YENİ yıla pek çok öğretmen buruk girdi. Nedeni de 16 Aralık'ta Resmi Gazete'de yayımlanan "Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslar". Kararnamede, her ne kadar "Kazanılmış hakların korunmasına özen gösterilmiştir" dense de, öyle olmadığı gelen faks ve telefonlardan net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Yeni yıla zamlı maaşlarla girmeyi hayal eden öğretmenler, ek ders ücretlerinin tırpanlanmasının şokunu henüz atabilmiş değiller.
Yapılan kesintiler aslında büyük rakamlar değil. 10 ile 16 milyon lira arasında değişiyor. Ama öğretmenlere öylesine düşük maaşlar veriliyor ki, her kuruşun önemi var. Tepkilerinin büyüklüğü de zaten bu yüzden...
Mağdurların başında da yabancı dil öğretmenleri ile Fen ve Matematik derslerini yabancı dille veren branş öğretmenleri geliyor. Özellikle Anadolu liselerinde görev yapan öğretmenler, bu yüzden bir hayli sıkıntılılar. Meslek liselerinde laboratuvar çalışması yapan öğretmenlerle, rehberlik uygulaması ve eğitsel kol çalışması yapan öğretmenler de mağdurların bir başka ayağını oluşturuyorlar.
On binlerce öğretmene yeni yılı zehir eden bu düzenlemenin nereden kaynaklandığını araştırdığımızda ise ortaya traji komik bir durum çıktı. Devlet her zaman olduğu gibi, daha iyi koşullarda eşitlik yerine, daha kötü koşullarda eşitliği tercih etti.
Daha önceki uygulamaya göre iç içe eğitim yapan benzeri okullarda aynı işi yapan öğretmenlere farklı ücret veriliyordu. Örneğin Anadolu liselerindeki öğretmene fazladan ek ders ücreti verirken, süper liselerdeki öğretmenleri bu olanaktan yararlandırmıyordu. Bu yüzden de az ek ders ücreti olan öğretmenler, diğer arkadaşlarını emsal göstererek "Aynı işi yaptığımız halde bizler neden daha az maaş alıyoruz" diye sızlanıyorlardı. Benzer durum diğer öğretim kurumları için de geçerliydi...
Her soruna dahiyane çözümler üreten hükümet, bu konuyu da yeni yılda çözüme kavuşturmak için 5 sayfalık bir kararname yayımladı ve daha az maaş alan öğretmenlerin maaşını artıracağına, yüksek alanların maaşlarındaki fazlalığı tırpanlayarak diğerlerinin seviyesine indirdi.
Devletin bir tek kuruşunun kimseye haksız yere verilmesini elbette istemeyiz. Ama mevcut hakların böylesine gasbedilmesine de seyirci kalmayız. Hak gaspı eğitimde ilk kez olmuyor. Üniversiteye girişte de yüz binlerce öğrencinin hakkı göz göre göre gaspedilmedi mi?..
Milli Eğitim ve Maliye Bakanlığı'nın ortaklaşa hazırladığı, Bakanlar Kurulu'nun da onay verdiği kararname, daha ayını doldurmadan, öğretmen sendikaları tarafından peş peşe mahkemeye veriliyor. Bu arada mevcut aksaklıkların bir kısmının giderilmesi için de ek genelge çıkartılıyor.
Her ne kadar sendikalar, öğretmenler sızlansa da, bakanlık, hiç kimsenin mağdur edilmeyeceğinde ısrarlı. Birkaç yeni düzenlemeyle her şey çok daha iyi olacak diyorlar. Maaş bodroları alındığında kimin haklı olduğunu göreceğiz...
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr