Yıllar akıp gitse de bazı şeyler var ki onlardan hiç vazgeçmezsiniz. Örneğin okul, mahalle ve asker arkadaşlarınız, örneğin okuduğunuz gazete, çalıştığınız banka, içtiğiniz sigara, dinlediğiniz müzik, sevdiğiniz yemekler, çiçekler, filmler, kentler, kokular…
“Yedisinde neyseniz, yetmişinde de osunuz” atasözü belli ki bu yüzden yaşamımıza girdi.
İyi diyeni de çok, kötü diyeni de. Değerini ancak kaybettiğinde anlıyoruz!..
Değişim derken de kazanımlarımızı asla kaybetmemeliyiz!
Demokrasi, hukuk, eğitim, bilim, liyakat ve bizi biz yapan değerler, vazgeçilmezlerimiz arasında hep yer alacak. Almalı da.
Milliyet olarak bizler de dün olduğu gibi bugün de yarın da hayatınızın değişmeyenlerinden biri olmaya ve bunu hak etmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz...
Farklı bir yıl olsun
Haftanın ilk günü gibi yeni yılın ilk günleri de hep zor geçer. Ama her şey gibi onlar da geliyor, yaşanıyor ve bir süre sonra da sıradanlaşıyor. Tıpkı önceki yılların ilk günleri gibi...
Karamsar olmaya gerek yok. Her geçen yıl bizden çok şey götürüyor gibi görünse de kazanımları sanki hep daha fazla.
Niye mi?
Çünkü her zaman olduğu gibi yaşananları değil yaşanmayanları, kazandıklarımızı değil kaybettiklerimizi, yaptıklarımızı değil yapamadıklarımızı düşünüp kendimizi üzmek için bahaneler arıyoruz.
Bir şeyi kaybettiğimizdeki üzüntüyle kazandığımızdaki sevinç doğru orantılı olmalı ama nedense üzüntünün dozu hep daha fazla oluyor.
Yaşanan, yapılan, kazanılan güzellikler, şarkı da olmuyor, manşet de! Şarkılardaki hüzün, haberlerdeki iç karartıcı başlıklar hep bu yüzden değil mi!..
Dünü, dünde bırakıp, sevinç, mutluluk, kazanç, huzur, keyif, seyahat, hoşgörü ve kahkaha haklarını yeterince kullanmayanlar için 2024’ü yerden yere vurmayı bırakıp, geleceğe bakalım.
2025 yeni bir şans ve bu şansımızı bugünden itibaren sonuna kadar kullanalım!
Gelin bu yıl bir farklılık yapıp birikimlerinizin türünü değiştirelim, para yerine dost, üzüntü yerine keyif, gerginlik yerine hoşgörü, kaçırılan fırsatlar yerine yakalanan fırsatları biriktirelim…
2000’li yıllara girdik, gireceğiz derken 24’ü geride bırakıp, 25. yıla girdik. Hadi öncesini bırakalım, 2000 yılından bugüne kendiniz için ne yaptınız? Örneğin sınav kazanmanın, diploma, sertifika, para biriktirmenin, kariyere odaklanmanın ötesinde kendiniz için ne hayal ettiniz ne kadarını hayata geçirdiniz?..
Eğitime hiç farklı bir açıdan bakabildiniz mi?
Eğitimi, daha iyi bir karne ya da daha yüksek bir puan almanın ötesinde hiç düşündünüz mü?
Eğitimle insan olduğumuzun farkına varıyor, güzellikleri hissediyor, öğrenmeyi, üretmeyi, paylaşmayı, korumayı, saygıyı, hoşgörüyü, yenilenmeyi, hakkı, hukuku, adaleti, demokrasiyi, kısacası her şeyi, eğitimle kazanıp, eğitimsizlikle kaybediyoruz!
Daha önceki yıllarda olduğu gibi yine hep eğitimin öğreten, araştıran, sorgulayan, hesap soran, bilgilendiren ve gülen yüzünü, ısrarla sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Milliyet yanınızda
Yeni yıl eğitimin önemine inanan herkese daha fazla güzellikler getirsin ve inandığınız yolda mücadele verirken, yalnız olmadığınızı aklınızdan hiç çıkarmayın.
Neden mi?
Sizlerle birlikte olmaya, eğitim meşalesini yakmaya devam edeceğiz.
Eğitim, bilim, akıl ve gelecek için mücadele edenler, zaman zaman dışlanmışlık ve pişmanlık duyguları yaşasalar da er ya da geç hep kazanıyorlar. Daha çok okuyan, daha çok düşünen, daha çok öğrenen, daha çok paylaşan, huzurlu, sağlıklı, kazançlı ve bir o kadar da keyifli bir yıl dileğiyle, yüreğinizden sevgi, yüzünüzden gülücük hiç eksik olmasın...
Yeni yılın ilk gününe nasıl başlarsanız öyle gidermiş! Hadi bir farkındalık yaratın; keyifle başlasın, keyifle devam etsin ve keyifle yeni yıla devir yapsın!
2025 başta MEB olmak üzere YÖK, ÖSYM, TÜBİTAK, TÜBA, üniversiteler ve eğitime yön veren diğer kurumların hepimizi pozitif yönde şaşırtacağı bir yıl olsun.
Eğitimde yüzler gülerse, herkes güler!
Özetin özeti: 2025 umutların hiç tükenmediği, hayallerin, vaatlerin yerine getirildiği bir yıl olmalı. Olmalı ki yeniden ayağa kalkıp koşmaya devam edelim…