PARASI olup da, çoçuğunu daha iyi koşullarda okutmak isteyenler için, en sıkıntılı günler. Bir yandan sınav için yoğun hazırlıklar sürerken, öte yandan "hangi okul daha iyi?" telaşı yaşanıyor.
Eğitimle, okullarla içli dışlı olduğumuz için, son günlerde en fazla yöneltilen soru bu:
"Hangi kolej dahi iyi?"
"İyi"lik kavramının kişiden kişiye, ortamdan ortama, yıldan yıla, uygulanan değerlendirme ölçüsüne göre değişkenlik gösterdiğini anlatsanız da, veliler, kolay kolay ikna olmuyor.
"Bütün söylediklerinizde haklısınız. Ama siz yine de söyleyin: En iyi okullar hangisi?.. Hangi okulları listenin başına yazalım?"
Bu sorunun cevabı öylesine zor ki! Bir anlamda, çocuğun geleceğine karar veriyorsunuz. Yani sorumluluğu çok fazla. Bu yüzden ince eleyip sık dokuyoruz...
Anadolu liseleri ve kolej seçiminde, benim öncelikle önem verdiğim konu, okuldan çok lisan. Yani İgilizce mi, Almanca mı, Fransızca mı, yoksa İtalyanca mı oluşu.
Dünyada bugün gelinen nokta: ana dil gibi giderek yaygınlaşan ve bir dünya dili haline gelen İngilizcenin, tartışmasız üstünlüğü.
Bu yüzden okul seçiminden önce, dil seçimi çok önemli. 2000'li yıllarda İngilizce "olmazsa, olmaz" durumuna gelecek. İngilizce öğrenildiğinde de, Almanca ve Fransızca ikinci lisan olacak. O halde ne diye, ikinci lisan olacak bir dil için 7, 8 yıl harcansın ki?..
İstanbul Erkek, Galatasaray, Alman, Avusturya, Fransız ve İtalyan okulları, elbette iyi okullar. Ama olaya uzun vadeli bakmak gerekir.
Okul seçimine gelince: Artık işverenlerin aradığı çağdaş insan, okullarda "inek" olarak tabir edilen tipler değil, "sosyal" olanlar.
Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nin yaptığı bir araştırmaya göre, öğretim üyeleri, öğrencide aradıkları özelliklerin ilk sırasına "çalışkan olmayı" oturturken, büyük şirketlerin yöneticileri, kolay iletişim kurabilen "sosyal"liği öne çıkartmıştır.
Yani, dersten başka gözü hiçbir şey görmeyen ve okul yıllarını öğrenciye zehir eden öğretmenlerin yoğun olduğu kışla okulları değil, eğitim ve öğretim kadar, öğrencinin sosyal gelişimine de önem veren kolejleri seçin. Robert'i Robert yapan da bu özelliği değil mi?..
Yabancı dil öğretme düzeyleri, üniversite giriş sınavlarındaki başarıları, evinize olan yakınlığı, sosyal tesisleri ve tabii ki ücreti de çok önemli.
Tercihler, her ne kadar pazartesi günü bitiyorsa da (bir süre daha uzatılmasında yarar var), değiştirmek için daha önünüzde uzun bir zaman var. Çocuğunuzun son durumuna göre, 12/23 mayıs tarihleri arasında daha sağlıklı bir liste hazırlayarak, şimdi hazırladığınızın yerine onu verebilirsiniz. Ama bu arada, tercih listenize aldığınız okulları, mutlaka ve mutlaka gidip, görün, gezin. Öğretmenleriyle, yöneticileriyle uzun uzun sohbetler edin. Ne de olsa, çocuğunuzun karekterine, sosyal gelişimine, geleceğine onlar yön verecek...
Türkiye'de özel öğretim kurumlarının oranı yüzde 1'de takıldı kaldı. Halbuki, çocuğunu özel okulda okutacak en az yüzde 10'luk bir kitle var. Ama, eğitime para harcama alışkanlığı olmadığı için, eğitim yerine hala eve, arabaya, dövize yatırım yapıyorlar.
Bu konuya yarın da devam edeceğiz. Ayrıca, "Kolejler Başvuru Rehberi"mizi incelemeden, tercih formunuzu vermemenizde yarar var.