Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hemen her şey öylesine hızlı değişiyor ki hızına yetişebilene aşk olsun.

Bırakın binlerce yıl öncesini, son 100 yıla bakalım.

Enerji çeşitliliğiyle birlikte teknoloji ve hele hele bilişim aldı başını gitti.

Otomobillerin hızları 30 kilometreden 300 kilometreye ulaştı.

Ev telefonlarının artık yüzüne bakan yok.

Beyaz eşya, bilgisayar, televizyonlarda neredeyse altı ayda bir model değişiyor.

Pırpır uçaklardan çift katlı devasa uçaklara geçildi, tek seferde kıtalar arası yolculuklar yapılıyor.

Bu arada insan ömrü de 50’den 80’e merdiven dayadı.

Haberin Devamı

Ameliyatla değiştirilmedik organ kalmadı, yapay zekâyla birlikte biyonik insan da kapıda...

Peki, böylesi bir hızlı değişim yaşanırken, eğitimde neler değişti!

100 yıl önce de birleştirilmiş sınıflar vardı, bugün de.

100 yıl önceki sınıflarda da bir kara tahta ve bir öğretmen vardı, bugün de!

100 yıl önce de önlükle okula gidiliyordu, bugün de.

100 yıl önce de ödev dayatması vardı, bugün de.

100 yıl önce de ezber vardı, bugün de.

100 yıl önce de sınav odaklı bir eğitim vardı, bugün de.

100 yıl önce de katı bir disiplin anlayışı vardı, bugün de...

Değişen ne oldu?

Yukarıdaki örnekleri sayfalar dolusu artırmak mümkün.

Asıl vurgulamak istediğimiz, dünya değişirken eğitimin ona ne kadar ayak uydurduğudur.

Eskiden eğitim kurumları bir bilim yuvasıydı ve toplumun birkaç adım ilerisindeydi.

Tıpkı gazeteler gibi.

Şimdi okullar da gazeteler de toplumun gerisinde kaldı.

Gazetelerde tirajlar niye eriyorsa, okullara ve eğitime olan ilginin azalması da bu yüzden!

Bu yüzden, eğitim ve eğitimcilerin yeniliklere karşı ayak diremesini irdelerken, medya olarak kendimize çuvaldızı batırmayı da ihmal etmemeliyiz ki ciddiye alınalım...

Aristo’dan bugüne!..

İnsanoğlu var olduğu sürece, eğitim hep olacak.

Ve eğitim olduğu sürece de öğrenci, öğretmen ve okul olmaya devam edecek.

Aristo’dan bugüne değişmeyen gelenek, bundan sonra da öyle ya da böyle sürecek.

Çünkü eğitim ve öğretim iki ayaklı bir süreçtir.Öğrenmeyi okul dışında da gerçekleştirebilirsiniz ama ailede başlayıp okulda devam eden eğitim ve sosyalleşmeyi okul dışında devam ettiremezsiniz. Ettirseniz de eksik kalır.

Haberin Devamı

Yani okul, öğretmen, ders ve arkadaşlar hep olacak.

Önemli olan, onların olması değil, nasıl olacağı!

100 yıl önceki müfredatı, okul binalarını, ders saatlerini, ders çeşitliliğini, öğretmenin görev sorumluluklarını, ölçme değerlendirme yöntemlerini ve disiplin anlayışını hiç değiştirmeden dünden bugüne taşırsanız eğitim cazibesini yitirir ve yararlı olmaktan çıkar!

Tek tip eğitim modeli artık çok gerilerde kaldı.

Hangi çocuk bir diğerine benziyor ki hepsine aynı eğitim modelini dayatıyoruz?

Bireye özgü eğitim modelinin zamanı geldi de geçiyor.

Finlandiya örneğinin bu kadar öne çıkmasının nedeni de bu.

Az nüfuslu ülkelerde bu mümkün ama bizim gibi çok öğrencili ülkelerde, eğer yeterince öğretmeniniz yok ve sınıflarınız kalabalıksa, öğrenciyi yakından tanıyıp ona göre model geliştirmek mümkün değil...

Eğitimde çok hatalar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.

Ve her ne kadar bu sorumluluğu hiç kimse üstlenmese de bu çocuklarımıza attığımız en büyük kazıktır...

Haberin Devamı

Özetin özeti: Akılla ve eğitimle desteklenmeyen, değişime ayak uydurmayan hiçbir reform kalıcı olmaz!..