Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Zor bir dönemden geçiyoruz. 50 yıl sonra, bugünün tarihini yazanlar, olup bitenleri nasıl değerlendirecekler bilmiyoruz. Çünkü ne olup bittiğini içinde yaşamamıza rağmen, henüz bizler bile anlayabilmiş değiliz...
Gencecik insanlar niye canlı bomba olur? O noktaya nasıl gelir?
200’e yakın üniversitemiz var. Çok merak ediyorum, içlerinden biri bile olsa, çıkıp da canlı bombaların ruh halini, ailelerini, çocukluk ve öğrencilik yıllarını araştırdı mı?
Araştırdılarsa ortaya nasıl bir tablo çıktı?
Araştırmadılarsa, hâlâ neyi bekliyorlar?
Sosyal bilimciler, bugün değil de ne zaman aldıkları eğitimin hakkını verecekler?..
Her çocuk önemli!
Doğan her çocuğumuzu, doğduğu ilk hafta, ilk ay ya da ilk yıl içerisinde nüfusa kaydedip, okul çağı geldiğinde okula başlatıp, zorunlu eğitimleri bitinceye kadar da takipçisi olsak, emin olun, bugün çok farklı bir Türkiye olurdu.
Her şeyin başı eğitim denildiğinde, ciddiye almıyoruz. Çünkü eğitimden anladığımız tek şey sınavlar, testler, dershaneler. Oysa eğitim demek,
- İyi bir yurttaş yetiştirmektir
- İnsanları sevmeyi öğretmektir
- Doğaya saygıdır
- Hoşgörüdür
- Hak, hukuk, adalet kavramlarına inanmaktır
- Sorun yaratmak değil, sorunları çözmektir
- Karıncayı incitmemektir
- Adam gibi adam olmaktır...
Yukarıdaki maddelere daha yüzlercesi eklenebilir ama biz bunların neredeyse hiçbirini çocuklarımıza kazandırmıyoruz.
Eğer kazandırmış olsaydık, gidip kendilerini böylesine kolay patlatmazlardı...
Eğitimden kopanlar
Zorunlu temel eğitimi, 12 yıla çıkardık. Okul öncesi eğitimin önemini de her fırsatta haykırıyoruz.
Peki, yasal hale getirdiğimiz bu anayasal göreve ne kadar sahip çıkıyoruz?
Örneğin,
- Okul çağında olup da okula gitmeyen kaç çocuğumuz var,
- Kaçı eğitimini yarıda bırakıyor,
- Kaçı hâlâ nüfusa bile kayıtlı değil?..
Yarın, o takibini yapmadığımız çocuklardan biri de karşımıza suçlu olarak çıkabilir. Ne olur, artık çocuklarımıza sahip çıkalım. Onları terörün, teröristlerin kucağına itmeyelim.
Bu sadece anayasal bir görev değil, insanlığın da gereği...
Zorunlu eğitimden kopan her çocuk mutlaka izlenmeli ve yeniden okula dönmesi sağlanmalıdır.
Medeni Batılı ülkelerde en büyük suçlardan biri de zorunlu eğitim çağındaki çocukların okul dışı kalmasıdır.
Bu durumdan, eğer aile sorumluysa, derhal çocukların velayeti ellerinden alınıyor, yok eğer kurumların zafiyeti söz konusuysa, en büyük cezai yaptırımlar uygulanıyor.
Niye?
Çünkü bu durum toplumun kimyasıyla oynanmış kabul ediliyor.
Çünkü bu durum en büyük insan hakları ihlali olarak görülüyor.
Çünkü bu durum sadece o çocuğa değil, ülkenin de geleceğine vurulmuş bir darbe olarak algılanıyor!..
Eğitime keşke bir de bu gözle bakabilsek!..
Özetin özeti: Sorunları yaratan nedenleri ortadan kaldırmadığımız sürece, sebepler üzerinden değil sonuçlar üzerinden analizler yapmaya devam ederiz ki bu da bırakın kalıcı çözümleri, günü kurtarmaya bile yetmez!..