Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       SİYASETE atılanların en önemli gerekçelerinden biri de ülkeye ve halka hizmet. Eğer söylediklerinde samimilerse, eğitimden daha iyi bir hizmet alanı bulamazlar. Üstelik bir taşla iki kuş vururlar. Bilgi Çağı'na girilirken İyi bir eğitimle hem vatandaşa, hem de ülkeye en büyük katkıyı sağlamış olurlar.
Dünyanın tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinde olduğu gibi, bizdeki son seçimlerde de eğitim ve gençlik, sonucu belirleyen önemli etkenlerden biri olacak. Eğitim ve gençliğe yatırım yapan kazanacak, ciddiye almayanlar, büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaklar.
Sadece genel seçimlerde değil, yerel seçimlerde de en önemli kozlardan biri yine eğitim olacak. ANAP'ın İstanbul aday adaylarından Ali Talip Özdemir bu durumu ilk fark edenlerden biri oldu. Özdemir seçilmesi halinde İstanbul'da görev yapan tüm öğretmenlere lojman vaat etti. Onun da söylediği gibi katrilyonluk bütçeye sahip İstanbul Belediyesi için her öğretmene bir lojman yapmak, sıradan bir iş ama bugüne kadar düşünülmedi.
Ayrıca İstanbul'da iki milyon öğrenci var. Evet evet yanlış okumadınız. Tam iki milyon öğrenci ve üç milyona yakın veli var. Yani nüfusun üçte ikisi direkt eğitimin içinde ve bunların yarıdan fazlası da seçmen.
Yarın, bir başka aday çıkıp yüz binlerce öğrenciye burs vereceğini açıklasa, bölgelerindeki okulları Türkiye'nin en gözde okulları haline getireceğini vaat etse ve inandırıcı projeler ortaya koysa, durup düşünmez misiniz?..
ABD eğitim bütçesinin yarıdan fazlası, yetişkinlerin eğitimine yönelik. Önemli bir bölümünü de yerel yönetimler finanse ediyor. Okul çağını aşmış, işsiz, aşsız, elinden hiçbir iş gelmeyen yetişkinlere yönelik mesleki kurslar ve ona paralel olarak geliştirilecek inandırıcı istihdam projeleri, sizce de oya dönüşmez mi? Ama nerdeee...
Evet, siyasi partiler ve yerel yönetimlere aday olanlardan eğitim ve gençliğe yönelik inandırıcı projeler bekliyoruz. Laf değil, proje ortaya koysunlar. Hiç olmazsa bu seçimlerde ideoloji, din, laiklik, Atatürkçülük istismarı değil, daha iyi eğitim ve daha iyi gelecek vaat eden projeler tartışılsın.

Haydi Güneydoğu'ya kampanyası çerçevesinde yolumuz Siirt'e de düşmüştü. Bu güzel kentimizin, güzel insanlarının sorunlarını bir kez daha yerinde dinlemiştik. Cehaletle savaşan başarılı bir valileri, Siirt'i Ankara'ya bağımlılıktan kurtarmaya çalışan onurlu genç girişimcileri vardı. Gelecek için umut veriyorlardı... Oysa Siirt son günlerde tüm Türkiye'nin dilinde. Siirtliler adına yapılan reklam paraları ile Tanju'ya, Sergen'e ve diğerlerine harcananlar bile bu şirin ilmizi on defa kalkındırmaya yeterdi. Amaç Siirt'i ve Doğu'yu kalkındırmak mı, yoksa Siirt'i birilerinin tezgahına kurban etmek mi anlayamadık. Siirtliler bu işe ne diyor merak ediyorum?..




Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr