Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       MİLLİ Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu konuşkan çıktı. Hemen her gün bir demecini okuyoruz. Oysa Hikmet Uluğbay'ın konuşması için tam bir yıl beklemiştik.
Uluğbay bilmediği konularda konuşmazdı. Ekonominin ardından eğitime vakıf olması zaman aldı. Tam eğitim adına üretken bir noktaya geldiğinde de Çillerzede oldu. Gerçi başbakan yardımcılığına ve ekonominin patronluğuna yükseldi ama aklının ve gönlünün eğitimde kaldığına inananlardanız.
Hukuk kökenli Metin Bostancıoğlu da Uluğbay gibi Ecevit'in kayıtsız şartsız güvendiği isimlerden birisi. Ondan habersiz bir şey yapması mümkün değil. Ama verdiği ilk görüntü, Uluğbay'a göre daha toleranslı olduğu. Bu nedenle kemikleşen bazı sorunlara çözüm getirebilir.
Örneğin öğretmenlik konusuna. On binlerce öğretmen açığı varken fen ve edebiyat fakültesi mezunlarının öğretmenlik haklarının ellerinden alınmasına dur diyebilir. Yüz milyonlarca lira ve bir yıla yakın zaman harcayarak öğretmenlik formasyonu kursunu tamamlayan üniversite mezunlarının çilesine son verebilir.
Ayrıca yine bir oldu bittiye getirilerek üniversite giriş hakları adeta gasp edilen yüz binlerce lise ve meslek lisesi mezununun mağduriyetlerini önleyebilir.
Seçim öncesi olduğu için bir "Gönül alma hükümeti"ne dönüşmesi muhtemel olan Ecevit kabinesi, 20 gün önce çıkartılan ek ders kararnamesi ile ekonomik kayba uğrayan öğretmenleri de sevindirebilir...
Ecevit hükümetini dört gözle bekleyen bir başka mağdur kesim ise, birkaç dersten lise bir ve üniversitelerden atılma durumuna gelen gençler. Çıkartılacak bir öğrenci affı da on binlerce kişiyi sevindirecektir.
Eğer bakanlık koltuğunda Uluğbay oturuyor olsaydı yukarıdakilere benzer konularda birazcık da olsa bir yumuşama kesinlikle söz konusu değildi. Uluğbay'ın kendi doğruları vardı. Mağdurlar haklı da olsa taviz kesinlikle söz konusu değildi.
Yeni bakanın olaylara bakışı ise çok farklı. Karneleri dağıtırken verdiği mesaj ileriye yönelik önemli ipuçları taşıyor. Ne demişti bakan:
"Bütün çocuklar başarılıdır. Hepsine pekiyi vermeniz gerekirdi. Eğer ortada bir başarısızlık varsa bunun kabahatlisi ya siz öğretmenler ya da anne babalardır."
Bu, popülist olduğu kadar gerçekçi de olan yeni yaklaşım çağdaş eğitim sisteminin de temelini oluşturuyor.
Çağdaş sistemler, "Her çocuğun başarılı olabileceği bir alanın olduğunu" varsayıyor. Yeter ki sistem ona göre kurulsun.
Özetin özeti: Eğitim, eskisinden çok daha fazla gündemde olacak. Katılığın yerine tolerans olacak.




Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr