EĞİTİM, gençlik, demokrasi, hukuk gibi etik değerler, reyting uğruna bir kez daha ucuz sömürü kaynağı oldu.
Kadir Çelik'in türbancıların şovuna dönüşen "bi dakka" programlarının ikincisinde de, üniversite sorunları gündeme gelmedi. Ama aşırı uçlardaki öğrencilere, fazlasıyla propaganda olanağı sağlandı.
Kadir Çelik ve arkadaşlarının bu programları yapmaktaki amaçlarının bir avuç politize genç arasında uzlaşma sağlamak değil, aradaki çatışmanın daha da derinleşmesine ortam hazırlamak olduğu da gün gibi ortaya çıktı.
Ancak, olaya "her şeyde bir hayır vardır" mantığıyla yaklaşırsak, iyinin değil de, kötünün nasıl olabileceği konusunda epey fikir sahibi olduk. Bir bir ele alalım:
* Birbirlerini dinlemeye bile tahammül edemeyen militan gençler, bu noktaya nasıl ve nerede geldiler?
* Din gibi kutsal değerleri bile sömürü kaynağı yapan, öğrenci demeye bin şahit isteyen bu militanlar, dinimize göre en yüce kişilerin başında gelen hocalarına karşı gösterdikleri saygısızlığın gücünü nereden alıyorlar?
* Demokrasiyi dillerinden düşürmeyip kendilerinden başkalarına söz hakkı vermeyen, hukuk devleti isteyip anayasal düzeni kabul etmeyen, hoşgörüden dem vurup kin kusan bu militanlara neden sürekli propaganda ortamı sağlanıyor?
* Kadir Çelik, "İlk programda türban yeterince tartışıldı. İkinci programın konusu gerçek üniversite sorunları" diyerek gündemi belirleyebilecekken, neden ısararla türban tartışmalarına çanak tuttu?
* Rektör ve hocalar, öğrencileri tarafından acımasızca yuhalanırken, aşağılanırken, hakaret edilirken neler hissettiler? Anne babaların, ülkeye, millete yararlı, saygılı, başarılı bir evlat yetiştirin diye emanet ettikleri gençlerin, bu noktaya gelmelerinde sizlerin hiç kabahati olmadı mı?
* Sorunların ertelenerek, topu başkalarına atarak çözülemeyeceği apaçık ortadayken, üniversite yönetiminin en basit konularda bile "bu bizim işimiz değil" deyip YÖK ve hükümeti muhatap göstermesi, belki de pek çok sorunun cevabı niteliğinde değil miydi?
* Üniversite imajını böylesine yıpratan bir program için, mekan olarak ısararla üniversitenin kullanılması ne kadar doğru?
Özetin özeti: Sadece Kadir Çelik değil, medyanın tamamına yakını olarak öğrencileri, gençleri, üniversiteyi neden hep şiddetin kaynağı olarak görüyor ve gösteriyoruz. Bu yanlış, 12 Eylül'de üniversitelere çok pahalıya mal oldu. Hala o yanlışın kamburundan kurutulamamışken, yeni kamburlar üretilmesi kime ne kazandırır?
Artık üniversite deyince kin, öfke, şiddet, saygısızlık değil, aydınlık yarınlar görmek istiyoruz!..
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr