içi notlar önem kazanacak. Bu nedenle öğrencilerin, kurslara verdikleri önem kadar okul içi derslere de ağırlık vererek ortalamalarını yükseltmekte sonsuz yarar var...
Dünya üniversitelerini gezerken, gittiğimiz her ülkede ısrarla iki soruyu sormuştum: Birincisi rektörlerin nasıl seçildiği, ikincisi ise özel üniversitelere devlet yardımının yapılıp yapılmadığıydı.
Hayretle gördük ki, hemen hemen hiçbir ülkede, bizde olduğu gibi özel üniversitelere ne arsa tahsisi yapılıyordu, ne de devlet yardımı...
1999 bütçesinde de özel üniversitelere 2 trilyon lira ayrılmış. Aslan payı yine Bilkent Üniversitesi'nin. Bu arada yeni kurulan özel üniversitelerin çoğuna da, sadece arazi verilmekle kalmadı, bina tahsisi de yapılıyor...
Oh ne ala! Arazi devletten, bina devletten, bütçenin bir bölümü devletten, hocalar yine devlet üniversitelerinden ama, eğitim paralı. Hem her şeyi devletten alacaksın, hem de öğrenciden 5 ila 12 bin dolar ücret isteyeceksin. Bu durum devlet üniversiteleri için haksız rekabet ortamı yaratmaktadır. Daha önce kolejleri geliştireceğiz diye Anadolu liseleri çökertilmişti. Şimdi de özel vakıf üniversitelerini geliştireceğiz diye umarız devlet üniversiteleri çökertilmez...
Eğitimin en önemli bir başka sorunu da kaynak yetersizliğiydi. Yıllarca bu konuda parmak oynatılmadı. Derken 8 yıl yasasına konulan ek bir maddeyle Milli Piyango, Spor Toto, taşıt alım satımı gibi bazı alanlara miniminacık zorunlu kesintiler konuldu. Sonuçta bu ufak kesintiler vatandaşı çok fazla etkilemiyordu. Ama eğitime müthiş bir kaynak sağladı. 18 ayda toplanan para tam 250 trilyon lira. Yasa, 3 yıllıktı ve ömrü bir yıl sonra sona erecek. Umarız, bir üç yıl daha uzatılır ve çocuklarımız çağdaş eğitim koşullarında öğrenimlerini sürüdürürler...
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr